Hep anlamaya çalıştım; gökte uçan kuşu, dala konan kelebeği, gözünde yaşı olanı, gönlünde yarası olanı, geçmişinde acısı olanı, geleceğinde hayali olanı.
Anlamaya çalıştım insanı ve insanlık halidir deyip çok sustum. Anlamaya çalıştım ruh halinin değişikliklerini. Hak verdim, hak edilmediği halde. Kendimin kırılmasına izin verdim, kırmamak için. Heybemde çok yük var kırgınlıklarıma da...
Bu hayatın hiçbir durağında yer bulamıyorum kendime. Geçtiğim hiçbir istasyon yaklaștırmıyor beni mutluluğuma. Zamanla sevdiklerim yabancılaşırken bana, benide yabancılaștırdılar bana.
Ne zor şeydir anlaşılmamak ve ne büyük yüktür yüreğe. Ağırdır ve sessiz sessiz eritir insanın kalbini bir mum misali.
" Artık eski kadar tanıyamıyorum kendimi en çok neyi severdim, nelerden hoşlanırdım sevdiğim her şeyi unutturdular bana." dedi ihtiyar.
İnsanlar arasındaki en iyi iletişim yolu onları anlayabilmekten geçer. Karşısındaki insanla empati kuramayan biri, o kişiyle saatlerce konuşması hiçbir şeyi değiştirmez.
Çok değerlidir bir başkasını anlayabilmek; kendi yargılarınıza ters düşse bile onun yanında durabilmek ve ona her anlamda destek olabilmek...
Yalnızlaștırmak yerine çoğaltmaktır. Sevgiyi, güven duygusunu, huzuru...
Birini anlayabilmek tüm olumsuzluklara karşı atılabilecek en güzel adımdır. Bilgeliktir mesela. Ben merkezden ayrılıp, kısa bir süreliğine kendi duygu ve düşüncelerini bir kenara koyabilmektir. Karşısındakini yalnızlığa itmek yerine, yalnız değilsin diyebilmektir. Kimler bir başkasının acısını, sevincini kendi yüreğinde hisssedebiliyorsa o insanlar dünyanın en güzel kalbine sahiptirler.
Güzel kalpli tüm insanlar selam ola...