Tarım ve Orman Bakanlığının iklim değişikliği ve olası etkilerini en aza indirmek için Türkiye’nin 7 bölgesinde düzenlediği "Bitkisel Üretim Sektöründe İklim Değişikliğinin Etkisi ve Değerlendirilmesi" toplantılarının beşincisi Adana’da gerçekleştirildi. İklim değişikliğinin dünya gündeminin en önemli konularının başında geldiğini belirten Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, iklim değişikliğinin bitkisel üretime bölgesel ve ulusal boyuttaki etkisini belirlemek için çalışmaları sürdürdüklerini kaydetti. Bölgesel toplantıları Tekirdağ, Şanlıurfa, Malatya ve Van’da yaptıktan sonra Adana’da çiftçilerle bir araya geldiklerini ifade eden Pakdemirli, “Küresel ısınma ve iklim değişikliği nedeniyle artık kuvvetli fırtınalara, aşırı yağışa, yoğun sıcak hava dalgalarına ve uzun kuraklıklara daha sık şahit oluyoruz. Son 50 yılda sel, fırtına, kuraklık gibi doğal afetlerin sayısı beş kat arttı. Küresel ısınmanın en fazla darbe vuracağı sektörlerin başında tarım ve gıda geliyor.
Tarımsal üretimde ise iklim değişikliğinin etkisiyle 2050’ye kadar verimde yüzde 10 ila 25 arasında bir düşüş bekleniyor. Ülkemizde temmuz ayı dünyada son 142 yılın en sıcak temmuz ayı olarak tarihe geçti. Sıcaklıktaki rekor artış, nemin yüzde 10’ların altında düşmesi ve rüzgâr hızındaki ciddi artışla birlikte maalesef Ege ve Akdeniz Bölgesi'nde büyük orman yangınlarıyla karşılaştık. Ülkemizde son 2 yılda toplam 5 büyük orman yangını yaşanmışken, 28 Temmuz-13 Ağustos arasında toplam 17 günde 16 büyük orman yangını meydana geldi. Bu afetlerin yanı sıra iklim değişikliği su döngüsünü de olumsuz etkiliyor. İklim değişikliğinin etkisiyle kuraklığın sıklık, süre ve şiddetinde artış meydana gelmesi beklenmektedir. Daha önce her 10 yılda bir yaşanan kuraklıklar, bundan sonra 5-6 yılda bir karşımıza çıkacak. O nedenle tarım, orman ve su alanında iklim değişikliğinin etkilerini azaltacak tedbirleri almak, küresel ısınmayı azaltacak üretim yöntemlerine geçmek ve doğal kaynakları verimli kullanmak, artık bir tercih değil bir zorunluluk haline gelmiştir. Tarımı dönüştürüp, ormanı güçlendirip, suyun verimli kullanımını sağlayarak değişen iklim koşullarına hazır olacağız.” ifadelerini kullandı.
"Tüm projelerimizde kaynak verimliliği ve çevrenin korunması önceliğimizdir”
İklim değişikliğine yönelik yapılan çalışmalar hakkında da bilgi verdi. 2050 yılındaki nüfusun gıda ihtiyacını karşılamak için yüzde 60 daha fazla üretmek, bu üretim için de yüzde 15 daha fazla su kullanmak zorunda kalınacağını ifade eden Bakan Pakdemirli, “Bu ihtiyaca iklim değişikliğinin etkilerini de katarak hem politikalarımızı hem de sahadaki projelerimizi doğru planlamalı ve etkin şekilde uygulamalıyız. 2019 yılında 15 yıl aradan sonra yaptığımız 3. Tarım Orman Şurası'ndaki ana konular içerisinde iklim değişikliği önemli bir başlık olarak yer alıyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın da hafta başında açıkladığı üzere yeşil kalkınma devrimi hedefi çerçevesinde iklim değişikliği konusunda tarihi bir adım atıyoruz. Bu yüzyılın en kıymetli ve en stratejik meselelerinden olan suyumuzu daha detaylı incelemek, değerlendirmek ve sürdürülebilir bir yönetim anlayışı benimsemek maksadıyla 1. Su Şurası çalışmalarını mart ayında başlatmıştık. Şura komisyonlarının çalışmalarını neticelendirdik ve inşallah önümüzdeki hafta pazartesi günü şurayla ilgili detaylı bir bilgilendirme toplantısı düzenliyor olacağız. Tüm projelerimizde kaynak verimliliği ve çevrenin korunması önceliğimizdir.” açıklamasında bulundu.
Tarımsal kuraklıkla mücadele
Bakan Pakdemirli, kuraklığın etkilerini en aza indirmek amacıyla Tarımsal Kuraklıkla Mücadele Stratejisi Eylem Planı’nı başarıyla uyguladıklarını ifade ederek, susuz topraklardan daha çok verim almak amacıyla dünyanın 3. Kuraklık Test Merkezi’ni açtıklarını ve kuraklığa toleranslı 42 buğday ve 19 arpa çeşidi geliştirerek tescilinin yapıldığını söyledi. Bakan Pakdemirli, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Bakanlığımızca yürütülmekte olan Tarım Havzaları Üretim ve Geliştirme Projesi kapsamında iklimle uyumlu ürün yetiştirilmesi ile doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımını amaçladık. Bütün bu çalışmaların yanında, kuraklığın etkilerini en aza indirmek için birçok destek uygulamasını ihtiyaç durumunda hızlıca devreye alıyoruz. Ülkemizde su kısıtı olan ve yeraltı suları açısından yetersiz havzalarda su kullanımının azaltılmasını sağlamak için mısır gibi su tüketimi yüksek olan ürünler yerine su tüketimi az ürünlerin ekimine destek sağlıyoruz. Mercimek ve nohut gibi su tüketimi az olan ürünlere ilave yüzde 50 fark desteği, fiğ, burçak, yem bezelyesi gibi ürünlere de ilave yüzde 50 yem bitkileri desteği vererek, suya göre üretim anlayışını yaygınlaştırmaya çalışıyoruz. Bitkisel ürünler içerisinde en fazla su kullanan çeltikte maliyetlerin düşürülmesi, su kaynaklarının etkin kullanımı ve metan gazı salımının azaltılması amacıyla damla sulama yöntemiyle çeltik yetiştiriciliğini proje bazında desteklemeye başladık.”
Adana'ya müjde
Bakan Pakdemirli, Adana’da 2021 yılında toplam 1,4 milyon lira kaynak ile bitkisel üretimi geliştirmek ve mera ıslahı amacıyla 4 yeni proje başlatacaklarını müjdeledi. Tufanbeyli’de kuru fasulye tohumu teminiyle ilave 2 bin dekar alanda ekiliş yaptırarak üretimi artıracaklarını kaydeden Pakdemirli, yem bitkisi tohumu teminiyle ilave 5 bin dekar alanda yem bitkisi ekilişi ile kaba yem üretimini artıracaklarını söyledi.