Aşılamada dünya da olduğu gibi ülkemizde hızla bir gelişme yaşanmaya devam ediyor.
50 milyonun üzerinde insan korona virüsüne karşı aşılandı ve devam da ediyor.
Peki, asıl soru şu, aşılanma virüsten korunmanın yolu mu?
Tabi hayır!
Bilim adamları uyarıyor, aşı olmak tamam ama tedbirlere uymaya devam etmek gerekiyor.
Dünya tıp tarihinde hiçbir aşı, salgının bir anda yol olmasına veya etkisi azalmasına neden olmuyor.
Virüsün yok olması için onun salgın zincirinin karılması gerekiyor.
Bunun içinde basit tedbirlere uymaya devam edilmesinin gerekliliğini özellikle vurguluyorlar.
Peki, bizim ruh halimiz nasıl?
Şöyle bir baktığımda, büyük kesim aşılandığı için artık bu virüsü kapılamayacağını, kapılsa bile ölmeyeceği düşüncesiyle hareket etmeye başladı.
Maskeler indi, mesafeler kısaldı ve eski temizlik alışkanlıklarına geri dönüldü.
Kolonyanın, dezenfektanın yüzüne bakılmaz oldu.
Temmuz da havalar sıcak, Ağustos da sıcak olacak belli, Eylül ve Ekim’de virüs zinciri kırılmamış olursa, o eski kapalı, kısıtlı ve yoğun tedbirli günlerin gelmesi ihtimali maalesef yüksek.
İnsan olarak bu süreci iyi kullanmamız yolu, aşılı olmamıza rağmen, maske, mesafe ve temizlik kurallarına virüs ortadan kalkana kadar uymaya devam etmek.
Hem kendi sağlığımız için, hem çevremizdeki insanların sağlığı için.
Yani sarılma, tokalaşma, şakalaşma ve birlikte hareket etmemeye özen göstermeliyiz.
Eski günler gibi 10 binlerin üzerinde vaka sayısı, yüzlerin üzerinde ölümler yok ama hala günde 5 binin üzerinde vaka, çift rakamlarda ölümler devam ediyor.
Aşının varlığı, havaların aşınması ve tatil sezonunun başlaması hepimizin ruh halini değiştirip, özlenen eski günlerdeki yaşamaya koştururcasına itse de, tehlikenin hala devam ettiğini asla unutmamak gerekiyor.
Bilim insanları, bu virüs bitti, bu salgın bitti demeden, hastalanma ihtimalimiz, ölme ve öldürme ihtimalimiz var demektir!
Üstelik karşımızdaki virüs, sürekli mutasyon geçirip, başka hallere dönüşüyor gerçeği de orta da iken.
Rahatlayın ama gevşemeyin!