Avrupa Parlamentosu Başkanı, kendisinden çok açık konuşmasını rica eden muhabire açık konuşarak ağlanacak halde olduklarını söyledi. Schulz Türkiye'nin terörle mücadele yasası başta olmak üzere tüm şartları yerine getirmesinin beklendiğini söyleyerek Avrupa Birliği içerisinde yer alan bazı ülkere Türkiye'nin mültecilere yönelik tutumunu örnek gösterdi.
Euronews'e röportaj veren Avrupa Parlamentosu (AP) Başkanı Martin Schulz, muhabirin 'Çok açık konuşmanızı rica ediyorum' sözleri üzerine Avrupa Birliği'nin mevcut durumu hakkında çarpıcı açıklamalar yaptı.
Euronews: Avrupa sözünü tutmadı… Bunu bizzat kendisi söylüyor. Artan sayıda Avrupalıya göre, Avrupa göçmen krizi, ekonomi ve güvenlik alanında başarısızlıkla aynı anlama geldi. Bu gerçeklikleri konuşmak üzere Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz ile Strazburg’da birlikteyiz. Bu mülakatta bizi kaygılandıran Avrupa’nın durumuyla ilgili çok açık konuşmanızı rica ediyorum. Avrupa’da ağır ve sancılı bir intihara şahit oluyoruz. Şu anda geri dönülemez bir noktaya doğru mu gidiyoruz?
AP Başkanı Martin Schulz: "Sizin çizdiğiniz tablo kesinlikle doğru. Avrupa Birliği içeride ağlanacak bir halde. Avrupa şüphecileri (euro-septikler) birbiri ardına seçimleri, referandumları kazanıyor. Eğer Avrupa projesinin özünü tehlikeye atarsak gelecek nesillerin kaderiyle oynamış oluruz. Çünkü 21. yüzyıl benim küçük ülkem Almanya’nın değil, dünyadaki bölgelerin işbirliği ve rekabet yüzyılı. 80 milyonluk Almanya 1.4 milyar nüfuslu Çin ile karşılaştırıldığında 21. yüzyılda nasıl tek başına hayatta kalacak? Avrupa’nın yeniden millileşmesinin sonlandırılması gerekiyor; çünkü bu bir neslin geleceği ve güvenliğiyle oynamak anlamına geliyor."
Türkiye için vizesiz seyahat görüşmelerine başlamayız
Euronews: Avrupa Birliği ve Türkiye arasındaki anlaşmayla gelelim. Bu konuda Niko Kulik’in bir sorusu var: 'Türkiye ile yapılan bu anlaşmayla neyi feda edeceksiniz? İnsan hakları ihlallerine gözlerinizi mi kapatacaksınız? Anlaşmanın sonlanmasına neden olsa bile Türkiye’nin buna saygı göstermesi için baskı yapacak mısınız?
Martin Schulz: "Geçtiğimiz hafta Komisyon’un Parlamento’ya sunduğu vizesiz seyahat planını durdurdum. Çünkü Türkiye bunun karşılığında 72 kriteri yerine getirmek zorunda. Onlar arasında terörler mücadele yasası, verilerin korunmasıyla ilgili reform da var. Eğer Türkiye bu yolda devam eder ve terörle mücadele yasasında reforma gitmezse biz de vizesiz seyahat görüşmelerine başlamayız.'
Euronews: Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Siz yolunuza biz yolumuza’ açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz ? Uzun dönemde güvenilir bir ortak mı? Gelinen noktada ona ihtiyacınız olduğu görünüyor.
Martin Schulz: "Biz, karşılıklı işbirliğine ihtiyacı olan ortaklarız. Sayın Erdoğan’ın bu işbirliğinden vazgeçebileceğini düşünemiyorum. Biz işbirliğine hazırız fakat Türkiye reform sözü verdi. Bunun sonucunda biz de anlaşmada tarafımıza düşeni yapabiliriz."
Euronews: 'Somut değişiklikler bekliyorsunuz yani?'
Martin Schulz: "Söz vermesine rağmen Türkiye şimdi ‘hayır’ diyor. Burada duruyoruz. Bu yeni bir durum. Bunu tartışmamız gerekiyor. Fakat Türkiye bu reformları sunmazsa, biz de, Avrupa Parlamentosu olarak anlaşmayı geçiremeyiz. Eğer Sayın Erdoğan anlaşmanın askıya alındığını düşünüyorsa ki, böyle olduğunu zannetmiyorum, bu durumda yazık olur. Karşılıklı saygı ve işbirliği çerçevesinde bir çözüm bulacağız. Karşılıklı saygı, bununla ilgili çok net olmak istiyorum. Bunun anlamı biz Türkiye’ye saygı duyuyoruz, aynı zamanda Türkiye de bizim kurallarımıza saygı duymak zorunda."
AB ülkeleri de göçmenlere Türkiye gibi davranabilse
Euronews: Bu arada, Avrupa, mültecilere bu biçimde davranan Türkiye ile çalışarak insan hakları değerlerine sadık kalıyor mu? Çünkü onların da göçmenlere davranış biçimi.
Martin Schulz: "Türkiye’yi uluslararası kurallara uymadığı noktalarda eleştiriyoruz. Ama aynı zamanda önemli bir nokta var ki, bu konuda çok dürüst olmak gerekir. Bu eleştiriler temelsiz. Bu nedenle sorunuzu şöyle yanıtlayayım. Türkiye’ye gittim ve pek çok göçmen kampını ziyaret ettim. Gerçekten Avrupa Birliği içindeki bazı ülkelerde de göçmenlere Türkiye’deki gibi davranılmasını isterdim. Türkiye, göçmen kamplarında göçmenlere elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyor."