Anadolu Ajansı’nın Editör Masası’nın bu sabah ki konuğu Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk.
Dinliyorum, dinliyorum, seviniyorum, övünüyorum, gurur duyuyorum, güven duyuyorum.
Bakan Selçuk’un sadece bir bakan değil, aynı zamanda iyi bir eğitimci, iyi bir eğitim idarecisi olduğunun net işaretlerini alıyorum.
Uzaktan eğitimi anlatıyor, yeni dönemde neler yapılacağını anlatıyor, tüm hazırlıkların nasıl yapıldığını, nasıl işleyeceğini anlatıyor.
Anlattıkça da ben daha dinler oluyorum.
Meslek Liseleri’nin önemini anlatmaya başladığında ise, Türkiye’nin eğitimdeki bir gerçeğiyle yüzleştirmeye başladı.
Bundan yıllar, yıllar önce ayın fikirdeydim.
Herkesin doktor, avukat, mimar, gazeteci, öğretmen vs gibi toplumsal olarak gözde meslekleri tercih ederek üniversitelerin kapılara dayanması, Türkiye’nin geleceğinin en büyük sorunu olacaktı ve oldu da.
Terzinin kendini çırak bulamaması, ayakkabıcının, tekstilcinin, marangozun, aşçının, berberin, kuaförün, tesisatçının vs kendisine yardımcı olacak, mesleğini ilerde yapabilecek insan bulamaması.
Türkiye’de mesleki olarak ihtiyaç duyulan alanlarda maalesef, ihtiyacı karşılayacak mesleki eğitimi almış, işin ehli insan bulmak zorlaştıkça zorlaştı.
Herkesin toplumsal etiketi yüksek, masa işlerde çalışmak ve para kazanmak istemesi, emek isteyen, bilgi isteyen birçok mesleği yapacak insanın varlığında da sıkıntı yaratmaya başladı.
Bunun hayatın içinde bizler de zaman zaman hissediyoruz.
Mesela, arıza yapan musluğumuzu, bozulan anahtarı, yırtılan pantolonu, kirlenen gömleği parasıyla temizleyecek insan bulamıyoruz.
Bulduğumuzun da zamanı o kadar dolu ki, yeri geliyor, parasıyla dahi işimizi yaptıramıyoruz.
Meslek Liseleri bu yüzden Türkiye’deki sosyal yaşantının, günlük hayatın devam etmesi anlamında çok ama çok önemli.
Meslek liselerinde yetişen gençler güçlü Türkiye’nin işaretidir.
Buradan sözü Türkiye’nin referandum yaparak ve ‘Evet’ diyerek kabul ettiği Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne getireceğim.
Bu sistemin faydasını, bakanlık koltuğuna gerçekten işin ehli, işini iyi yapan, işi konusunda bilgiye sahip, işi konusunda geleceğe dönük bir çalışmalar yapabilenler getiriliyor olması.
Eski sistemde çok nadir de olsa belki bakanlıklara işin ehli insanlar da getiriliyordu ama bu siyasete girmeden milletvekili olamama, milletvekili olamadan bakan olamama gerçeğini değiştirmiyordu.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde ise, ne siyasetin o zor yoluna girmenize gerek var, ne milletvekili olabilmek için mücadele etmenize gerek var, ne de milletvekili olduktan sonra bakan olabilmek için yarış içine girmenize gerek var.
Sadece işinizi iyi yapan, işin ehli insan olmanız yeterli!