Sigara, obezite, mesleksel ve çevresel faktörler ile bazı gıdalar kanserden sorumlu tutulan etkenlerin başında geliyor. Ancak üzerinde çok fazla durulmasa da özellikle son yıllarda konuşulan bir başka faktör daha var, uyku süresi ve kalitesi...
Horlama, uykuda nefesin durması, sabah yorgun uyanma ve gündüz aşırı uyku hali gibi belirtilerle kendini gösteren uyku apnesinin tedavi edilmediği takdirde, diyabet, insülin direnci, kalp krizi, hipertansiyon, kalpte ritim problemleri, felç, cinsel isteksizlik, iktidarsızlık, kilo verme güçlüğü, unutkanlık, depresyon ve gündüz aşırı uyku haline bağlı iş ve trafik kazalarında artış yaşanmasına neden olduğu biliniyor.
Ancak son araştırmalar uyku apnesinin kanserle de ilişkili olduğunu ortaya koyuyor. Peki uyku apnesi hangi tetikleyici mekanizmaları devreye sokarak kanserin gelişmesine neden oluyor? Bu soruyu, Göğüs Hastalıkları ve Uyku Bozuklukları Uzmanı Doç. Dr. Ceyda Kırışoğlu Demir, şöyle yanıtlıyor:
“Apne; uyku sırasında horlama ve nefes kesilmeleri yaşanan bir durum. Nefes durup oksijen seviyesi düşünce beynimiz uyanıp ‘Boğuluyorsun! Nefes al’ komutu vermesinin üzerine tekrar nefes alınıyor ve oksijen düzeyi de normale dönüyor. Ancak bu iniş ve çıkışlar vücut için stres yaratıyor. ‘Oksidatif stres’ olarak tanımlanan bu durum, DNA hasarına neden olarak tümör gelişiminde kilit rol oynuyor.”
MELATONİN GÜÇLÜ BİR ANTİOKSİDAN
Aynı zamanda biyolojik saatimizdeki sapmalar, melatonin hormonu salınımının bozulması veya gecikmesi, uyku saatlerinin değişmesi de hücrelerde davranış bozuklukları ve DNA hasarını ortaya çıkarıyor. Bu da kansere zemin hazırlıyor. Melatonin hormonunun kansere karşı koruyucu ve tümör gelişimini engelleyen güçlü bir antioksidan olduğunu hatırlatan Doç. Demir, az uyuyanlarda ve vardiya usulü çalışanlarda melatonin salınım mekanizmasının bozulması nedeniyle kanserin daha sık görüldüğünü ifade ediyor.
UYKU KALİTESİ KANSER TEDAVİSİNE DE ETKİ EDİYOR
Kanseri önlemek kadar teşhis edilmiş bir kanserin tedavisinde de düzenli ve kaliteli uyku önem taşıyor. Stresli ve ağır bir süreç olan kanser tedavisinde, endişe ve depresyona bağlı uykusuzluk, ağrı ve tedavi yan etkilerine bağlı uyku bölünmeleri sık görülen sorunlar arasında yer alıyor.
Bazı hastalarda özellikle kansızlık dönemlerinde görülen huzursuz bacak sendromunun da uyku sorunlarına bağlı çok daha ağır seyrettiğini belirten Demir, kansere eşlik eden uyku apnesinin kemoterapi ve radyoterapiye yanıtı da azaltabildiğine işaret ediyor. Kanser hastalarının uyku süresine ve kalitesine dikkat etmesinin kanserle savaşta önemli rol oynayacağını söyleyen uzman, “Görüldüğü üzere kanser hastalarında uyku çok farklı noktalarda etkilenebiliyor. Bu nedenle tedavi ve takip sürecinde mutlaka bir uyku uzmanından destek alınması gerekiyor” diyor.
MELATONİN SEVİYESİNİ ARTIRACAK UYKU KOŞULLARI
- Mümkün olduğunca erken yatın.
- Uykuya dalmayı kolaylaştıracağı için oda ısısının ılık hatta hafif soğuk olmasını sağlayın.
- Odada elektronik cihaz bulundurmayın, eğer varsa tamamen kapatın.
- Tam karanlık ortam sağlamaya çalışın. Bunun için gece ışığı kullanmayın, gerekirse uyku maskelerinden yararlanın.
- Geç saatlere kadar televizyon izlememeye özen gösterin.
- Mavi ışık kaynağı beyni kandırarak melatonin salgılanmasını baskılayacağı için gece yatmadan 1-2 saat öncesinde bilgisayar ve akıllı telefon ışıklarına maruz kalmamaya çalışın.
- Gün içinde mümkün olduğunca günışığından yararlanın.
- Yatmadan önce odayı havalandırın ve belirli aralıklarla yastık ve yataklarınızı değiştirmeye özen gösterin.