Bağışıklık sistemi, vücudu hastalıklara karşı koruyan, patojenleri (bakteri, virüs vb.) ve tümör hücrelerini tanıyıp onları yok eden mekanzimaların tümüdür. Bağışıklık sisteminin görevi, öncelikle virüs, bakteri ve diğer zararlı maddeleri, vücuda girdikleri yerde tutmak, dağılmalarını engellemek ya da geciktirmektir.
Bağışıklık sistemini oluşturan organlar; Timus , Kemik iliği, Dalak , Lenf düğümleri bağışıklık sisteminin savunucularıdır.
Beslenmenin bağışıklık sistemindeki rolü;
Besinler tüketildikten sonra vücuda enerji vermek için oksijenle yanar ve serbest radikalleri ortaya çıkarır.
Çoğalan serbest radikaller, vücudun tüm hücre ve organlarına zarar vermeye başlarlar.
Serbest radikallerden tamamen uzak kalabilmek mümkün değildir.
İşlenmiş- katkı maddesi içeren besinler, sigara dumanı, az su içmek, güneşin zararlı U.V ışınları, radyasyon, çevredeki hava kirliliği, egzos gazları ve stres gibi birçok faktör vücudunuzda serbest radikallerin açığa çıkmasına neden olur.
Vücutta serbest radikallerin çoğalması kalp-damar hastalığı, kanser ve yaşlanma gibi sağlık sorunlarını oluşturur.
Bağışıklık sistemini zayıflatan etmenler ise;
Besin yetersizlikleri
Obezite
Alkol tüketimi
İşlenmiş ürüne fazla yer verilmesi
Fazla protein alımı
Bağışıklık sistemini güçlendirmek için;
1.Besin çeşitliliği :
Her renkte,farklı lezzetteki besinleri her gün tüketmek sağlıklı bir bedene sahip olmanın temel kuralıdır.
Besinlerin çoğu birden fazla besin öğesi içermekte ancak hiçbiri hepsini içermemektedir.
Tek çeşit beslenme şekli birçok önemli besin öğesinden mahrum kalmamız demektir.
Bu yüzden güçlü bir immün sistem ve kaliteli bir besin örüntüsü için süt , et grubu , sebze, meyve, yağ ve yağlı tohumlar , tahıllar günlük beslenmemizde dengeli bir şekilde yer almalıdır.
2.Az ye , kaliteli ye !
Yapılan birçok bilimsel çalışmada şişman ya da obezlerin immün sistemlerinin daha zayıf olduğu, fazla yağ dokusunun immün sistemi olumsuz etkilediği ve inflamasyona yol açtığı gösterilmiştir.
3.Kahvaltı Önemli!
Gece açlığını takiben,biten enerjinin tekrar depolanabilmesi için en önemli öğündür. Beynin en önemli enerji kaynağı glikozdur ve güne zinde başlamak için besleyici bir kahvaltı şarttır.
4.Antioksidanlar!
Serbest radikallerin etkilerine karşı vücudunuz savunma mekanizması geliştirir.
Vücutta üretilen bazı enzimler, serbest radikallerden kurtulmanızı sağlar, oksitlenmeyi önleyen antioksidan maddeler enzim miktarını artırır ve böylece bağışıklık sisteminiz güçlenir.
Sağlıklı beslenmek ve serbest radikallerin hastalıklara neden olan olumsuz etkilerinden korunmak için ORAC değeri yüksek baharat, sebze ve meyvelere günlük beslenmede yer vermek gerekmektedir.
5.OMEGA 3 yağ asitleri
İmmün yanıt, immün sistemin işlevlerini değiştirebilen çeşitli esansiyel (vücutta üretilemeyen,dışarıdan alınması zorunlu ) besinlerden etkilenmektedir.
Omega 3’ler antiinflamatuar etkiye sahiptir.
6.Fonksiyonel Besinler
Tamamen doğal besinlerden elde edilen biyoaktif özellikteki maddelerin günlük yaşamda tükettiğimiz gıdalara eklenmesi ile ortaya çıkan, sentetik özellik taşımayan gıdalardır.
Probiyotikler; sindirim sistemi için faydalı olacak miktarda yaşayan mikroorganizma içeren besinlerdir.
Prebiyotikleri ise ; sindirilemeyen,tüketildiğinde bağırsak floramızdaki doğal bakterileri harekete geçiren ve kalsiyum emilimini arttıran besinlerdir.
7.Su tüketimi arttırılmalı
Kısaca ; bağışıklık sisteminin desteklenmesi ve güçlendirilmesi
Hastalıklara karşı direnç kazanmak
Soğuk algınlığı
Grip
Kanserden etkilenme olasılığını azaltmak için en önemli noktadır.
ESRA ARAN BESLENME VE DANIŞMANLIK MERKEZİ// EYLÜL 2017//
www.esraaran.com // 0232 290 0 298