Fazla tuz tüketiminin yüksek tansiyon, kalp hastalıkları başta olmak üzere böbrek hastalıkları, şişmanlık, şeker hastalığı ve bazı kanser türleri gibi önemli halk sağlığı sorunlarına neden olduğunu söyledi.
Sağlıklı beslenmenin en önemli parçalarından birinin tuz tüketimine dikkat etmek olduğuna dikkat çeken Dr. Suat Günsel Girne Üniversitesi Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Barış Buğan, fazla tuz tüketiminin yüksek tansiyon, kalp hastalıkları başta olmak üzere böbrek hastalıkları, şişmanlık, şeker hastalığı ve bazı kanser türleri gibi önemli halk sağlığı sorunlarına neden olduğunu kaydetti.
“Dünya Sağlık Örgütü; hastalıklardan korunmak amacıyla tüketilmesi gereken tuz miktarını günde 5 gram (tepeleme bir çay kaşığı veya silme bir tatlı kaşığı) olarak önermektedir. Türk toplumunda tuz tüketimi önceki yıllarda çok daha fazla iken yapılan bilinçlendirme çalışmaları ile tüketim miktarının giderek azalmakta olduğu görülmektedir. Buna rağmen, Türk Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneği’nin gerçekleştirdiği çalışmalar günlük tuz tüketimi miktarının hala daha hastalıklardan korunmak için önerilen miktarın çok üzerinde olduğunu ortaya koymaktadır.
Gıdaların etiketlerini kontrol edin
Fazla tuz tüketiminin sağlık üzerine olumsuz etkilerine yönelik kamuda farkındalık oluşturulması ve bilgilendirme yapılması daha da önem kazanmaktadır ve aşırı tuz tüketiminin azaltılması amacıyla her yıl “Tuza Dikkat Haftası” etkinlikleri yapılacağını belirten Buğan; her yıl belirlenen bir tarihte gerçekleştirilen “Tuza Dikkat Haftası” bu yıl 12-18 Mart 2018 tarihleri arasında olacak dedi.
Toplumumuza ulaştırmamız gereken mesaj "unutulan tehlike:yediğimiz tuzun büyük bir kısmı satın aldığımız hazır gıdaların içinde gizlidir. Gıdaların etiketlerini kontrol edin ve daha az tuz tüketimi için tercihlerinizi değiştirin” dedi.
Tuz tüketimini azaltmak için ne yapmalıyız
Tuz tüketimi günlük olarak 5 gramı (1 tepeleme çay kaşığı veya 1 silme tatlı kaşığı) geçmemelidir. Bunu sağlayabilmek için aşağıdaki önlemlere dikkat edilmelidir diyen Buğan; “yemek hazırlama, pişirme ve tüketim sırasında ilave edilen tuz miktarı azaltılmalıdır. Hatta besinlerin bileşiminde sodyum bulunması nedeniyle hazırlama ve pişirme sırasında mümkünse tuz eklenmemelidir, sofrada yemeklere tuz ilavesi yapılmamalı ve sofradan tuzluk kaldırılmalıdır, besin sanayisinde kullanılan ve genellikle ambalajlı besinlerin besin etiketinde yer alan mono sodyum glutamat, sodyum nitrat, sodyum bikarbonat, sodyum sitrat, sodyum askorbat vb. tüm sodyumlu bileşiklerin tüketimine dikkat edilmeli, çünkü bunlar besinin tuz/sodyum içeriğini artırmaktadır, hazır soslar (soya sosu, ketçap sos, barbekü sos, tartar sos, salsa sos, hardal, makarna sosu gibi), atıştırmalık ürünler (cips, tahıl bazlı bar, meyve bazlı bar, ekstrüde ürünler, patlamış mısır gibi), tuzlanmış kuruyemişler (fındık, fıstık, ceviz, badem, leblebi, kavurga, kabak ve ayçiçeği çekirdeği, her türlü çekirdek içi vb.), turşu ve salamura (siyah ve yeşil zeytin, sebze turşuları), balık konserveleri, tuzlanmış, tütsülenmiş ve/veya salamura edilmiş et ve balık ürünleri ile aromalı/aromasız, doğal/doğal olmayan mineralli içecekler yüksek miktarda tuz içermeleri nedeniyle az tüketilmeli, geleneksel olarak evlerde hazırlanan turşu, salça, tarhana, kurut, yaprak salamurası vb. yiyeceklerin tuz içeriği fazladır. Bu nedenle daha az tüketilmeli ve hazırlarken yüksek miktarda tuz kullanımından kaçınılmalıdır, salamura ürünlerin tuz içeriğinin azaltılması için suda yıkama ve bekletme gibi işlemler uygulanabilir, satın alınan işlenmiş ürünlerin etiket bilgisi mutlaka okunmalı, tuzsuz ya da tuzu azaltılmış ürünler tercih edilmeli, ambalajlı tüketime sunulan gıdaların içeriği etiket bilgisinden okunmalı ve benzer gıdalarda tuz ve tuz yerine geçen maddelerin miktarları daha düşük olanlar tercih edilmeli, ev dışı beslenmede yemeklerin ve besinlerin içindeki tuz miktarı öğrenilerek mümkünse az tuzlu veya tuzsuz hazırlanması istenmeli, tuz yerine doğal lezzet artırıcılar (soğan, sarımsak, baharatlar, limon, sirke, biber vb.) kullanılmalı, tuz tüketiminin azaltılması konusunda bir süre ısrarlı davranıldığında, kişinin tuzu azaltılmış beslenme biçimine alışabileceği unutulmamalıdır” şeklinde sıraladı.