Çok özel röportaj sizlerle...
Değerli okurlarım bu hafta sizlere çok değerli bir sanatçı ile gerçekleştirdiğim röportajı paylaşıyorum.
Çizgisini hiç bozmayan, kaliteli müziği ile hep zirvede kalan değerli sanatçı Soner Arıca ile çok özel söyleşim sizlerle...
Röportajıma ilk olarak Kaç Kere isimli yeni singleçalışmanız ile başlamak istiyorum. Şarkının oluşumunu bizlere anlatır mısın?
Soner Arıca: Aslında uzun zamandır bir albüm için şarkılar yapıyoruz; ama albüm tamamlanamadıkça o şarkıları singleolarak paylaşıyorum, sözü ve müziği bir arada oluşan şarkılar vardır; “Kaç Kere” onlardan biri ve benim kesin klasiklerim arasında yer alacak bir şarkı oldu. Ben şarkıyı hayatla hesaplaşma şarkısı gibi görüyorum; sitem de var, sevda da var, isyan da var, umut da… Yani “Kaç Kere” de hayata dair her şey var.
90’ların başından beri müzik piyasasının içindesiniz ve mankenlikten şarkıcılığa geçtiğinizi biliyoruz. Nedir bu hikaye tam olarak?
Soner Arıca: İlk albümüm çıkmadan önce 5 yıl kadar manken-model olarak çalıştım evet, dönemim en önemli reklam filmlerinde yaklaşık 25 başrolüm var. Ülkenin en önemli markalarının da katalog ve podyum mankenliğini de yaptım. İlk albümüm çıktığı yıl o sayfayı kapattım, çok erken olmuş; ama daha doğruydu sanırım.
Mankenliğin getirdiği şöhret müziğe geçince işe yaradı mı?
Soner Arıca: Belki küçük bir çevrede katkısı olmuştur; ama asıl önemli konu yorumladığım bir çok şarkının söz ve müziğinde imzam var. Bu herhangi bir olgunun torpiliyle oluşamaz, dinleyicinin şarkıyı sevmesi için söz ve müziğin iyi olması, sizin kim olduğunuzdan daha önemli. Benden sonra mankenlikten şarkıcılığa geçiş yaptı denilen çok isim oldu; ama gerçek anlamda podyum mankenliği ya da önemli firmaların modelliğini yaptıktan sonra müzik dünyasında da şarkıları, klipleri konuşuldu diye anacağımız ben ve AyşeHatun Önal var.
Müzik açısından ’90’lar mı daha iyiydi, bugün mü sizce?
Soner Arıca: Sanırım en güzel yıllar 70’ler ve 80’ler; ama bizim ülkemizde ihtilal sebebiyle 80’lerde pop müzik çok çokverimli değil, tabi bu yılları şimdi dinleyerek söylüyorum. Benim başladığım 90’lar da iyiydi; ama şu an 2020’lerle daha çok ilgileniyorum ve seviyorum olan biteni.. Favorim kesinlikle 70 sonları, 80 başları.
Fiziksel görünümünüz hiç değişmedi. Onu nasıl koruyorsunuz peki?
Soner Arıca: Sanırım enerjiyle ilgili, benim bile tam bilmediğim bir şey, ilişki oluşturdum; çünkü ne olursa olsun salt fizik mutlaka deforme oluyor, olacak. Allah sağlık verirse enerji deforme olamıyor, ben bu hikayeye çok takılmıyorum;çünkü Mick Jaager gibi, Sting gibi, Madonna, Ajda Pekkan, Erol Evgin gibi 25 yaşındaki birinden daha enerjik sanatçılar var, onlar büyük ilham veriyor bana..İnşallah sahnede daha çooook enerjik zamanlarımız var.
Şarkılarında bu kadar çok aşkı anlatan bir adamın aşk hayatını niye biz hiç bilmiyoruz?
Soner Arıca: Bilmek zorunda değiliz de ondan, yani niye merak ediyorlar demiyorum; ama bilmek zorunda değiliz diyorum. Aslında belki de şarkılarım açısından bu daha iyi..Nasıl klip yaparken şarkının hikayesinde önemli bir yere, dinleyicinin hayaline, çok müdahale etmemek için girmiyorsak bu kısım da öyle kalabilir. Benim şarkılar ve klipler dışında her şeyim çok paylaşıma açık değil. Çok renkli ve sürprizli geliyorum tanışıklık arttıkça, bu bağlamda anlattığım derinlikte şeyler yaşadım eğer bu merak ediliyorsa..
Yeni nesil popçuları nasıl buluyorsunuz? Beğendiğiniz isimler var mı?
Soner Arıca: Gayet enerjik ve tarz sahibi görünenler var, süreklilik için çok çalışmaları gerekecek onu da yaparlar sanırım. Edis favorilerimden biri, İlyas Yalçıntaş bence romantik kanadın en şanslılarından sesinde duyguyu geçiren çok iyi bir tını var, Tuğba Yurt’un ses rengi ve yorumculuğu da etkiliyor beni, Hande Ünsal da başarılı ilk aklıma gelenler; ama gerçekten iyi bir gruplar.
Nanna Restaurant’ta sahneleriniz devam ediyor mu? Repertuarınızda hep pop müziğe mi yer veriyorsunuz?
Soner Arıca: Hayır her türden örneklerin olduğu; ama tabi ki ağırlıklı pop müzik repertuarı; ama özellikle şunu belirtmeliyim ki daha çok eğlenceye dayalı bir şey yapıyorum o sahnedeki ya da o anlamda tercih edildiğim konserlerde, hem de çok eğlenceli diyebiliriz; ama “Soner Arıca Akustik’ konserleri de yapıyorum onlar biraz daha romantik hatta müzikli söyleşi diyebileceğimiz türden.
Sanat camiasından ve magazinlerden uzaksınız. Her zaman bir çizgisi olan sanatçısınız bunu nasıl başarıyorsunuz?
Soner Arıca: Camianın içindeyim aslında, nereye baktığımıza çok bağlı tabi, kimsenin yolculuğuyla kıyaslamadan söylüyorum; çünkü gerçekten ilgi alanımda değil, ben sürekli üretime dair düşünen, plan yapan, hayata geçirmek için de çalışan kanattayım, mutfaktayım. Çoğu zaman, yolu oradan geçenler çok görüyorlar beni emin olun. Çizgi dediğimiz konuya gelince bence de önemli ve bunun için gerçekten çok özen gösteriyor, çok çalışıyorum. Tesadüf değil; ama sosyal hayatta genelde stilim bellidir, kendimi hep öyle hissettim.
Son olarak röportaj için çok teşekkür ederim. Sevenlerinizi ne gibi projeler bekliyor?
Soner Arıca: Ben teşekkür ederim. Gerçekten çok; ama çok şey bekliyor; çok özel projeler, 3 farklı içerikte albüm çalışmaları, daha aktif bir YouTube kanalı, daha çok sahne... Uzun ve büyük bir yolculuk başlıyor, çok sevecek benimle bu yolculuğu yapanlar, garanti veriyorum.