Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, "Dershaneler meselesi yıllardır bilinen ve Cumhurbaşkanımızın bu konudaki talimatlarının iyi olduğu bilindiği bir husus. Bu bağlamda ben tüm velilerimize, öğretmenlerimize çok açıkça ifade etmek isterim; yerine koyacağımız konusunda, ne getirdiğimiz konusunda talebi nasıl karşılayabileceğimiz konusunda çok net bir yol haritasına sahibiz" dedi.
"Büyük yol alma imkanımız da var"
Eğitimde etik konusunun önemle vurgulandığını ve önemsendiğini bildiren Bakan Selçuk, "Eğitim sistemini buna bağlı olarak insanın zeminde yatan etik olduğunu ısrarla vurgulamaya çalışıyorum. Dünyadaki eğitimin kalitesi arttıkça teknolojinin öldürme gücü, çevre kirliği, açlık ve obezite artıyor. 2023 vizyonunda ısrarla ortaya koymaya çalıştığımız bu husus, bu toplantının ana temasını oluşturuyor.
Zemin olmadan şekil yapmaya çalışmamalıyız. 1970'li yılların ortasından beri şakülü kaymış bir eğitim sistemimiz var. Büyük yol alma imkanımız da var. Ekiple beraber Türkiye'nin bilimsel niteliklerinin mevcut durumu daha iyi yerlere getirmek için yardımcı olabilir" dedi.
Bakan Selçuk'tan temel lise açıklaması
Herhangi vaatte bulunmadığı halde bir beklenti olduğunu ifade eden Selçuk, bu beklentinin olmasının oldukça makul olduğunu ve hayata geçmesiyle ilgili alt yapı çalışmaları gayretlerinin olduğunu kaydetti. Temel liseler ve dershaneler konusuna değinen Selçuk, "Uzun yıllardır bilinen ve geçmişten beri yapılması öngörülen karardır.
Bilinmesine rağmen, aylar önce yıllar önce bu konularla ilgili somut bir bilgi paylaşması hatta kanun maddesi olmasına rağmen bu ilan edildiğinde insanların şaşırmasına ben çok şaşırdım. Yani çok net olarak bir bilgi var ve bu bilgi çözüm olarak öngördüğümüz ya da Türk eğitim sisteminin çözümü diye paylaştığımız bir bilgi değil. Türk eğitim sisteminin çözümün çok daha kapsamlı, çok daha geniş tabanlı çok daha farklı parametreleri ele alan bağlamda olmalı. Yani biz eğitim sisteminin yapısal dinamikleri üzerinde yapacağımız çalışmalarla bir 2023 dönüşümünü sağlamaya gayret ediyoruz. Yoksa birkaç sene önceden beri belirlenen ve dönüşüm program içinde yer alan zaten okullara dönüşülmesi beklenen kuruluşlarımızın alacağı noktada elbette katkılarımız ve desteklerimiz olacak.
Her türlü çabayı göstereceğiz. Kaldı ki bu dershaneler meselesi de yılladır bilinen ve Cumhurbaşkanımızın bu konudaki talimatlarının iyi olduğu bilindiği bir husus. Bu bağlamda ben tüm velilerimize, öğretmenlerimize çok açıkça ifade etmek isterim; yerine koyacağımız konusunda, ne getirdiğimiz konusunda talebi nasıl karşılayabileceğimiz konusunda çok net bir yol haritasına sahibiz. Bunu da önümüzdeki haftalarda bir lansmanla açıklama fırsatımız olacak" ifadelerine yer verdi.
"Bakanlık olarak her türlü önlemi almaya sahibiz"
Hazırlıklar konusunda bilgi veren Bakan Selçuk, "Yapay zeka temelli yazılımların devreye sokulması, bir takım televizyon kanallarıyla mobil kanallarla her türlü erişimin olanaklı hale getirildiği ortamların oluşturulması ve buna benzer birçok imkanları ortaya koyabileceğiz. Konuyla ilgili bütün hazırlıklarımız bitti. Herkes rahat olsun. Biz hiçbir zaman elimizden geldiği kadar sürpriz yapmayacağız derken, bir sürpriz yok. Daha önce alınan kararlar neyse biliyorsunuz bu 4-5 sene önce alınmış bir karar. Bundan sonrası içinde nasıl yol haritası izleyeceğimizi açıklıkla paylaşacağız. Ben sadece bu konunun velilerimiz tarafından dikkatle ele alınmasını önemle belirtmek isterim. Çünkü konunun istismarı söz konusu olabilir. Bunları engellemesiyle ilgili biz bakanlık olarak her türlü önlemi almaya sahibiz" değerlendirmesini yaptı.
Eğitim sisteminin yapısal dinamikleri üzerinde yapılacak çalışmaları, 2023 vizyonunu tasarlamaya gayret ettiğini dile getiren Selçuk sözlerine şöyle devam etti:
"Kasım ayına kadar hangi hafta hangi ay hangi somut çalışmayı hayata nasıl geçireceğimizin ayrıntılarını kamuoyuyla paylaşacağız. Türkiye'deki bütün resmi okullarımızın belli parametreler çerçevesinde izlenmesi ve somut olarak takip edilmesi, ihtiyaçlarını doğrudan MEB tarafından karşılanması konusunda mal ve maddi tedbirleri almış durumundayız. Okullarımızın hangisinde ne tür programlar ve ihtiyaçlar olduğu konusunda asla rekabet ve yarışma söz konusu olmaksızın gelişmesi konusunda Türkiye ortak modeli ortaya çıktı. Bunun pilot çalışmaları şubat ayında başlıyor. Bu pilot çalışmaların sonucunda ülkedeki tüm okulların takibiyle ilgili yönetim sistemine geçiyoruz. Uluslararası akreditasyon yapılarına uygun proje hayata geçmiş olacak. Bu hayata geçtiğinde biz okullarımızın özellikle imkanı zayıf okulların iyileştirilmesi için yol haritasına sahip olmuş olacağız.
Tasarım beceri atölyeleri bizim çocuklarımızın çoktan seçmeli sorular seçerek eğitim-öğretim hayatını şekillendirdiği yapı yerine, ne konulacağını açıkladığı proje. Projenin de şubat ayında Türkiye'de yaklaşık 30 okulumuzda pilot olarak başlayacağını, inşaatının tamamlandığını ifade etmek isterim. Bizim ilkokullarda üniversitedeki bazı meslek alanlarının iz düşümünü görmek zorundayız. Örneğin bir mühendislik atölyesini ilkokulda görmek zorundayız. Sanat atölyesini ilkokulda görmek zorundayız. Çocuklarda meslek eğitiminin oluşması ve ellerini aktif halde kullanmaları mümkün olabilecektir."
"Ben çayın demlenmesine önem veren birisiyim"
Bakanlık olarak 3 yıllık bir takvim ortaya koyduklarını bildiren Bakan Selçuk, "Koyarken de hangi ay, hangi sene neyi yapacağımızı çok net ifade ettik. Takvim belgede olmasına rağmen ,'Neden bir şey yapılmıyor. Neden değişiklik gösterilmiyor?' şeklinde sorularla muhatap oluyoruz. Orada bir takvim dururken ve neyi ne zaman yapacağımız ortadayken acilen sürekli değişiklik yapmanın iyi bir fikir olduğunu zannetmiyorum. Ben çayın demlenmesine önem veren birisiyim.
Çayın demini almadan bazı değişiklikler yaparsak şimdiki çözümlerimiz daha sonraki problemlerimize dönüşür. Biz bir değişiklik yaparken niye ve neden yaptığımızı düşünmek zorundayız. Örneğin okul öncesi eğitimde 5 yaş zorunlu olacaksa bunu yapmamız halinde hangi parametrelerin nasıl etkilendiğini simülasyon halinde ele almamız lazım. Öyle düşünürsek sadece bu kararı aldığımızda bile yaklaşık 17-18 parametrelerin etkilendiğini fark ederiz. Daha önceleri çok değişiklik yapıldığında, ‘Neden ani değişiklik oluyor? Şikayetlerin olduğunu' hatırlarsınız. Şimdi bu şikayeti yapanların, ‘Neden değişiklik olmuyor?' diyerek soru sorması çok ilginç. Bu çerçevede önümüzdeki süreçte öğretmenlerimizin, öğrencilerimiz, velilerimizin sıkıntı yaşamamaları ani değişikliklerle karşılaşmaması için her türlü tedbirleri almaya çalışıyoruz" dedi.
Türkiye'de yaşan herkesin, ‘MEB için ne yapabiliriz?' diye düşündüklerini ifade eden Selçuk, "'Maddi manevi her türlü desteğe hazırız.' İnanılmaz bir olumlu yaklaşım var. Bu mutabakat için çok önemlidir. Biz bu meseleyi millet ödevi olarak destek almazsak, zafiyetimiz ortaya çıkar. Bunun ortaya çıkmaması için elimizden gelen gayreti yapmak zorundayız" diye konuştu.
Etik sorunu
Çok ilginç durumlarla karşılaştıklarını kaydeden Selçuk, "Mesele belirli bir olay gündeme geliyor ve bu olay sonucunda, ‘Bakın bu olay böyle değil' diyoruz. Bu belgeyi gören insanlar ertesi gün belgeyi gördükleri halde aksi bir haber yapıp, bir tweet atabiliyorlar. Eğer biz yaptığımız eğitimden şüphe ettiğimiz halde bunu yapmaya devam ediyorsak burada bir etik sorun vardır. Biz bir şekilde yaptığımız işleri ne kadar etik bir temelde, nasıl bir ahlak zeminine dayıyoruz diye sormazsak bunlar para kazanmanın önüne gitmez ve kalıcı olarak sağlayamayız.
Bizim kalıcı çözümlerimiz şu an gündemde olan belirli kanunlar gereği yapmamız gereken şeyler bizim kalıcı çözümlerimiz değil. Bizim kalıcı çözümlerimiz yapısal dönüşümlerle ilgili ve bunları yapmaya başlayacağız. Özellikle 2019 temel göstergesi olacak. Bunu yapabilmek için niyet alanına sahip olmamız gerekiyor. ‘Biz ne yapmak istiyoruz? Bu çok önemli bir gösterge. Biz neyi neden yapmaya çalıştığımızı ifade edersek, o zaman niyet alanımız ortaya çıkıyor. Ben bu ülkenin çocuklarının geleceği için bir şey yapmak istiyorum, bu millete olan borcumun karşılığı. Bunu yaparken de belirli prensipleri asla göz ardı etmek istemiyorum. Bunun da önemli bir kısmı etik ve ahlaki mesellerle ilgili prensipler. Bunlara büyük ölçüde uyduğunuz sürece bunun vazife olduğunu ve üretmek zorunda olduğumuzu düşünüyorum" diye konuştu.
"Vizyon belgesini hayata geçireceğiz"
Milli Eğitim Bakanlığının önünde bulunan yol haritası hakkında açıklamalarda bulunan Selçuk, "MEB olarak vizyon belgesi eksiğiyle belgesiyle düzeltiriz, değişiriz. Sürekli görüş halindeyiz. Birçok öneri alıyoruz. Bu önerileri de dikkate alarak önümüzdeki süreçte yapmak istediğimiz şey; vizyon belgesini adım adım hayata geçirmek. Önce mekanik olarak yapısal dönüşüme hizmet etmek. Bunun sonucunda da kültürel ve zihniyetin dönüşümü. Bu kolay bir konu değil. Kültürün ve zihniyetin dönüşmesi. Orta vadede bunun için alt yapı hazırlamayı amaçlıyoruz.
Bu amaç doğrultusunda, eğitimcilere yönelik birçok çalışmalar yapıyoruz. Antalya'da 3 günlük çalışma yapılıyor. Arkadaşların ortak bir dile sahip olması ve gerekli ideale ulaşması için heyecanla kendi illerinde vizyon belgesinin amaçları doğrultusunda hayata geçirmelerini bekliyoruz. Türkiye'nin dilinde ortaklık oluştukça daha rahat hareket ederiz diye düşünüyorum. Biz maalesef aynı dili kullandığımız halde farklı amaçlara sahip olabiliyoruz. Bu karışıklık nedeniyle de dilimizi sadeleştirmek ve ortak söz oluşturmak gibi hedefimiz var. Dikkat edersiniz birçok kelimeyi vizyon belgesinde özelleştirerek kullanmaya çalışıyoruz. ‘Söz varlığı' konusu. Türkçenin hayati bir konusu. Birçok ülke söz varlığı çalışması belki yüz sene önce bitirdiler. Hangi yaşta, hangi çocuklar kelimeleri ne şekilde öğrenmeleri bu bağlamda çocuklarımızın dil gelişimi uluslararası standartlarda nasıl olmalı şeklinde kazandırmış olacağız" açıklamasını yaptı.
"Uzun süreli bir mesele"
Bakanlık olarak uluslararası ve milli bir şekilde ellerinden geleni fazlasıyla yaptıklarını belirten Selçuk, hep birlikte çok daha fazla iyi yerlere gelinebileceğini kaydetti.
Türkiye'nin eğitim meselesinin 100 yıllık bir mesele olduğuna dikkat çeken Selçuk sözlerini şöyle tamamladı:
"Bunu 6 ayda çözülmesini sanırım hiçbirimiz bilemiyoruz. Bunu hep birlikte daha iyi yerlere getirilmesini umut ediyorum. Biz sıfırdan bir şey yapmıyoruz arkadaşlar. Geçmişte birçok iş yapılmış. Hepsine teşekkür borçluyuz. Biz 3,4,5,6 demek istiyoruz. Bunu derken de sizlerle beraber demek istiyoruz. Bunu bakanlık olarak kapalı odalarda yapmak istemiyoruz. Hangi konuyu ele alırsak alalım her yönden nasıl algılandığını hususen ele alıyoruz. Bunu bilimsel bir bakışla olamayacağının, bürokratik bir bakışla olamayacağının farkındayız."