Dönmedolap güzel şey. Işık ışık, biraz heyecanlı, biraz yukarıda biraz aşağıda. Hayat gibi biraz da. Gökyüzüne yükselince, aşağı bakmak korkutsa da, tuhaf bir mutluluk. Kalp ritmini değiştiriyor. Bir de arkamızdan dönen dolaplar var tabbii. O dönen dolaplar ,pek heyecanlı ve mutluluk verici değil. Neydi adı? Sinsi.
Düşman olmaya gerek yok. Ben hallederim hissi ile tuhaf bir özgüven sinsilik. Belki biz anlıyoruzdur. Belki arkamızdan çevrilen işlerin, farkındayızdır. O çok güvenip hakkımızda konuştuklarınız, belki sizi de bize anlatıyordur. Yani farkındayızdır ama yüzlemiyoruzdur. Belki kötüyle kötü olmak için, kötüden daha kötü olmak gerektiğini biliyoruzdur. Bunu da kendimize yakıştıramıyoruzdur.
Hissetmek diye bir duygu var. Çok inanırım çok. Hisseder, biliriz ,bazen üstünde durmayız. Birine inanmak, güvenmek, bir şans vermek isteriz hatta bazen görmezden geliriz. Hatta bazen bin kişi uyarır yinede bir sebeple uzaklaşmayız. Tecrübe önemli ama bile bile kısmı gerekli mi sizce? Herkes ektiğini biçmez zannedenler varsa; Biçer. Çok şahit olmuşluğum var. Çilek eken erik toplayabilir mi sizce?