Kendisine bağlı 896 dernekle Avrupa’nın en büyük Müslüman dini kuruluşu olan DİTİB’in imamlarına ‘Avrupa’da yaşayan muhalifleri, Erdoğan karşıtlarını, AKP karşıtlarını ihbar edin’ çağrısı yaptığına dair iddiaları Başbakan Binali Yıldırım’a soran Bakan, “Ülkemiz ve AB arasında ‘Barış Elçisi’ olabilecek, Anadolu hümanizmasını Avrupa’ya yayacak, Yunus’u, Hacı Bektaş-ı Veli’yi, Mevlana’yı anlatması beklenen imamlardan ‘muhbir’ olmalarını istemek suçtur ve o din adamlarına da saygısızlıktır” dedi.
BU TAM BİR SKANDALDIR!
Yurtdışında yaşayan Türkiye kökenli insanların, ‘Türkiye’ye döviz gönderen işçiler’ olmadıklarının altını çizen Bakan, “Bulundukları ülkelerin vatandaşlığına geçen; akademisyen, bilim insanı, sanatçı, doktor, mühendis, avukat, gazeteci, işadamı, sporcu, politikacı olan bu insanlar yaşamın her alanında söz sahibi olan büyük bir topluluktur. Avrupa’da yaşayan Türkiye kökenli yurttaşlarımıza ilişkin olarak, kendisine bağlı 896 dernekle Avrupa’nın en büyük Müslüman dini kuruluşu DİTİB’in imamlarına ‘Avrupa’da yaşayan muhalifleri, Erdoğan karşıtlarını, AKP karşıtlarını ihbar edin’ diye bir çağrının olduğu iddia ediliyor. Bu konu Almanya ve Hollanda parlamentolarına taşındı. Eğer doğruysa, Avrupa’da yaşayan Müslümanların din işleri ile ilgilensin diye görevlendirilen imamlardan, aslında MİT’in bile görevi olmayan, sadece Cumhurbaşkanı’na karşı olan ve iktidara muhalif olanların ihbar edilmesini istemek tam bir skandaldır” diye konuştu.
BAKAN’DAN BAŞBAKAN’A 4 SORU:
CHP’li Bakan, Başbakan Binali Yıldırım’a şu soruları sordu:
1 – DİTİB ile Diyanet İşleri Başkanlığı arasında organik ya da statüsel bakımdan bir bağ var mıdır?
2 – Diyanet Başkanı, üst düzey sorumluları, sekreteryası, eyaletlerdeki din ataşeleri arasında DİTİB’e üye olan herhangi bir kimse var mı dır?
3 – Avrupa’daki Türkiye kökenli insanlarımıza, özellikle DİTİB’e bağlı imamlara onları Avrupa’da töhmet altında bırakacak ve yaşadıkları ülkede onlara şüphe ile bakılmasına yol açacak ve hatta bu sebeple yargılanmalarına yol açacak ‘muhbir ‘ olmaları yönünde herhangi devlet kurumundan resmi ya da gayrı resmi bir çağrı olmuş mudur? Olmuş ise hangi makam ve hangi yetkililer hangi yetki ile böyle bir çağrı yapmışlardır?
4 – Eğer bu tip bir çağrı var ise Anayasamıza ve yasalarımıza, aykırı ve gayri ahlaki olan bu çağrıyı yapanlar hakkında bir yasal işlem başlatılmış mıdır?
DİTİB TÜZÜĞÜ’NDE NE DİYOR?
Bakan, verdiği önergede DİTİB tüzüğünden şu maddeleri paylaştı:
“Köln İdare Mahkemesinden alınan DİTİB tüzüğüne göre; ‘DİTİB doğrudan Ankara’ya bağlıdır.’
Almanya Federal Meclisi’nin Araştırma Hizmet Dairesi’nin Almanya’daki İslami örgütler ile ilgili bir belgesindeki ifadeyle; ‘DİTİB Ankara’ya statüsel olarak bağlıdır.’
DİTİB Tüzüğü Paragraf 4’e göre; ‘Diyanet Başkanı, üst düzey sorumluları, sekreteryası, eyaletlerdeki din ataşeleri DİTİB'e üye olabilirler.’
Paragraf 11 madde 1: ‘DİTİB Denetleme Kurulu beş kişilik dini temsilciden oluşur. Diyanet İşleri Başkanı tarafından atanır, yokluğunda ise başkan yardımcısı tarafından belirlenir.’
Paragraf 9. Madde 2: ‘Yönetim Kurulunun seçimi: Konsey tarafından önerilen kişiler iki yıllığına seçilir. Konsey yönetim kurulunun seçilebilmesi için iki adayı belirler.’”