Belçika’nın başkenti Brüksel’de bulunan NATO Merkez Karargahında NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in ev sahipliğinde düzenlenen imza törenine AB adına Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen katıldı. Stoltenberg, NATO ile AB arasındaki işbirliği konulu ortak deklarasyonun imza töreninden sonra AB Konseyi Başkanı Charles Michel ve AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile ortak basın toplantısı düzenledi. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg AB yetkililerini NATO’da ağırlamaktan memnun olduğunu belirterek, "Biraz önce 3. NATO- AB Ortak Deklarasyonunu imzaladık. Burada NATO ile önemli olan AB arasındaki stratejik işbirliğini geliştirmektir. 24 Şubat’taki Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinden sonra üçümüz burada NATO karargahında toplandık. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna’yı bir kaç günde alıp bizi bölmek istiyordu. Bu iki hedefi de başarısız oldu. Rus güçleri Ukrayna güçlerince püskürtüldü, NATO Ukrayna’yı desteklemek için birlik içinde oldu. Rusya farklı bir Avrupa arzu ediyordu. Rejim komşularını kontrol etmek istiyordu. Bu rejim demokrasi ve özgürlüğü bir tehdit olarak tanımlıyor. Bu durum bizim güvenliğimiz için tehlikedir. NATO bünyesinde savunmamıza, AB ve NATO arasındaki işbirliğini geliştirmeye, Transatlantik işbirliğini geliştirmeye ve Ukrayna'ya destek vermeye devam edeceğiz. Stratejik rekabetin arttığı bir dünyada rakiplerimiz değerlerimiz, çıkarlarımız ve demokratik prensiplerimizi tartışmaya açıyorlar. Bunun için askeri kapasite yanında politik, ekonomik ve teknolojik imkanlar kullanıyorlar. Çin, değerlendirmemiz gereken politikalar yürütüyor. Bizim de güvenliğimizi tehdit ediyor. Komşuluğumuzdaki sorunlar bize karşı güvenlik tehditleri taşıyor. Bu durum stratejik rakiplerimize veya terörist gruplara alan açıyor" ifadelerini kullandı.
STOLTENBERG: "ORTAK SAVUNMANIN MERKEZİ NATO’DUR"
NATO’nun ortak savunma konusunun merkezinde olduğunu vurgulayan Stoltenberg, "Deklarasyonumuz açıkça NATO’nun ortak savunmanın merkezi olduğunu ve Transatlantik güvenliğin temeli olmaya devam ettiğini beyan etmektedir. Aynı zamanda pozitif etki yapması amacıyla daha güçlü bir Avrupa savunmasının önemini tanımakla birlikte NATO’yu tamamlayıcı özellikte olmasını öngörmektedir. Bu deklarasyon kendinden önceki 2016 ve 2018 deklarasyonuna atıf yapmaktadır. Bu işbirliğinde hiç olmadığı kadar ilerleme kaydettik. Şimdi NATO ve AB ortaklığında çok daha ileri gitmek istiyoruz. Özellikle artan jeostratejik rekabeti, dayanıklılık sorunlarını ve kritik altyapıların korunmasını ele almak istiyoruz. Gelişmekte olan ve yıkıcı teknolojilerin yanı sıra uzay, iklim değişikliğinin güvenlik üzerindeki etkileri, dış güçlerin müdahaleleri ve bilgi manipülasyonu alanlarında da" şeklinde konuştu.
FİNLANDİYA VE İSVEÇ’İN ÜYELİĞİ KONUSUNDA TÜRKİYE VURGUSU
İsveç ve Finlandiya’nın adaylık süreci hakkında konuşan Stoltenberg, "Finlandiya ve İsveç tam NATO üyesi olduklarında ortaklığımız daha da önemli hale gelecek. Üyelikleri ile NATO, Avrupa Birliği vatandaşlarının yüzde 96'sını koruyor olacak. AB üyesi olmayan NATO müttefiklerinin girişimlere mümkün olan en geniş katılımını teşvik ediyoruz. Ve ittifakın bir parçası olmayan AB üyelerinin, İttifak'ın girişimlerine mümkün olan en geniş katılımını teşvik ediyoruz. İsveç ve Finlandiya’nın adaylık sürecinin tamamlanacağına ve müttefiklerimizin tamamının meclislerinde üyeliğinin onaylayacağını umuyorum. Türkiye için de geçerli bu durum. Normalde adaylık daha uzun süren bir süreçtir ama İsveç ve Finlandiya’nın adaylık süreci en hızlı süreç oldu. Türkiye ile Finlandiya ve İsveç arasında Madrid Zirvesi'nde yapılan anlaşmaya göre iki ülke Türkiye ile anlaşma taahhütlerini yerine getirmeyi kabul ettiler. Türkiye'ye karşı uygulanan silah ambargosu kalktı. Türkiye'nin ayrıca terörle mücadele konusunda talepleri var. Özellikle bilgi değişimi ve terörle mücadele işbirliği devam ediyor. Türkiye en çok teröre hedef olmuş ülkelerdendir ve Türkiye'nin terörle mücadele konusunda beklentileri son derece meşrudur. Finlandiya ve İsveç'in durumları diğer adaylardan farklıdır. ABD ve başka üyelerle de ikili savunma desteği anlaşmaları yapıldı. Büyükelçiler ve daha farklı düzeylerde yakın işbirliği yaşanıyor. Macaristan ve Türkiye meclislerinden karar henüz çıkmamış olsa bile son derece hızlı bir ilerleme sağlandı" dedi.
MİCHEL: "AB VE NATO ORTAK DEĞERLERİ TAŞIYOR"
Basın toplantısında söz alan AB Konseyi Başkanı Charles Michel ise AB ve NATO’nun işbirliğinin önemine vurgu yaparak, "NATO ve AB ilerledi. 27 AB üyesinin 21’i NATO üyesidir. İsveç ve Finlandiya’yı sayarsak 23 ülke ediyor. AB üye ülkeleri NATO ülkelerinin çoğunluğunu teşkil ediyor. Özgürlük ve demokrasi ortak değerlerini paylaşıyor. Rusya'nın Ukrayna’ya saldırması AB ve NATO olarak iki organizasyonu güçlendirdi. Hiç olmadığımız kadar yakınlaştık. Şimdi daha güçlüyüz. Başkan Putin'in başka hedefleri vardı ama beklediği olmadı. Batı Balkanlarda genişliyoruz. Ukrayna ve Moldova’yı AB adaylığına aldık, Gürcistan da AB yoluna girdi. AB savunmasını güçlendiriyoruz. Tarihte ilk kez Ukrayna’ya savaşın başlamasından bir kaç saat sonra silah yardımı yaptık. 3 milyar euro ile AB ülkeleri olarak silah desteği sağladık. İlk günden beri Ukrayna halkıyla diplomatik, ekonomik, politik destek içinde olduk. AB’nin güçlenmesi NATO’nun da güçlenmesine hizmet edecek. Güçlü ortaklar güçlü ittifaklar yapar" şeklinde konuştu.
VON DER LEYEN: "AVRUPA GÜVENLİĞİ TEHDİT ALTINDA"
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ise konuşmasında, "Asla 24 Şubat'ı unutmayacağım. Üçümüz burada Rusya Ukrayna’ya saldırdığında güçlü bir birlik ve kararlılık mesajı vermiştik. Bugün de aynı kararlılıkla ortak deklarasyonu sunuyoruz. Dünya savaşın başından beri Ukrayna’yı izliyor ama bizi de izliyor. Dünya birlik içinde olduğumuzu da gördü. Ukrayna halkı ile dayanışma içinde ve sömürgeci Rusya’ya karşı duruşumuzu da. Kriz yönetimi koordinasyonumuzu sürdürdük, siber saldırılara karşı, Letonya, Litvanya ve Polonya gibi ülkelere gelen saldırılara karşı birlikte hareket ettik, 20 yılı geçen bu işbirliğimizi geliştirdik. Avrupa güvenliği tehdit altındadır. Bu durum Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya üyeliğini de gerektirmiştir. Finlandiya ve İsveç’in de NATO’ya üye olmasıyla daha güçlü olacağız. Yakında üye olmalarını umuyoruz. Hedefler var ve bunlara ulaşmak için çabalamalıyız" ifadelerini kullandı.
VON DER LEYEN: "AB İLE NATO İŞBİRLİĞİ GENİŞLEYECEK"
AB ile NATO’nun işbirliğinin daha fazla alanda genişleyeceğini bildiren AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, "Rus tehdidi en yakın olanı ama Çin de tehdit içeriyor. Yeni alanlarda yeni işbirlikleri yürütmeliyiz. Siber ve hibrit saldırılara karşı korunmamızı artırmalıyız, teknoloji ve uzay konusunda daha fazla işbirliği yapmalıyız ve iklim krizi konusunda da birlikte çalışmalıyız. Güvenliği de etkileyen aşırı yağışlara bağlı seller, kuraklıklar, açlık gibi konuları da istikrar açısından yakından işbirliği ile ele alacağız. Dış etkilere karşı direncimizi güçlendirmeliyiz. Nord Stream saldırısı göstermiştir ki enerji alt yapılarımızın korunması da en önemli alanlardan birisidir ve bu alanda da ciddi işbirliği yapmalıyız. AB cesur Ukrayna halkına destek vermeye devam edecek ve Kremlin üzerinde acıtan yaptırımlarına devam edecektir. Yaptırımları askeri olarak destekleyen Belarus ve İran gibi ülkeleri kapsayacak şekilde genişlettik. Belarus’a karşı yeni yaptırımlar öngörüyoruz. İnsani ve ekonomik yardımlarımızı gerektiği sürece Ukrayna’ya sürdüreceğiz" şeklinde konuştu.