Ankara

Banu Pirinçcioğlu

Bugün gördüklerimizden sonra bir daha asla aynı olamayız.

Bizler için bir dönem kapandı.

Bizler dediklerim, vicdanı olanlar.

Bizim içimizde bir şeyler öldü bugün.

Bir daha asla eskisi kadar iyi olamayız biz.

Biz bugün çok ağladık. Bir yakınımızı kaybetmiş gibi ağladık.

Paramparçayız. Dokunsan ağlıyoruz.

Kelimeleri bir araya getirip cümle kurmakta zorlanıyoruz.

Hem diyecek çok şey var hem de söz bitti.

Ne diyebiliriz ki?

Barbarlığın tam ortasındayız.

Hitlerin fırınlarda diri diri yaktığı insanlara ağlar gibi ağladık.

Dövülerek öldürülen, öldürülmeden canlı gömülen, kafası kolu kesilip parça parça edilen köpekleri gördük. Bir daha kimse bizden iyi olmamızı beklemesin.

Kendimizi canlı canlı poşetlere konulup çukurlara atılan köpeklerin yerine koyduk çünkü.

Empati.

Sizde yoksa anlamazsınız zaten.

Orda değildik ama kulaklarımızda o köpeklerin çığlıkları var.

Nefes alamayan, çırpınan köpeklerin görüntüleri var.

Görmedik ama görmüş gibiyiz. Duymadık ama kulaklarımızdan sesleri gitmiyor.

Belki de deliriyoruz.

Böyle vahşete tanık olup iyi kalamazsınız.

Bütün görüntülerin yanında bir tanesi aklıma kazındı. Bir daha da çıkmaz.

Gözleri açık gitmiş bir köpek gördüm. Son çırpınışıydı herhalde.

Son nefesini vermiş öylece.

Nefesimden utandım.

Hamile köpek vardı biliyor musunuz?

Yüzlerce köpeğin çığlığı havada asılı kaldı.

Ankara'da bir çukurda vahşet yaşandı. Ankara'da bir barınakta bu vahşete karışan ve bundan zevk alan insanlar var. Hekim yemini etmiş bazı insanlar var.

Kalbi atan, nefes alan canlıları kasap gibi canlı canlı doğrayan insanlar.

Karnında can taşıyan köpeği öldürmüşler

Siz bir daha aynı kalabilecek misiniz?