Fenerbahçe dediler
Galatasaray dediler
Derbi dediler
Heyecan çok dediler
Üniversiteli Koray Şener öldü.
Hem de maç başlamadan.
Yani o heyecan sahaya daha girmeden, gol olmadan, gol kaçmadan.
Hastanede tüm çabalara rağmen kurtulamayan bir genç Fenerbahçe taraftarı Koray, o heyecanı o kadar yüklenmese belki yaşayacaktı.
Derbi de derbi, derbi de derbi diye günlerce bildirimler yapıldı. Reytingler artsın, gelenler çoğalsın, gelemeyenler kahrolsun paralar havalarda uçuşsun diye.
Tıpkı madde bağımlığı gibi, gelmeyene eksi, seyretmeye eksi, bilmeyen çok eksi yazılacak şekilde kamuoyu oluşturuldu.
Tansiyonu yükseltelim, heyecanı arttıralım diyenlerin bu sonuçta hiç mi payı yok sizce ?
Futbolu oyun, sevilen bir oyun, keyif alınan bir oyun olarak sunmak yerine, bir ölüm kalım mücadelesi gibi gösterenlerin amacı neydi sizce ?
Kalplere sevgi diye ekilen bu şeyin hasadı ölüm mü sizce ?
Genç Fenerbahçe taraftarı Koray Şener öldü.
Maç berabere bitti.
Herkes hastaneye koştu, yas tutmaya.
Herkes mesajlar yayınladı, ölümünden dolayı üzüntü duyduklarını belirten.
Koray hastanede can çekişirken, o yarattıkları heyecanı, tansiyonu, sonunu kadar artan tansiyon ve artan heyecanla yaşatmaya devam ettiler.
Bir ölümünün nedenini bir sevgiye bağlamak ölümden bile daha üzücü.
Asıl soru, Fenerbahçeli olmasaydı Koray, Fenerbahçe'yi bu kadar sevmeseydi Koray, Fenerbahçe'nin derbi heyecanını almasaydı bu kadar Koray, maça da gitmeseydi Koray, daha da yaşar mıydı ?
Her ölümün bir nedeni vardır ama futbolun, futbol sevgisinin ve futbolun yarattığı heyecanın, ölümün nedeni olmasına çok karşıyım.
Hiç bir sevgi, hiç bir oyun, hiç bir spor, hiç bir skor, hiç bir derbi, bir canın bedeli olamaz.
Olmamalı da...
Derbi berabere bitti Koray.
Galatasaray 20, Fenerbahçe 10 puan oldu Koray.
Heyecan gitti Koray.
Herkes işine döndü Koray.
Kimse sana kalk öbür derbiye de gel, öbür derbinin heyecanını daha çok yaşatacağız sana diyemeyecek Koray.
Artık rahat uyuyabilirsin Koray.