Kadınlar ölüyor memleketimin en güzel, en ışıklı, en parlak yerlerinde. Galata kulesinin gölgesinde, Boğaz köprüsünün ışıklı köşesinde can veriyor Türk kadını. Kızılay'da boğazı kesiliyor bir annenin, Kapalı Yolda kafasına sıkılıyor nişanını atan gencecik bir kızın, "Işıklar" caddesinde yüzüne ait dökülüyor sevgilisinden ayrılan bir fidanın.
Bu kadar rengarenk, bu kadar parlak memlekette aydınlıkta değil kadınlar. Bir "el" var kadınların boğazında her an boğmaya hazır, bir silah var başlarına tuşlanmış, bir soğuk bıçak var kalplerini delen.
Osmanlı döneminde hatun olarak hitap edilen ve baş tacı gibi görülen kadın ne zaman bu konuma getirildi, ne zaman ölüm ona yaşam tarzı olarak biçildi? Tomris hatunun torunları olan bizler neden bu mecraya düşürüldük? Bir devlet idare ederken nasıl ikinci sınıf muamelesine maruz kaldık?
Bunlar önemli sorular basit ve klişe olarak görünse de. Biz kendimizi biliyoruz, kim olduğumuzu, konumlandırıldığımız yeri, kadın olarak kimliyimizi iyi biliyoruz. Bilmeyen sizlersiniz. Tarihin geçişinde kadının haklarını gözardı ederek ataerkil bir toplum kuran ve bu egemenliği sürdürmek için çabalayan sizler. Kadından ve kadının gücünden korkar olmuşsunuz. Olmuşsunuz ki bugün kendinizi şiddet ile, cinayet ile ıspatlamaya çalışıyorsunuz. Kadının "ağırlığını" taşıyamıyorsunuz.
Peki, nereye kadar bu şiddet ile ilerleyeceğinizi düşünüyorsunuz, ne zamana kadar kadınları kendi kanına bulaştırarak alt ettiğinizi düşüneceksiniz? Ne zamana kadar öldürdüğünüz kadın sayısı ile bize göz dağı verdiğinizi zannedip kendi hayatınızı da, evlatlarınızın hayatını da karanlığa gömeceksiniz?
Biz baş kaldırdık artık, biz o bildiğiniz köle, Arap'lardan gelen cariye statüsünde değiliz ki. Biz pilot oluyoruz, biz cephede keskin nişancı oluyoruz, biz avukat, biz yargıtay, biz başbakan oluyoruz. Sizin şiddet uyguladığınız kadını hemcinsi müdafaa ediyor, avukatlığını üstleniyor. Sizin öldürdüğünüz kadının hakkını kadın yargıtay arıyor. Sizin dövdüğünüz kadına, kadın doktor darp raporu düzenliyor. Biz birlikteyiz, biz güçleniyoruz. Siz bir öldürüyorsunuz, biz bin doğuyoruz.
Emine'ler, Berfin'ler, Münevver'ler, Özgecan'lar, Güntekin'ler, Aleyna'lar yeniden doğuyor, daha güçlü, daha özgüvenli, daha cesur. Önümüzde duramayacaksınız. Erkek adalet değil, gerçek adaleti de biz sağlayacağız! Çünkü biz kadınlar birlikte güçlüyüz!