Yüzyıllar da geçse insan yaşamında ne yazık ki bazı şeyler hiç değişmiyor, ekonomik adaletsizlik, ayrımcılılik, şiddetin her türlüsü ki özellikle Doğu toplumlarında kısmen de olsa Batı toplumlarındaki cinsiyet ayrımı, değişmeyecek olgulardan biri... Temeli olmayan bu ayrım, toplumların her düzleminde kendini o denli hissettiriyor ki bu olguyu da besleyen, toplumları oluşturan ailelerden kaynaklı...
Aileden başlayan ayrımcılık, çok güçlü bir şekilde beyinlere öyle kodlaniyor bunu yok saymak da o kadar zor ki... Erkek çocuğuna yüklenen anlam, bilinçsiz zihniyetlerin sığ tutumu, yaşamsal anlamda kendini var etmeye çalışan kız çocuklarımızın mücadelesine sebep... Tarihin akışına da bakıldığında:
Kadınların haklarını elde etmesi Batı toplumunda daha yeni olsa da bizim ülkemizde elde edilen haklarin tarihsel geçmişi çok eskiye dayanirken ancak pratik yaşamda bizim ülkemizde kadınlarımızin (kızlarımızın ) hali içler acısı çünkü feodal yapının güçlü olduğu bir coğrafyada, hangi siyasi düzlemde olursanız olun, kadına bakış açısı değişmiyor. Yukarıda da dediğim gibi, yanlışlar ailelerden başlıyor ki özellikle bu topraklarda onlar değil mi ki namusu, kız çocuklarından bilirler, onlar değil mi ki malı mülkü erkek çocuklarına hak görürler, onlar degil mı ki kız çocuklarını kendilerine bakmaya mecbur tutarlar, onlar değil mi ki kadını erkeğe köle ederler... Daha bir sürü bir sürü şey...
Psikolojik travma, değersizlik, hiçlik gibi duygulari yaşayan kadınlarımız belli bir bilince sahip ise bu durumları bertaraf etmenin savaşını veriyor,eğer ki bilinç yoksulluğu yaşıyorsa da yaşam onlar için cehennemden farksız...Yaşam alanları daraltılmış bu ülkede kadınlarımız var olmak için hep savaş halinde, değil midir ki her gün birçok kadın öldürülüyor veya intihar ediyor veya erkek şiddetine maruz kalıyor...
Kirli beyinlerin, kadını hâlen bir meta görmesinin sonucudur bütün bunlar, kadın cinsinin anlamı yoktur onlarda...
Ne zaman ki toplumlar (öncelikle Dogu toplumları)kadına bakış açısıni köklü bir şekilde değiştirirse, adalet de ayrımcılık da şiddetin her türlusu o vakit hak ettiği yeri bulacaktır...