Toplumumuzun en güzel halidir, selamlaşma, kucaklaşma, sohbet etme, dertleşme, bütünlük içinde olma ve ihtiyaç halinde, halini sorarak veya sormayarak yardımlaşma.
Bu milletin en güzel halleri her zaman, birilerinin siyasi, ekonomik ve kültürel hedefi olmuştur.
Tarihte bulun çok örnekleri var.
Bırakın millet olarak bu durumlarla karşılaşmayı, çevrenizde haset, içi fesat, yüzünüze iyi görünün ama kuyunuzun kazılmasını bekleyenlerin hali düşünün.
Onlar da, bir iyilik yaptığınızda hemen o iyiliğinizi nasıl küçümserler hatırlayın.
Birisiyle aranızdaki ilişki, samimiyet arttığında onunla aranıza olmadık nifakları ve iftiralar nasıl atarlar bir düşünün.
Bireysel olanı ile toplumsal olanı arasından emin olun hiçbir fark yok.
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, partisi tarafından düzenli olarak yapılan askıda ekmek olayına da söz söyleyenler, işte tam da bu gözle söylüyorlar.
İyiliğin eleştirisi olmaz ama siyasette maalesef iyi görünmek için en iyinin bile eleştirildiğine tanık oluyoruz.
‘Milliyetçiliğin ekmekle olmayacağını’ iddia edenler, milliyetçiliğin özünde paylaşmanın, dayanışmanın ve birlikte yaşamanın ne olduğunu bilmeyenlerdir.
Milliyetçilik sadece kendini bilmek değil, kendinden olmayana da sahip çıkmaktır.
Milliyetçilik, sadece can vererek değil, kan vererek, güç vererek, sabır vererek, inanç vererek yaşamaktır.
Fırına girdiğim her zaman gönlümden koptuğu kadar askıya ekmek konulması için ödeme de yapmaya özen gösteririm.
Bu da ülkemin, şehrimin, ilçemin, mahallemin, sokağımın da yaşayan ve bihaber olduğum insanların ihtiyaçlarını gidermenin huzurunu almaktır.
Huzuru sadece kazanarak alanlardansanız zaten bu tür işleri de eleştirmeyi de doğal hak olarak görürsünüz.
Huzur vererek de alınır.
Dayanışma hiçbir zaman eleştirilecek bir şey değildir.
Askıdaki gözünüz çıkmadan.
Siz de askıyı bir deneyin!