2. Uluslararası Medya ve İslamofobi Forumu'nda konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Programın açılış konuşmasını Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, “20 ve 21. yüzyıl Srebrenitsa, Hocalı, Karabağ, Myanmar, Suriye. Tek fark şu ki önlerinde kalan son engele yani Müslümanlara saldırıyorlar ancak biz önceki kurbanlar gibi aciz, çaresiz savunmasız değiliz. İlk haçlı seferinin üstünden 926 yıl geçti. O günden sonra meydanda da masada da o seferler hep devam etti. Ettikçe de hüsranları büyüdü.
Bugün karşılarında 2 milyara yaklaşan nüfusuyla bir İslam dünyası dimdik durdu. Üstelik İslam bütün iftiralara milyarlarca avro ve dolar harcanarak siyasetten sanata her şeyin alet edildiği algı yönetimine rağmen bugün de dünyanın en hızlı yayılan dinidir. Bundan da çok rahatsızlar ve her yolu deneyerek bu rahatsızlıklarını ortaya koyuyorlar. Medya bu işin neresindedir sorusunun cevabı ise son olarak Ukrayna’da yaşanan savaşın acısı üzerinden bir kez daha gördük” diye konuştu.
“İnsanlara verdiğimiz değeri saç ve göz rengine göre sınıflandırmadık”
Hiçbir yalanın, iftiranın kendilerini özlerinden ve değerlerinden koparamayacağını belirten Bakan Ersoy, en önemli etkiyi sağlayacak olan şeyin İslam dünyasının birliği ve beraberliği olacağını vurgulayarak, “İnsana verdiğimiz değeri saç ve göz rengine, yaşadığı coğrafyaya, ırkına, dinine, diline göre sınıflandırmadık. Tarihte olduğu gibi bugün de bu milletin vicdanına, bu ülkenin sınırlarına güvenle, umutla sığınmalarının sebebi budur. Bunu değiştirmeye de kimsenin gücü yetmeyecektir. Hiçbir yalan, hiçbir iftira bizi biz olmaktan vazgeçiremez, özümüzden ve değerlerimizden koparamaz. En önemli etkiyi sağlayacak unsur İslam dünyasının birliği ve beraberliği olacaktır.
Öne süreceğimiz her fikrin hayata geçirilmesi bu birliğin gücüyle mümkündür. Bu güç yalancıları doğruya mecbur etme potansiyelini de taşımaktadır. Son olarak medyanın karşısında medyayla durmanın, yanlı ve yanlış içeriklerin karşısında doğru ve tarafsız içerik üretimiyle mücadele etmenin sonuç getireceğini farklı örnekler üzerinden az ya da çok tecrübe ettik. Sadece televizyonları ve gazeteleri değil, özellikle günümüzde dijital dünyayı, oyunlardan sosyal medyaya uzanan geniş mecrayı en iyi şekilde kullanmak bir zorunluluk haline gelmiştir” diye konuştu.