Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından İstanbul'da düzenlenen "Uluslararası Stratejik İletişim Zirvesi"nde bir konuşma yaptı.
İsrail'in 7 Ekim olayları sonrasında Gazze'de ve Batı Şeria'da işlediği savaş suçları bağlamında iki tür dezenformasyonla karşı karşıya kaldıklarını belirten Fidan, "Birincisi, birçok Batılı basın yayın kuruluşunun Filistinlilerin maruz kaldığı insani dramı yok sayan tarafgir tutumudur. Diğeri ise 7 Ekim olaylarıyla sınırlı olmayan, İsrail'in gerçekleri perdeleyerek bütün dünyayı inandırmaya çalıştığı kurumsallaşmış dezenformasyondur. İsrail'in bu dezenformasyonunun şu anki kriz özelindeki amacı, 6 bini çocuk olmak üzere 14 binin üzerinde sivil Filistinliyi Orta Çağı hatırlatan bir hunharlıkla katletmesini meşru müdafaa kisvesi altında aklamaktır. İsrail'in bu nedenle hastaneleri vurarak suçu başkasına atıyor ve vurduğu sağlık merkezlerinin altında tüneller arıyor. Ancak İsrail'in kurguladığı bu hikayenin esas odağı, işgali örtbas edip Kudüs'te, Batı Şeria'da ve Gazze'deki eylemleriyle iki devletli çözümü fiilen imkansız hale getirmektir. Tam ateşkes sağlanmalı yardımlar Gazze'ye kesintisiz girmeli. Türkiye olarak çabaları 2 kulvarda sürdürüyoruz. İlki bölgeye yardımlar, ikincisi kalıcı barış. Yoğun bir diplomasi trafiği içerisindeyiz. Filistin'in yanında durmaktan asla geri durmayacağız. Yeni yöntem ve söylemlerle kalıcı çözümü hayata geçirmeliyiz. İsrail Filistin sorununa tek geçerli çözüm yolunun başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğü olan bir Filistin devletinin hayat bulması olduğu genel kabul görmekte. Dolayısıyla yeni söylemler ve yöntemlerle kalıcı çözümü hayata geçirmeliyiz. Sadece ezberleri tekrarlayarak, İsrail'in bir savaş suçunu başka bir suç işleyerek unutturmasına izin vererek gerçek barışa ulaşmak mümkün değil. Bu tarihi adaletsizliğe bir son vermeliyiz. Özel temaslarımızda olsun, Uluslararası toplantılarda olsun. Açık bir şekilde yaptığımız bir çağrıyı burada tekrarlamak isterim müsaadenizle. Batı dünyası İsrail'in savaş suçlarıyla aralarına artık mesafe koymalıdır. İsrail'e verilen koşullu her türlü destek daha fazla Filistinlinin öldürülmesi için açık bir çektir. Neyse ki dünyanın dört bir tarafında milyonlarca insanın Filistin'e yönelik dayanışma gösterileri insanlık vicdanının bu gidişata izin vermeyeceğini göstermekte Üstelik bu gösteriler bazı Avrupa ülkelerinde ifade özgürlüğüne konan engellemelere rağmen yapılmakta. Kur'an-ı Kerim'e yönelik saldırıların güya ifade özgürlüğü olarak kabul edildiği günümüz Avrupası'nda Filistin bayrağına ve barış çağrılarına tahammül edilememesini tarih unutmayacaktır" diye konuştu.