Eskilerin dediği gibi seçim sathı mailine girdikçe milletvekili adayları da tuhaf tuhaf işler yapmaya başladı. Milletvekili adaylarından çok Cumhurbaşkanı adaylarının konuşulduğu bir dönemde adaylarda dikkat çekmek ya da çok çalıştıklarını göstermek adına farklı pozlara giriyor. Öyle ki hayatında yapmadıkları ya da yapmayacakları işleri yapıyor havası ile formaliteden pozlar ile sempatik olmaya çalışıyorlar.
Türkiye’nin dev şirketlerine avukatlık yapan mevcut milletvekili isim tatlıcı,“ağır abi” pozuyla tanınan ve okulların güvenlik ve temizlik işleri yapmasıyla bilinen eski bir ilçe başkanı berber, davulcu, ayakkabıcı pozuna giriyor. Bunu yaparken de kendi partisinden üst sıradaki isimlere kinayeli mesajlar da göndermekten geri kalmıyor. Sadece bu değil kimisi hızar başında marangozluk yapıyor, kimisi Dünya Çevre Günü diye takım elbise ile yerlerden 2 kağıt peçete birkaç izmarit toplayarak çevreci moduna giriyor. İzmir iş dünyasının önemli isimlerinden ve Ticaret Odası’nın önde gelen figürlerinden olan iş ciddiyeti ile bilinen müteahhit aday davulculuk ve pidecilik yapıyor.
En bombası da milli topçumuz Alpay Özalan. Ramazan ayının ortasında kendisine oy verecek insanların en hassas olduğu konularını başında gelen oruç olayını göz ardı ederek dönercilik yapıyor.
Parti büyükleri bunları görüp “hayırdır arkadaşlar ne yapıyorsunuz?”diyecek sanıyorsanız yanılırsınız. Zira Genel Başkan Yardımcısı da bu role soyunup dondurmacılık ve gevrekçilik yapıyor. Tam kimi kime şikayet edeceksiniz sözünün hayata geçtiği yer burası işte.
Merak ettiğim şu; bu arkadaşlardan hangisi bu işlerden birini yapmış? Şahidi ile ispat etsin bu köşede “Sayın vekil Adayı bu işi yapmıştır şahidi de şu kişidir” diye yazacağım and olsun. Tüm okurlarım da şahittir bu sözüme.
Yani sözün kısası, “Atmayın Din Kardeşiyiz”
Bilmeyenler için söze sebep olan meseleyi de anlatıp konuyu kapatalım;
Osmanlı devrinde Arnavut Recep isminde birisi eşkıyalık yapmaktadır. Bir gün Osmanlı askerleri bunu ve adamlarını sıkıştırır. Silahlar patlar. Arnavut Recep ve avenesi çok kötü bir duruma düşünce kahramanımız, askerlere: "Durun, vurmayın, atmayın! Din kardeşiyiz hepimiz! Acıyın!" şeklinde yalvarır. askerler de "Tamam! fakat bir daha görmeyelim!" diyerek bunları bırakırlar. Bir kaç gün sonra bir kahvede (ya da benzeri bir yerde) Recep Efendi nutuk çekmektedir: "geçen gün askerleri mahvettim! vurdum, kırdım. Analarını ağlattım! Herifler canlarını zor kurtardılar elimden!" Bu sırada oradan geçen ve olaya da şahit olmuş olan bir vatandaş şöyle der: "Atma Recep, din kardeşiyiz!"
Bu mesel umarım durumu yeterince net anlatmıştır!..
GönderMe 1: Türkiye’nin kaderini belirleyecek olan seçime sayılı günler kaldı. Süreç kısaldıkça sokaklar alanlar daha da sıcaklaşıyor. Sokaklarda çalışanlara verilen tepkiler en son Çankaya’da tavan yaptı. Tırmanan gerilim oluşturulan kamplaşma siyasetinin sonucudur. İzmir gibi hoşgörünün kalbi kentte bile bu yaşanıyorsa siyasiler bir an önce bu politik tavırdan vazgeçmelidir.
GönderMe 2: Parti listelerine olan tepkiler adayların gafları ile daha çok öne çıkmaya başladı. Tüm partililer gibi siyaseti yakından takip eden biri olarak bende merak ediyorum; “Listelerde bu tepki duyulan arkadaşların kerameti nedir?”
GönderMe 3: Mevlana’nın çok sevdiğim sözlerinden biridir; “Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol”. Takiyenin anlamı yok herkes herkesi çok iyi tanıyor. Başkası gibi olunca ya da olduğundan farklı görüntü verince değeriniz artmıyor aksine “dibin dibi” denilen duruma düşüyorsunuz!..
GönderMe 4: İktidar partisi milletvekili aday listesinin seçilemeyecek sırasında olan bazı isimler “vekil olamayacağımız kesin ama mutlaka bir makama getirirler” sözlerini yakın çevrelerine dillendirmeye başlamış bile. Ayıptır, günahtır. Dünyanın en ağır günahlarından biri de “kul hakkı yemek”tir. Gerçi sizler bizlerden daha dini bütün olarak bunu iyi biliyorsunuz da ben yine de hatırlatayım istedim.