Türkiye Milli Takım Futbol Direktörü Fatih Terim ile Alaçatı'da meydana gelen kavganın muhatabı Yüzevler Kebapçısı'nın sahibi ve Adanademir Spor'un eski başkanı Selahattin Aydoğdu'nun avukatı, müvekkili adına açıklamada bulundu. Fatih Terim'in geçtiğimiz günlerde yaptığı basın açıklamasında olayı yalan yanlış saptırarark anlattığını belirten Aydoğdu'nun avukatı Koray Battal, Terim'in gerçekleri saptırdığını ifade etti.
Avukat Koray Battal yaptığı açıklamada şu sözlere yer verdi:
"KAMUOYUNU VE HALKIMIZI SAYGIYLA BİLGİLENDİRME
Bu açıklamayı, müvekkilim Selahaddin Aydoğdu'nun, kamuoyunu ve değerli Türk halkını, gerçeklerin ışığında bilgilendirme isteğiyle yapmaktayım:
FATİH TERİM TÜRK MİLLETİNİN AKLI VE VİCDANIYLA DALGA GEÇİYOR
Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim, üç gün susup, konuyu düşündükten sonra, dördüncü gün konuşmuş ve Alaçatı’da yarattığı, utanç verici tabloyu, gerçek dışı söylemlerle, aslından uzaklaştırmaya çalışmıştır.
Oysa gerçek, herkesin bildiği gibi şöyledir:
Müvekkilim Selahaddin Aydoğdu, Çeşme Alaçatı’da açtığı Yüzevler mekanını çalıştırmaktadır. Müvekkilimin restoranının yanında, Fatih Terim’in damadı Ahmet Baran Çetin, önce bir mekan açmış, kısa süre sonra da iki mekan arasına çarşıyı bölecek şekilde bir PARAVAN kurmuştur.
Müvekkilimden bağımsız olarak, ÇARŞI Yönetimi bu görüntüden rahatsız olmuştur. Yine müvekkilim dışında, yönetim bu durumu mekan sahibi Terim’in damadı ve ortağı olduğu öne sürülen ablasına iletmiştir.
Bu durum üzerine 14 Temmuz akşamı Fatih Terim, müvekkilim Aydoğdu’yu telefon ile aramıştır. Terim’in sorusu üzerine, müvekkilim Paravanla ilgili hiçbir şikayetinin bulunmadığını, konunun ÇARŞI Yönetimi’nin insiyatifinde geliştiğini belirtmiş, iyi niyetle Fatih Terim’i bilgilendirmiştir.
Fatih Terim ise hakaret etmeye başlamış ve müvekkilime neden damadının yanında dükkan açtığını sormuştur. Bu saçma soru karşısında, Aydoğdu, kendisini sakin olmaya davet etmiştir. Ama Terim, Aydoğdu’yu tehdit etmiş ve hakaretini sürdürmüştür. Müvekkilim ‘Hocam beni tehdit etmeyin’ diye uyarmış, ama Terim tehditini ‘oraya gelirim… ’ diyerek sürdürmüştür. Müvekkilim de ‘buyur gel o zaman hocam’ diye karşılık vermiştir.
Alkollü olduğu her halinden belli olan Terim, Bodrum’dan Alaçatı’ya gelerek; iki damadı, bir koruması ve damadının mekanından bazı kişilerin katılımıyla, müvekkilin restoranını basmış, Aydoğdu ve çalışanlarına saldırmıştır. Müvekkilin üç çalışanı hastaneden darp raporu almıştır.
Fatih Terim saldırıda, korunma amaçlı gördüğü direniş karşısında, yanındakilerle birlikte mekandan kaçmıştır. Güvenlik kameralarında bu baskın kayıtlıdır.
Birden fazla kişiyle nitelikli yağma, kasten yaralama, tehdit ve hakaret suçlarının unsurları oluşmuştur.
Konu şikayetimizle adli makamlara intikal etmiştir.
Hal böyleyken; FATİH TERİM, kameraların karşısında Milletimizden özür dileyeceği yerde, gerçekleri saptırarak olayın yönünü damadı Ahmet Baran Çetin’in ablası ve iş ortağı olduğu söylenen Zeynep Çetin’e çevirmiştir.
Fatih Terim’in sergilediği bu tavır, açıkça Milletimizin aklıyla alay etmektir.
Müvekkilimin hiçbir diyaloğu bile olmadığı bir hanımefendiye, iddia edildiği gibi hakaret etmesi, tehdit etmesi, tacizde bulunması, hayatın olağan akışına aykırıdır.
Bu kötü niyetli açıklamanın nedeni ise müvekkilimi kendi ailesi ve çevresi önünde zor duruma düşürme çabasıdır. Kadının ve aile değerlerinin kutsal görüldüğü bir gelenekte yetişmiş müvekkilime yönelik “kadına taciz” söylemi, ‘edepsizliğin’, zirvesidir.
Bilinmelidir ki iddia eden, iddiasını ispatla yükümlüdür.
Yine ‘aile kurumuna bu kadar değer verdiğini’ öne süren Fatih Terim’in, olayın aslını bilen ailesinin gözlerinin içine baka baka, bu kadar rahat bir şekilde, gerçek dışı söylemler kurgulaması, aile değerlerine karşı yapılmış en büyük ayıptır.
Fatih Terim, 15-16 Temmuz günlerinde, ‘şehitlere, gazilere saygısı nedeniyle’ açıklama yapmadığını söyleyerek; halkımızın yüksek hassasiyetini sömürmüştür. Alkollü şekilde bir mekan bastığını unutturmak için, halkımızın yüce duygularıyla oynamaya çalışmıştır.
İşte böyle bir tabloda, bu ülke için canlarını veren şehitlerimizi, yaralanan gazilerimizi; bir mekan basma olayında kılıf olarak kullanmanın, insanlıkla ve vatanseverlikle ölçülebilecek bir yanı yoktur.
Fatih Terim’i daha iyi tanımak isteyenler, benzer tutumlarını merak edenler; küçük bir araştırma yapmaları halinde, kolayca göreceklerdir ki bu ilk bir örnek değildir.
Buradan şunu önemle belirtmek gerekir: Müvekkilim hukukun üstünlüğüne, adaletin gücüne ve doğrunun her zaman galip geleceğine inanmaktadır.
Aynı şekilde, Türkiye Cumhuriyeti’nde Yargının, “Milli Takım Direktörü” ile “Bir Vatandaşa”, aynı ve eşit mesafede durduğunu da bilmektedir.
Ve yine bilmekteyiz ki; milletimizin vicdanında hakim olan yüce adalet hissi, Fatih Terim ismi altında hiç bir zaman ezilmeyecektir.
Teşekkür ediyor, kamuoyuna ve değerli halkımıza saygıyla duyuruyoruz."