Ukrayna ile Rusya arasındaki gerginliğin azaltılması yönünde Türkiye’nin adımlar attığını söyleyen Çavuşoğlu, sorunun kökten çözülmesinin belirli bir zaman alabileceğini fakat güven artırıcı adımların atılmasının şart olduğunu dile getirdi. Bazı ülkelerin bu işin içinde ben de varım demek için adım attığını kaydeden Bakan Çavuşoğlu, “Gereksiz açıklamalardan da kaçınılması lazım. Biz Ukrayna’ya gittiğimizde de gördük. Rusya bugün işgal edecek, yarın işgal edecek her gün buna benzer yapılan açıklamalar Ukrayna’da huzursuzluğa sebep oluyor, paniğe sebep oluyor. Görüyoruz ki gerçek tablo bu değil. Gerginlik, kırılganlık, tedirginlik, çatışma ihtimali var mı var ama bunu bazı Batılı ülkelerin açıkladığı gibi megafon diplomasisiyle söylemenin bir faydası yok. Ayrıca çok da abartıldığını düşünüyoruz” diye konuştu.
“TMT, KKTC’nin Kuvayi Milliyesi’dir”
Türk Mukavemet Teşkilatı’na (TMT) yönelik bir televizyon programında Ayşenur Arslan’ın kullanmış olduğu ifadeleri değerlendiren Çavuşoğlu, “Son derece üzüldüğümüz bir söylem gördük. Büyük bir yanılgının olduğuna inanmak isterim. Çünkü TMT, KKTC’nin Kuvayi Milliyesi’dir. Kıbrıs’ta Türklerin direnişinin sembolüdür. Böylesine bir Kuvayi Milliye dediğimiz TMT’nin mafya ve illegal faaliyet ve cinayetlerle birlikte anılması hepimizi üzer. Kıbrıs bir milli meseledir. Kıbrıs Türklerinin ve Türk milletinin davasıdır. Dün akşam böyle bir söylemi görünce inanamadım. Bir daha dinledim, açıkça bir hanımefendinin bu söylem içinde olduğunu gördük. İnşallah bir düzeltici açıklama da yaparlar. Gördüğüm kadarıyla hem KKTC’de hem de Türkiye’de infial oluşturdu” dedi.
Bakan Çavuşoğlu, Kıbrıs meselesinin iki boyutundan birinin hidrokarbon konusunda gelir paylaşımı olduğunu belirterek, "Kıbrıs'ta kalıcı bir siyasi çözüm ne kadar olur bilmiyoruz, ama gelir paylaşımı konusunda aslında Rumlar evet dese, samimi olsa Avrupa Birliği de bunlara biraz baskı yapsa ya da ikna etse çok kolay. İki taraf arasında iki taraftan şirketler üzerinden Avrupa Birliği ya da BM mekanizması üzerinden bu hakça gelir paylaşımı düzenlenebilir” açıklamasında bulundu.
“Siyasi eşitlik konusunda bu hakları bozan Rum kesimi bu müzakerelerde masayı devirmiştir”
Kıbrıs’ta siyasi bir çözüm için 54 sene müzakere yapıldığının altını çizen Çavuşoğlu, “Yapılan 54 sene müzakere çerçevesinde bir başarıya ulaşamadık. Ulaşamamızın sebebi Kıbrıs Rum Kesimi’nin tutumudur. 1960 Anlaşması’nı bozan da onlar. TMT niye kuruldu? Bu mezalime karşı Türk halkını korumak için kuruldu. 1960 Anlaşması’nda Kıbrıs Türkleri’ne verilen hakları savunuyoruz biz şimdi. Siyasi eşitlik konusunda bu hakları bozan Rum kesimi, bu müzakerelerde masayı devirmiştir. 54 sene müzakere ettik, ortada bir şey yok. Bir taraf tadını çıkarıyor, bir taraf cezasını çekiyor” ifadelerini kullandı.
Doğu Akdeniz
Çavuşoğlu, kıta sahanlığının batı sınırlarının belirli olduğunu, Birleşmiş Milletler’e kaydının yaptırıldığını söyleyerek, “Buradan taviz vermemiz mümkün değildir. Sınırlar çerçevesinde Libya ile birlikte Deniz Yetki Anlaşması’nı da imzaladık, onu da BM’ye gönderdik. Son 1 yıl içerisinde Rum tarafı ve Yunanistan 9 defa kıta sahanlığımızı ihlal etmek istedi. Üçüncü ülke bayraklı gemileri değişik sebeplerle buraya sokmak istedi. Biz bazılarını diplomatik yollarla engelledik, bazılarını da sahada gerekli deniz kuvvetleri tedbirleri, gemilerimiz gerekli uyarıları yaparak kıta sahanlığımıza hem güneyde hem de batıda sokmadık” dedi.
“Yunanistan bundan vazgeçmezse bu adaların egemenliği tartışılır”
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, adaların silahsızlandırılma şartının Yunanistan tarafından ihlal edildiğine dikkati çekerek şunları kaydetti:
“Bu adalar 1923 Lozan Anlaşması ve 1947 Paris Anlaşması ile Yunanistan’a silahsızlandırılma şartıyla verilmiştir ama Yunanistan 1960’lı yıllarda ihlal etmeye başlamıştır. BM’ye yazdığımız mektuplarda 'Yunanistan bu anlaşmaları ihlal ediyor, şartlı verilmiştir bu adalar. Yunanistan bundan vazgeçmezse bu adaların egemenliği tartışılır' dedik. Bu işin takipçisi olacağız. Gerekirse son uyarılarımızı da yapacağız. Yunanistan ihlal etmedik demiyor aslında kabul ediyor. Türkiye’den bir tehdit görüyorlarmış, ondan dolayı bunu yapıyorlarmış. Anlaşmada bu yok. Adaya koyduğun birkaç silahla mı tehdidi engelleyebileceksin.”
İki yılda 34 bin göçmenin Türkiye tarafından ölümden kurtarıldığı bilgisini veren Çavuşoğlu, bu göçmenlerin denizin ortasından son anda geri döndürülenler olmadığını vurguladı.
Türkiye-Azerbaycan ilişkileri
Azerbaycan ile Türkiye arasında imzalanan Şuşa Beyannamesi’ne de değinen Bakan Çavuşoğlu, “Bu Karabağ zaferinin ardından Şuşa Beyannamesi ile ilişkilerimiz farklı bir boyuta geldi, tam bir müttefiklik. Bu beyanname çerçevesinde atılacak adımlar belli ve bu konuda çalışıyoruz. Bu içimizde olan bir duygunun somut hale dönüşmesi” dedi.
Bakan Çavuşoğlu, Türkiye ile Ermenistan ilişkilerinin normalleşmesine değinerek, “Bu durum Azerbaycan tarafında sorun oluşturmuyor. Tam tersine bu süreci destekliyor. Azerbaycan’la koordine etmeden, istişare etmeden bir adım atmadık, atmayız da. Azerbaycan da bizim Ermenistan’la doğrudan temas içinde olmamızı tercih eder. Bazı konuları doğrudan konuşmamız lazım” şeklinde konuştu.
“Türkiye’ye farklı ülkelerden yatırımcıların gelmesi ayıp bir şey mi?”
Türkiye’nin Birleşik Arap Emirlikleri ile devam eden görüşmelerini de değerlendiren Bakan Çavuşoğlu şunları söyledi:
“İki ülkenin ilişkilerini düzelterek dostane götürmek istiyorsa ne mahsur var? Ömür boyu düşman mı kalacaksın? Önemli olan burada samimiyet. Türkiye yatırımcılar için fırsat sunuyor. Bunun ayıp olduğunu anlamıyorum gerçekten. Türkiye’ye farklı ülkelerden yatırımcıların gelmesi ayıp bir şey mi? Türkiye’de en çok yatırım yapan ülke Hollanda. Şu anda hiç kimse Hollanda’nın Türkiye’deki yatırımlarını tartışıyor mu? Katar’dan geldiği zaman neden tartışıyorsunuz?”
“Yeni nesil F-16’ların alınması ve mevcut F-16’ların modernizasyonu konusunda olumlu bir şekilde seyrediyor görüşmeler”
Türkiye’nin ABD ile sürdürdüğü F-35 görüşmelerine ilişkin ise Çavuşoğlu, “F-35 konusunda geldiğimiz nokta malum. Bu işlerde devran döner, değişir. Şu süreçte herkes Türkiye’nin önemini daha fazla görmeye başladı. F-35 sorunu CAATSA yaptırımı kongreden çıktı. Bu konularda tablonun değişmesini oturup beklememek lazım. Başka seçenekler üzerinde durmak lazım. Türkiye’de görüşmeler de devam ediyor. ABD’de uzmanlarımız, askerlerimiz, ilgili arkadaşlarımız gitti. Yeni nesil F-16’ların alınması ve mevcut F-16’ların modernizasyonu konusunda olumlu bir şekilde seyrediyor görüşmeler. Diğer konulara da yayabiliriz bu iş birliğini” açıklamasında bulundu.