İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Türkiye Alevi-Sünni, Türk-Kürt ayrımlarını 20. yüzyılda Çorum, Kahramanmaraş ve Gazi Mahallesi olaylarında bırakmıştı. 21. yüzyılda aynı ayrımlar, Türkiye'nin karşısına PKK ve onun siyasallaşmış kadroları tarafından 6-8 Ekim çukur barikat eylemleriyle çıkarıldı” dedi.
Daha önce demokrasinin gazete manşetleri ile baskı altına alındığını ifade eden Bakan Soylu, “25-30 yıl önce iki tane basit gazete manşetiyle istediğini elde eden, demokrasiyi baskılayabilen, parmak sallayan bu anlayış, bugün aynı sonucu elde edebilmek için 15 Temmuz'u organize etmek, DEAŞ ve PKK ile iş tutmak, Suriye göçüyle yüzleşmek riskini almıştır. Bu riski almasına rağmen yine de istediği neticeye ulaşamamıştır. Dün gazete manşetleriyle vesayetini odaklamaya çalışanlar bugün yurt içinden ve yurt dışından organize bir şekilde sosyal medya fitneleri, sosyal medya dezenformasyonları ve saldırılarıyla aynı işlevselliği yerine getirmeye çalışmaktadır. 20. yüzyılın vesayet anlayışını 21. yüzyılda dönüşüp sınırın dışına çıkmaya zorlayan güç, Türkiye'nin bu yüzyılda biriktirdiği yüksek düzeydeki operasyonel güçtür, devlet ve siyaset gücüdür. Bugün ulaştığımız netice tesadüf eseri veya kendiliğinden gelişen olaylar silsilesi değildir. Bizim milli bir güç kavramımız oluşmuştur. O da savunma sanayiimizdir. Türkiye, 20. yüzyıldaki tüm bu problemleri ve bunların 21. yüzyıla nasıl taşındığını iyi analiz etmiş ve bu analiz neticesinde güvenlikte boyut değiştirmiştir” diye konuştu.
“Parmak izi entegrasyonu sayesinde 129 bin 640 asayiş olayı, 4 bin 312 terör olayı, 8 bin 223 narkotik olayını aydınlattık”
15 Temmuz darbe girişiminden sonra güvenlik kurumlarının köklü bir revizyona girerek veri tabanlarının birleştiğini ve modernleştiğini belirten Bakan Soylu, “Bugün emniyet, sahil güvenlik, jandarma birimlerimiz anakaradan bin 500 kilometre açıkta uyuşturucu operasyonu yapabiliyorsa, bir parmak izini hem jandarma veri tabanında, hem emniyet veri tabanında, hem Nüfus Genel Müdürlüğü veri tabanında hem de Göç Genel Müdürlüğü veri tabanında sorgulayıp sonuç alabiliyorsak, işte 15 Temmuz'dan sonra ortaya koyduğumuz bu anlayış sayesindedir. 2018 yılında başladığımız parmak izi entegrasyonu sayesinde bugüne kadar 129 bin 640 asayiş olayı, 4 bin 312 terör olayı, 8 bin 223 narkotik olayını aydınlattık. Bu parmak izlerinden aydınlatılan olaylardan bin 209'u cinayetti ve cinayetten yakalanan şüpheli sayısı da bin 913'tür. Bir taraftan bunların olmasını sağladık, diğer taraftan adaletin tesis edilmesinin yolunu açtık” ifadelerini kullandı.
“İlkbahar yaz operasyonlarını 10 bin 850 operasyonla kapattık, 127 teröristi etkisiz hale getirdik”
Terör tehdidine yönelik operasyonların biri biterken diğerinin başladığına dikkat çeken Soylu şunları kaydetti:
“İlkbahar yaz operasyonlarını tamamladık, sonbahar kış operasyonlarına başlıyoruz. Bunu her yıl yapıyoruz. Belki küresel iklim değişikliği oluyor ama bizim operasyon iklimimiz değişmiyor. İlkbahar yaz operasyonlarında 9 bin 630 operasyon planlamıştık, 10 bin 850 operasyonla kapattık. 127 teröristi etkisiz hale getirdik. Bunların 39'u üst düzey teröristtir. Kalan silahlı eleman sayısı 181, bu yılki katılım sayısı 39'dur. Sadece yıllık katılımı 5 bin 558 rakamını görmüş, bin 500, 2 bin kişiyle kamp yapan ve neredeyse bütün batılı ülkelerden para, silah, hiç değilse korunma kollanma yardımı alan bir örgütü bugün bu hale getirdik. Önümüzde bir sonbahar kış operasyonu var. Eğer bu hızla gidersek belki bir tane daha sonbahar yaz operasyonu yaparız, sonrasına gerek kalır mı bilemiyorum.”
“6-8 Ekim olaylarında şehit olmuş 37 insanımız için, yaralanmış ve belki de sakat kalmış vatandaşımız için HDP bu milletten özür dilemedi”
6-8 Ekim olaylarının unutulmadığını söyleyen Bakan Soylu, “Bugün yıldönümü olan, Kandil'in, aynı zamanda onun siyasi uzantısı olan partinin verdiği talimatla birilerinin meşrulaştırmaya çalıştığı 6-8 Ekim olaylarının temel sebebi, terör örgütünün buradaki telaşı, siyasi ayağının buradaki telaşının temel sebebi, bizim ortaya koyduğumuz yeni nesil terörle ve terörizmle mücadele anlayışını ve bu anlayış hayata geçerse başlarına ne geleceğini görmüş olmalarıdır. Kimse unuttuk sanmasın. Sivil insanların mahallelerini, evlerini yakıp yıktılar, okulları, kütüphaneleri yakıp yıktılar. Vatandaşlarımız şehit oldu, güvenlik görevlilerimiz şehit oldu, yaralandı, acı çekti. Size bir şey söyleyeyim mi, o çağrıyı yapanlardan hiç kimse pişmanlık duymadı ve bu milletten özür dilemedi. Açık seçik, net şekilde eylem çağrısı yapanlar, sessiz sedasız da olsa özür dilemedi. Yıllarca PKK'nın sözcülüğünü yaptılar, ama iş özür dilemeye gelince ne Bedirhan bebek için kimse özür diledi, ne Şenay Aybüke için kimse özür diledi, ne Necmettin öğretmen için ne de 6-8 Ekim olaylarında şehit olmuş 37 insanımız için, yaralanmış ve belki de sakat kalmış vatandaşımız için HDP bu milletten özür dilemedi” ifadelerini kullandı.
Türkiye ekseninde değişimin etkisiyle ortaya yeni bir strateji koyduklarını söyleyen Bakan Soylu, bu paradigmanın birincisinin tehlikeyi kaynağında yok etmek, ikincisinin terörle beraber terörizmle de mücadele etmek olduğunu, bir diğer stratejinin ise terörle mücadelede yakın zamana kadar silah ve mühimmat noktasındaki dışa bağımlılığı bitirerek, yerli üretim insanlı insansız hava araçları ve diğer savunma sanayi ürünlerini devreye sokmak olduğunu söyledi.