ARAÇLARIMIZ YOLLARDA YANMAYA BAŞLADI!

Ali EYCE

Bu yaz çok sayıda araç trafik kazasına karışırken, çok sayıda araçta nedeni belli ama belirsiz şekilde yolda yanmaya başladı.

Kül olanı var, hurda olanı var.

Cana gelmesin mala gelsin diyeceğimiz var ama mal da canın yongası misali.

Peki neden bu yaz çok sayıda trafik ve trafik dışı kazalara maruz kaldı araçlar hiç düşündünüz mü?

Bilimsel bir veri yok ama sosyal bir veri var elimde.

Tamircilere gidip bir teker açtırıp, içine ne var diye baktırmanızın bedeli 500 TL.

Tamirce baktı, bir kusur, arıza gördü onu gidermek için alınması gereken otomobil yedek parçalarının bedeli binlerce TL.

Yıl da iki defa, bir yaz, bir de kış bakımı yaptırmanın bedeli servislerde 5 bin TL, özellerde 3 Bin TL.

Yani sizin anlayacağınız, domatesin, hıyarın, yumurtanın fiyatı artarken başka şeylerin fiyatları onları seyrediyor durumda değil.

Bu fiyatlardan kaçıp, son ana kadar, son paramıza kadar dayandığımız araçlar ise ne bize, ne yola, ne de olacaklara dayanamıyorlar.

Ya yoldan çıkıp kazalara neden oluyorlar, ya olduğu yerde yanıp kül oluyorlar, ya da oldukları yerden kalkmayıp beni çekici birisinin eline emanet edin diyorlar.

Çekici deyip geçmeyin, onların da çekeciliği hiç de karizmatik değil.

Şehir içinde 750 başlıyor, şehir dışına çıktıkça biner biner artıyor çekici çekiciliğini kullanmanı bedeli.

Rahmetli taksici abimin bir nashatı aklıma geldi. Ne olursa olsun, ‘arabanın yağına, suyuna ve yakıtına bak’ derdi.

‘Bunların yokluğundan aşka arızaları otomatik olarak tetikler’ derdi.

Paranın pul olduğu dönemde tamircilere götürü götüre, servislere soka soka yağına, suyuna ve yakıtına bakmayı da unuttuk.

Parasını veriyorduk, onlar bizim için bakıyorlardı.

Geçen yakıt istasyonunda yakıt pompacısı araç sürücüsüne soruyor, ‘Beyefendi yağına, suyuna bakayım mı?’

Gözü aracına dökülen yakıtın, bombada kayan rakamlarına acı acı bakan adam, “Yok teşekkür ederim. İhtiyacım yok’ dedi.

İhtiyacı olup, olmadığını dahi bilmeden.

Yakıt pompasında yükselen fiyatlar onu yeterince üzmüş olsa gerek ki, bir de yağ taksimetresi, su taksimetresi çalışmasın derdine düşmüştü.

Hoş suya para almıyorlardı ama o yağ ile suyu yazar kasaya koymuştu.

Şartlar eksi şartlar olmadığına göre eski şartlarda yaşamaya dönüşleri her anlamda yapmamız gerektiğini bundan daha iyi ne anlatabilir ki?

Avrupa ülkesi başbakanının, vatandaşlarını ormana odun toplamaya davet etmesi gibi.

Eskilerden öneri:

Aracınız, yağına, suyuna bakın, yakıt deposunu her zaman yarım ölçekte doldurun!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.