Yutkunduğum sözcüklerin pası kaldı ellerimde.
Penceresi açık kalmış gecenin saçlarına konuk ol...
Yıldızlar anlatsın artık burnumun direğini sızlatan o anları...
El sallayalim geçmişin çocuklarına,
Bir veda havası çalsın bulutlar
Selamı kalmasın üstümüzde ne gelenin ne de gidenin...
...........
Suskularımı bıçak gibi kesen bir eylül vaktiydi gelişin
Bohçasıni toplayıp giden bir çingeneydi yaz aşkları
Yüzünden ihanetin izleri akıyordu
Cezası bir ömür sürecek kanayan yaralarin hükmündeydi gençliğim
Belki noktası konmamış bir cümleye satır başıydın
Gelişin bir eylül vaktiydi
Neden sonra şifresini çözemedigim bir düş oldu gözlerin
Gecelerim bitmez oldu, kadehte şarabım bitti ve
Gidişin de soğuk mevsimlerin boynuna kaldı...