Dışişleri Mevlüt Çavuşoğlu, New York’taki temasları kapsamında gerçekleştirdiği buluşmada, eski türkevi anılarını, etkinliklere katıldıklarını ve diplomatik ilişkilerin de oradan yürütüldüğünü anlatarak daha büyük bit Türkevi’ne ihtiyaç duyulduğunu ifade etti.
Türkevi’nin inşaatının 4 yıl önce atıldığını ve binanın korona virüs salgınına rağmen tamamlandığını söyledi. Açılışa herkesi davet edemediklerini ifade eden Bakan Çavuşoğlu, “Bugün açılışa davet edemediğimiz vatandaşlarımızı bugün davet ederek, Türkevi’ni bir kere daha görmelerini istedik. Kullandığımız 32 katlı herkesin gıpta ettiği Türkevi'ni devletimizin ve milletimizin hizmetine sunduk” diye konuştu.
“Burası Türk'ün evi, herkesin evi”
Türkiye'nin Birleşmiş Milletler Daimi Temsilciliği ve New York Başkonsolosluğu ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin temsilciliğinin de Türkevi binasında yer alacağını kaydeden Bakan Çavuşoğlu açıklamasını, “Yüksekliği 10 bin metre, BM binasından yaklaşık 10 metre daha yüksek bir binamız. 35 katın altında eksi 3 var, orada da çok amaçlı salonlarımız var, otoparkımız var. Binamız her anlamda çok fonksiyonlu bir bina oldu. Burada sadece biz çalışmayacağız, sadece vatandaşlarımızla beraber olmayacağız. Şimdiden buraya gelen birçok konuk, 'biz de burayı kullanabilir miyiz' diye tekliflerde bulundular.
Sayın Cumhurbaşkanımız da ben de muhataplarımıza 'elbette burayı insanlık için çalışan herkes kullanabilir' dedik. BM binasına ilaveten birçok uluslararası örgüt ve onların temsilcileri de burayı kullanacak. Sivil toplum örgütlerimiz kullanacak, derneklerimiz kullanacak. Burada toplumumuzu temsil eden kurumlarımız kullanacak. Burası Türk'ün evi, herkesin evi, hepimizin evi ve tüm vatandaşlarımız da burayı kullanacak” sözleriyle sürdürdü.
“Kıbrıs Türkü’nün hakkının yenmemesi için bizler de sizin mahiyetinizde çalışıyoruz”
Buluşmaya KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'a katıldığı için teşekkür eden Çavuşoğlu, “Milli davamız Kıbrıs'ı birlikte sonuna kadar savunmaya devam edeceğiz. Kıbrıs sürecinde 54 yıl federasyon için müzakere ettik. Biz hep iyi niyetle yaklaştık ve hep ılımlı yaklaştık, süreçleri destekledik ama Kıbrıs Türkünü azınlık gören ve Kıbrıs Türkü ile hiçbir şeyi paylaşmak istemeyen Rum kesimi tüm planları, tüm çabaları elinin tersiyle itti ve biz en son Crans Montana'da demiştik ki ‘artık bir daha federasyon için müzakere etmeyeceğiz, artık iki devlet için müzakere edeceğiz.’
Bugün sizinle birlikte, sizin liderliğinizde, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ve ortaya koyduğumuz vizyon çerçevesinde Kıbrıs Türkü’nün hakkının yenmemesi için bizler de sizin mahiyetinizde çalışıyoruz ve Kıbrıs Türkü'nün hakkını inşallah sonuna kadar birlikte savunacağız. Herkes, KKTC'nin egemenliğini ve 1960 anayasasıyla da verilen haklarını tanımak zorundadır. Bu doğrultuda sizlerin çabalarına biz Türkiye olarak elimizden gelen desteği vermeye devam edeceğiz. Bu süreci birlikte yürüteceğiz” açıklamalarında bulundu.