"Doğal antibiyotik görevi gören soğan, özellikle kış mevsiminde bağışıklık sisteminin kuvvetlenmesinde büyük rol oynuyor." ifadelerini kullanan Memorial Antalya Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Dyt. Berna Ertuğ, "Soğan, frenk soğanı, sarımsak ve pırasa da içeren Allium bitki ailesine aittir. Bu sebzelerin karakteristik keskin aromaları ve bazı tıbbi özellikleri vardır. Soğan doğramanın gözlerin sulanmasına neden olduğu yaygın bir bilgidir. Bununla birlikte, soğan sağlığa çok faydalıdır. Soğanın, çeşitli kanser türlerinin riskini azaltma, ruh halini iyileştirme, cilt ve saç sağlığını koruma gibi konularda önemli yararları vardır." dedi.
Bağışıklığı desteklemek için soğan önemli bir besindir
Soğan özellikle A, C ve B vitaminleri açısından önemli bir kaynaktır. Ayrıca kükürt, iyot, kalsiyum, demir, folat, magnezyum, fosfor, potasyum ve antioksidanlar açısından da zengindir. A vitamini hem enfeksiyonlara karşı bağışıklığı hem de göz sağlığını destekler, B vitaminleri ise suda eriyen vitaminlerdir. B vitamini bağışıklık ve sinir sisteminin düzgün çalışmasına yardımcı olur. İçeriğindeki C vitamini ise özellikle kış mevsiminde hastalıklardan korunmaya destek olmaktadır.
Soğanın içeriğinde bulunan besinler aşağıdaki gibidir;
15 küçük boy kuru soğan (100g) 30 kaloridir.
9.3 gram karbonhidrat
1.7 gram lif
0.1gram yağ
1.1 gram protein
4 mg sodyum
146 mg potasyum
Soğan kansere yakalanma riskini azaltıyor
Yapılan çalışmalar soğanın içerdiği kuarsetin adlı antioksidan sayesinde yumurtalık, kolorektal gibi kanser türlerine yakalanma riskini azaltmaya yardımcı olduğunu göstermektedir. Kuarsetin, alerjik reaksiyonlara yol açan histaminin bağışıklık hücrelerinde salınımını engellemesine yardımcı olur. Böylelikle soğanın astım veya alerjik problemleri olan kişilerde bağışıklığı desteklemeye yardımcı olduğu bilinmektedir. Soğanının içeriğindeki kükürt kan inceltici etkisi göstererek kalp kriziyle inme riskini artıran plateletlerin birikimini önler. Soğandan alınan kükürtün hipertansiyon başlangıcını geciktirme ve azaltmaya yardımcı olduğu diğer çalışmalarla tespit edilmiştir.
Soğanı patatesten ayrı bir yerde saklayın
Toplum olarak kuru soğanı saklarken en sık yapılan hatalardan biri patates ile aynı ortamda muhafaza etmek veya depolamaktır. Çünkü patatesin yaydığı nem soğanın filizlenmesine ve çürümesine yol açar. Kuru soğanı serin ve kuru bir ortamda saklamak uzun süre taze şekilde tüketilmesini sağlar. Yarım kalan kuru soğanlar ise cam saklama kabına koyarak buzdolabında muhafaza edilebilir. Taze soğanı ıslak olarak buzdolabına koymak yapılan diğer hatalardan biridir. Öncelikle tazeliğini kaybetmiş yapraklar varsa temizlenmeli daha sonra kağıt havluya sarılarak buzdolabında saklanmalıdır. Böylelikle taze soğanın daha uzun taze kalması sağlanabilir.
Soğanı yağda kavurmak sağlıklı değil!
Tüketirken soğanı yağda kavurmak yapılan en büyük hatalardan biridir. Yağda kavurma esnasında yağ yanar. Yağ yandığı için kanserojen maddeler daha çok ortaya çıkar. Kızartmada olduğu gibi soğanı da yağda kavurmak sağlıklı değildir. Soğanlı yemek yapılırken tüm sebzeler tencere birlikte çiğden konularak yapılmalıdır. Sebzelerin pişme esnasında saldıkları su ile de zaten soğan pişmektedir. Etli bir yemek yapılırken de eti sotelerken yine etin bıraktığı su ile soğan kendi halinde pişmektedir.
Mide ve bağırsak hassasiyeti olanlar pişmiş soğan tercih edebilir
Soğan, mide ve bağırsak hassasiyeti olan bireylerde rahatsızlık verebilir. Soğan mide ve bağırsaklarında herhangi bir şikayeti olmayan kişilerde yanma gibi rahatsızlıklara yol açmaz. Eğer bir kişinin reflü, gastrit veya bağırsak intoleransı gibi rahatsızlıkları varsa soğan tükettiği zaman bu hassasiyetleri artabilir. Soğan çok lifli ve sülfürden zengindir dolayısıyla gaz gibi gastrointestinal şikayetleri artırabilir. Soğan zarı da şikayetlerin oluşmasında rol oynayabilir. Mide ve bağırsak hassasiyeti olanların çiğ soğan yerine pişmiş soğan tüketmeleri önerilir.