Madem 31 Mart’ta yerel seçimler var; madem İzmir’de henüz adaylar belli değil; madem CHP Genel Merkezi’nde hafta sonu aday isimler açıklanacak; biz de Ankara’ya, Türkiye’nin başkentine, siyasetin merkezine gidelim dedik.
Dün geç saatlerde, yoğun yağışlı, sakin ve kontrollü bir yolculuktan sonra, gazeteci dostlarım Mevlüt Kömür ve Cemil Dirim ile birlikte hedefimize vardık.
Ankara’ya girişte beni ilk etkileyen görüntü, koca koca yüksek binalar, büyük büyük makamlar ve Türkiye’nin buradan yönetildiğini gösteren bürokrasi oldu.
Ama bizim ne binalarla, ne makamlarla, ne de Türkiye’yi yönetmekle ilgili bir niyetimiz yok.
Bizim derdimiz İzmir, bizim derdimiz İzmir’in güzel ilçeleri, bizim derdimiz İzmirliler'in 5 yıllık geleceği...
CHP Genel Merkezi’ne yakın olan bütün oteller dolu. Otellerde bu dönemde kalacak yer bulmak için, zamandan ve mekandan fedakarlık yapmak zorundasınız ve biz de öyle yaptık.
CHP Genel Merkezi’nde giren ve çıkanlar ile bekleyenleri takip edeceğiz. Neye geldiklerini, neyi beklediklerini ve ne düşündüklerini araştıracağız.
İzmir’deki aday seçimini sizler için takip edeceğiz.
Yüzünü bildiğimiz, ismini bildiğimiz birçok İzmirli'nin burada olması, CHP adaylarını bekleyen İzmirliler'den dolayı en doğal manzara sanırım.
CHP Genel Merkezi’nin etrafındaki bütün kafeteryalar ve restoranlar 24 saat açık ve 24 saat dolu gibi. Uykusu gelen otele, uykusu kaçan CHP Genel Merkezi’ne, etrafına konuşlanmış durumda. Ya kendisi için mücadele ediyor, ya da kendisine yakın desteklediği kişinin aday olması için siyasi iletişim yapıyor. ‘Adayımız sahipsiz değil’ diyerek siyasi kulis yapıyor.
Ayağımızın tozu ve ilk siyasi kulisle şunu söyleyebilirim, pazar günü için çok büyük sürpriz isimleri duyabiliriz.
Çünkü hiçbir aday adayının ismi net değil. Bir kaçının ismi belki ön planda gibi gösteriliyor ama edindiğim izlenimden, kimse bu isim kesin diyemiyor.
İzmir’i adaylarının bu kadar bilinmezlik içinde olması demokrasi açısından belki iyi. Her adaya eşit mesafede olmak ilkesinden dolayı. Ama bir o kadar da kötü. CHP seçmeni, evinde oturan, sonuçları bekleyen ve sonuçları kolay kolay kabul eden bir seçmen değil. CHP seçmeni, partisi kadar desteklediği, beğendiği ve oyunu vereceği adayına da bir o kadar sıkı sıkıya bağlı. CHP Genel Merkezi’nin çok ama çok büyük sürprizler halinde İzmir’de 7 şiddetinde bir depreme, orta sürpriz adaylarla 5 şiddetinde bir depreme, az sürpriz adaylarla ise 3 şiddetinde bir depreme neden olacağını söylemek sanırım kâhinlik olmaz.
Yani Pazar günü İzmir’de, ama 7, ama 5, ama 3 şiddetinde bir CHP depremi bekleniyor.
CHP açısından önemli olan artık depremin kendisi değil, parti teşkilatı üzerindeki, seçmen üzerindeki etkisi.
Yıkmadan, dökmeden sadece sallayan bir CHP depremini İzmirli korkarak da olsa seçim atmosferinin şenlik havasında atlatır. Ama yıkan, döken, dağıtan, isyanlara neden bir CHP depreminin etkisini CHP İzmir’de çok pahalı öder.
Hasar faturası da CHP Genel Başkanı ve yönetime çıkar.
Ankara’dan selamlar.