Bakan Dönmez'den flaş doğalgaz fiyatları açıklaması!

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, katıldığı bir televizyon programında sorularını yanıtladı.

İstanbul'daki depremin ardından enerji durumu hakkında bilgi veren Bakan Dönmez, "Dün orta şiddetli bir deprem yaşadık. Enerji altyapılarımızda herhangi bir sorun yaşamadık. Boğaziçi Elektrik Dağıtım'da 22 bölgede kesinti oldu, sensörlerin devreye girmesinden kaynaklı. Bir sorun olmadığı anlaşılınca elektrikler verilmiş oldu. Doğalgazda da sorun yaşamadık. Dün enerji altyapılarımızda herhangi bir sorun yaşamadık. Boğaziçi Elektrik Dağıtım A.Ş.’nin depremin merkez üssüne yakın bölgelerdeki 22 trafo merkezinde kesintiler söz konusu oldu. Bunlar da sensörlerin devreye girmesinden kaynaklıydı. Saat 18.00 itibariyle bütün şebeke kontrolleri yapıldı ve herhangi bir sorun olmadığı tespit edildiği için elektrikler tekrar verildi. Doğal gaza gelince orada da herhangi bir sorun yaşamadık. Bu konuda ciddi tedbirler alındı. 1999 Marmara depreminden sonra -ben o tarihlerde İGDAŞ’ta yöneticiydim, kriz merkezinin de başındaydım- ciddi çalışmalar yapıldı. Deprem yaşamış ülkelerin altyapılarını işleten gaz ve elektrik şirketleri başta olmak üzere birçok şirket ve kurumlarla görüşmeler yapıldı. Gerek binaların yapılarına ilişkin gerekse tesisatlara ilişkin birçok standart gözden geçirildi ve yenilendi. Bu kapsamda deprem vanaları konma mecburiyeti getirildi. O deprem vanaları da binaların maruz kaldığı şiddete göre otomatik olarak gazı kesiyor. Ayrıca belli merkezlerde ana hatlarda hattın kopması durumunda koruyucu maksatlı gazı kesen sistemler yerleştirildi. Burada vatandaşlarımızın uyması gereken temel kaide şu: Deprem olduğunda öncelikle uygun, güvenli bir yere geçmek, hemen tahliye etmemek. Gaz kesildikten sonra tekrar gaz geldiğinde alevsiz bir ortama doğal gaz sızması söz konusu olabilir. O açıdan vatandaşlarımıza evi tahliye etmeden evvel muhakkak vanalarını kapatmalarını, elektrikleri söndürmelerini veya bir merkezi şalter varsa kapatmalarını tavsiye ediyoruz" dedi.

"Eksik kaldığımız, zayıf gördüğümüz noktalar varsa onların da bir an iyileştirilmesini sağlayacağız"

Deprem sonrası durum bizim için de bir yerde test oluyor. 5.8’lik depremden sonra şebekelerle alakalı neler oldu, hangi tedbirler alındı, tedbirlerimiz yeterli mi, yetersiz mi, bu açıdan da bunları sınama imkânı da olmuş oldu. Şimdi kurumlardan bunlarla alakalı raporları istedik. Bunları oturacağız tekrar değerlendireceğiz. Eksik kaldığımız, zayıf gördüğümüz noktalar varsa onların da bir an iyileştirilmesini sağlayacağız" dedi.

"Tuz Gölü’nde 5,4 milyar metreküplük bir depo kapasitesine ulaşacağız"

Türkiye’de yakın tarihe kadar doğal gazda özellikle kış şartlarında kesintili, günlerin olduğunu söyleyen Dönmez,"Tuz Gölü’nde şu anda işletmeye aldığımız 600 milyon metreküplük bir depomuz var. İkinci kısımda da 600 milyon metreküplük bölümün inşaatı devam ediyor. Yine geçtiğimiz aylarda kapasite artırımı için bir proje başlattık. Bittiğinde Tuz Gölü’nde 5,4 milyar metreküplük bir depo kapasitesine ulaşacağız. Öte yandan Silivri’de de 2,8 milyar metreküplük bir depomuz var. Orada da çalışmalarımız devam ediyor. 2023 gibi hedefimiz 4,6 milyar metreküpe ulaşmak. Toplamda 10 milyar metreküp ediyor. Ülkemizin doğal gaz tüketimi 50 milyar metreküp civarında. Hedefimiz yüzde 20’si kadarını depolamak. Tüm gelişmiş ülkelerde de zaten bu böyle. Bunlara ilaveten iki yüzer LNG terminali sisteme ilave ettik. Birisi İzmir’de, birisi de Hatay Dörtyol’da. Bunlarla birlikte artık doğal gaz arz sıkıntısı teknik olarak söz konusu değil" dedi.

"Doğalgaz fiyatlarında kısa dönemde değişiklik yapılmayacak"

Doğal gaz ve petrolde ülkemizin dışa bağımlı olduğunu dile getiren Dönmez, doğalgaz fiyatlarında kısa dönemde değişiklik yapılmayacağını belirterek,"Dövizle alıyoruz ve bizim fiyatlarını kontrol edemediğimiz bir mekanizma var. Doğal gaz tarifeleri petrol fiyatlarına bağlı olarak gelişiyor. Bugünkü petrol fiyatları yaklaşık 6 ay sonra doğal gaz fiyatlarına, 7 ay sonra da elektrik fiyatlarına yansıyor. Çünkü bir miktar elektriği doğal gazdan üretiyoruz. Bir hafta sonra da pompalara yansıyor. Petrol fiyatlarındaki değişkenlik enerji ürünlerinin neredeyse tamamını etkiler durumda. Bu sadece bizim ülkemizde mi? Hayır. Hemen hemen tüm ülkelerde bu şekilde cereyan ediyor. Kaynak ülkesi olanlar için bir rahatlık var çünkü ülkelerinde ürettikleri için vatandaşlarına çok daha uygun koşullarda verebiliyorlar.Maliyetler değiştikçe bunlar tarifelere yansıyor. Ama doğal gaz tarafında özellikle BOTAŞ son birkaç yıldır fedakârlık yaparak bu süreci yönetmeye çalışıyor. Yine bu süreç bu şekilde devam edecek. Kısa vadede herhangi bir değişiklik olmayacak. Orta, uzun vadede petrol fiyatlarını, kurdaki hareketlilikleri ve diğer maliyet unsurlarını birlikte izleyeceğiz ve ona göre hareket edeceğiz"diye konuştu.

Akaryakıt fiyatlarına ilişkin konuşan Dönmez,"Son yıllarda petrol fiyatını arttıran etkenlerin başında özellikle jeopolitik gelişmelerin olduğunu görüyoruz. Ambargolar yine başka bir etken. İran ve Venezuela üzerinde ambargo var ki bunlar dünyanın en büyük petrol üreticisi ve ihracatçısı ülkeler. Onların ürünlerini alamadığınız, erişemediğiniz bir ortamda diğer petrol üreticilerinin kabiliyetlerine ve kapasitelerine bakıyorsunuz. Biz tek taraflı yaptırımların doğru olmadığını ve bunun dünyanın ekonomik gelişimine olumsuz etkileri olacağını vurguladık. Geçtiğimiz haftalarda Suudi Arabistan’daki petrol tesisine yapılan saldırı sonrası ciddi bir üretim eksilmesine gidildi. Suudi Arabistan en büyük petrol üreticilerinden birisi. Üretimini neredeyse yüzde 50 azalttı. Küresel ölçekte bu yaklaşık yüzde 5’lere tekabül ediyor.Dünyada günlük ortalama 99 milyon varil petrol üretimi söz konusu. Arz talebin çok dengede gittiği bir piyasada bu tip önemli bir aktörün tedarikinde yaşanan sorunlar fiyatları da ister istemez yakından etkiliyor. Bizde bu fiyatlardan etkileniyoruz çünkü rafinerilerimiz oluşan fiyatlar üzerinden ham petrollerini alıyorlar. Orada bir mekanizma var. Kur ve petrol fiyatlarındaki değişkenler sürekli izleniyor. Bunlar pompalara da yansıyor" şeklinde konuştu.

"İnşallah onları bu yıl sonu itibariyle bitirmiş olacağız"

Bakan Dönmez, TürkAkım projesindeki son durum hakkında da bilgi verdi. Dönmez, "Çok hızlı yol alıyoruz. Denizdeki hatlar bitmişti. Karada alış ünitesi terminali inşaatı sürüyor. Test ve kontrolleri yapılıyor" dedi.

"50-60 yıllık bir hayalimiz gerçekleşiyor Akkuyu’da"

Dönmez Akkuyu’da nükleer santral inşaatının devam ettiğini belirterek,"Geçtiğimiz Temmuz ayında Rosatom’un Başkanı ile sahada incelemelerde bulunduk. İlk ünitenin temel üstü çalışmaları devam ediyor. Kor tutucu adı verilen ekstra güvenlik kabininin montajı devam ediyor. İkinci ünitenin inşaat lisansını Nükleer Düzenleme Kurumu Ağustos ayında verdi. Üçüncü üniteyle ilgili sınırlı inşaat izninin alınmasıyla alakalı girişimler devam ediyor. Hedefimiz Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında ilk üniteyi devreye almak. Sinop’ta yola Japonlarla birlikte çıkmıştık. Yapılan anlaşmaya göre bize sundukları fizibilite raporunda mutabık kalırsak yola devam edecektik. Fizibilite geldi. Ekiplerimiz inceledi. Fakat gerek iş takvimi gerekse de maliyetler açısından beklentilerimizi karşılamadı. Karşılıklı görüşerek Japonlarla o projede ilerlememe kararı aldık. Japonlarla yenilenebilir ve yerli kaynakların Türkiye’de ekonomiye, sisteme kazandırılması konusunda iş birliğimiz devam edecek. Nükleer stratejimiz çok eski başlayan ama uzun yıllardır hayata geçirilemeyen bir konuydu. 50-60 yıllık bir hayalimiz gerçekleşiyor Akkuyu’da. Sinop’ta yine biz nükleer projelere devam edeceğiz Bu yeni bir çalışmayı gerektirecek. Bundan sonra hangi ülke ve hangi teknolojiyle devam edeceğiz müzakereler sonunda ortaya çıkacak" şeklinde konuştu.

Rusya ile enerjide iş birliği

Rusya'ya yapacağı ziyarete ilişkin konuşan Dönmez,"Rusya’yla özellikle son yıllarda enerji başlığı başta olmak üzere birçok alanda çok yakın bir ilişki söz konusu. Enerji tarafında Akkuyu başta olmak üzere Türk Akım ve bazı Rus şirketlerin burada enerji yatırımları var. Çok boyutlu sürdürdüğümüz bir ilişki. Bunları ele alacağız tekrar. Akkuyu’da çalışacak mühendisler Rusya’da eğitim alıyor. 88’i geldi ve işe başladı. 156 öğrencimiz daha var okuyan. Onlar da 1-2 yıl içeresinde eğitimlerini tamamladıktan sonra çalışmaya başlayacak. Geçtiğimiz haftalarda Türkiye’de lisans eğitimlerini tamamlamış 22 öğrenciyi nükleer alanında yüksek lisans eğitimi almak üzere Rusya’ya gönderdik. Onlar da eğitimlerini 2 yıl içerisinde tamamlayıp dönecekler.Bu denli yüksek teknolojili bir tesisi işletmek için kaliteli insan kaynağına ihtiyacımız var. Eğitimlerin orada alınması da önemli. Ara teknik elemanlara ilişkin olarak da burada OSB’lerle, sanayi odalarıyla yaptığımız bir çalışma var. Meslek liselerinde özellikle nükleere dönük birtakım ilave müfredat ekleyerek ara teknik eleman ihtiyacını da karşılamış olacağız" diye konuştu.

"Yavuz, Karpaz’daki sondajını bitirdi"

Doğu Akdeniz'deki son duruma ilişkin değerlendirmede bulunan Dönmez,"Doğu Akdeniz’de son 5-6 yıldır sismik çalışmalarımız vardı. Son 1-2 yılda yoğunluk kazandı. Sondajlara başlamamıştık. Geçtiğimiz yıl ilk sondajımızı Alanya’da yaptık. Yavuz, Karpaz’daki sondajını bitirdi. Oradaki veriler şu anda değerlendiriliyor. Gemi, Taşucu Limanı’nda bir sonraki operasyon için gerekli hazırlıklar, ikmalleri ve kontrolleri yapılmak üzere beklemede. Çalışmalar biter bitmez de yeni lokasyona gitmiş olacak.Fatih de Ada’nın batısında operasyonuna devam ediyor. Biz de kendi kıta sahanlığımızda gerek Türkiye Petrolleri’ne Bakanlığımızın vermiş olduğu ruhsat alanlarında, gerekse Türkiye Petrolleri’nin Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden almış olduğu ruhsat alanlarında bu operasyonları kararlılıkla devam ettireceğiz. Varsa bulacağız diyoruz" dedi.

“Türkiye maden ve ham madde ithalatında da maalesef negatif bir pozisyonda”

Madenciliğin modern hayatın can damarını oluşturduğunu söyleyen Dönmez, maden aramalarıyla ilgili olarak şunları söyledi; "Bazı çevreler madencilik yapmayalım söylemi getiriyorlar. Türkiye maden ve hammadde ithalatında da maalesef negatif pozisyonda. Geçen yıl 27 miyar dolarlık hammadde ithal etmişiz. İhracat 6-7 milyar dolar. 20 milyar dolar açık var. Altın da en büyük bedeli ödediğimiz kalemlerden biri. Sırf geçen yıl 8,5 milyar dolarlık altın ithalatı olmuş. Bu ithalatı azaltmanın tek yolu madencilik sektörüne kurallara uygun ve çevreye saygılı izin vermemiz. Yasamız ve kurallarımız madencilik faaliyeti sonrası kesilen ağaçların yerine konması gibi rehabilitasyon zorunluluğu getiriyor. Vatandaşlar endişe etmesin madencilik faaliyeti biter bitmez o sahalar eski haline getirilecek. Doğayı koruyacağız hem de madenlerimizi ekonomiye kazandıracağız.30 milyar liralık cirosu olan bir sektör. "

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Ekonomi Haberleri