İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "İstanbul ve Türkiye'nin her yerinde özellikle Kılıçdaroğlu ve avaneleri en temel meselelerinden bir tanesi Avrupa hormonu, batı hormonu sığınmacı meselesiydi. Sonra sığınmacı meselesi konusunda 2019 yılı seçimleri belli. Bu meseleyi askıya aldılar. Biz kaçak göçmenle mücadele ediyoruz. Aynı zamanda Türkiye'yi uluslar arası koruma statüsünde gelenlerle ilgilenmek zorundayız. Kılıçdaroğlu'nun kendi Genel Merkezi sınırları dışında bir sınırlar bilgisi olduğunu düşünüyor değilim. Türkiye'nin sınırları konusunda, Türkiye'nin aldığı tedbirleri aylardır buradan orayla gazetecilerimiz de gitti. Sınır duvarları, sınır fiziki sistemleri orada Türk Silahlı Kuvvetleri'nin sınır korumasında aldığı ardından jandarmanın ardından özel harekat polislerinin aldığı tüm tedbirler bellidir. Yaklaşık 2.5 milyon Türkiye'ye girmek isteyen göçmen engellenmiştir. Türkiye'nin mükerrerler hariç bir milyon 100 bini aşkın sığınmacı, kaçak göçmen yakalamıştır. Bunların 330 bini, yurtdışından bizim ülkelerle yapmış olduğumuz Afganistan, Pakistan, Suriye gibi ülkeler ne durumda olduğunu herkes takip edecektir, kaçak göçmen yakaladık, geri gönderme merkezlerimizden uluslar arası anlaşma ve kurallar çerçevesinde geri gönderdik. 700 bin kaçak göçmen de son beş yılda Avrupa'ya geçti. Kılıçdaroğlu maalesef Türkiye'de yabancı düşmanlığını körüklemek her seçim takviminde sığınmacı meselesini gündeme taşımak için tahrikkar üslup ortaya koyuyor” ifadelerini kullandı.
MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin grup toplantısında söylediği sözlere de cevap veren Soylu, “Bahçeli'nin bu konuda özellikle Genel Başkanın konuşmalarında Milliyetçi Hareket Partisi'nin göç raporunu okumuş biri olarak söylüyorum. O gün ne söyleniyorsa bugün anlayışla aynı değerlendirmeler ortaya konuyor. Bugüne kadar 500 bin gönüllü geri dönüş söz konusudur. Bugün bu mesele provoke ediliyor” şeklinde konuştu.
Bahçeli'nin misafirlik söylemine ilişkin soruya ise Bakan Soylu, “Bu insanlar elbette kendi memleketlerine geri dönecekler. Geri dönmek için bu konudaki 490 bin üzerindeki Suriyeli buraya geldiler, biz orada güvenli hale getirdiğimiz bölgede döndüler, dönmeye de devam edecekler. Bizim de bu konuda her bayram gidiş geliş esnasındaki süreçlerde özellikle güvensiz bölgelere gidişin olabilmesi mümkün değil. Bu bayram ve önümüzdeki bayram içinde güvenli bölgelere gidiş konusunda tahdidimiz, kısıtımız söz konusudur. Bayram gidişine müsaade etmeme konusunda değerlendirmemiz vardı” diye cevap verdi.
Bakan Soylu Türkiye'nin 2011 yılımda iç savaştan itibaren bir göç politikası olduğunu belirterek, “Bu göç politikasına Avrupa Birliği ve dünyanın gelişmiş ülkeleri de dahil adım atmamışken Türkiye Suriye iç savaşında gelenler, gelmeye başladığı andan itibaren biyometrik, kimlik bilgileri aşıları, sağlık takipleri, kamplar, kamplardaki kurallar, geri gönderme merkezleri, geçici koruma yasası, bunların Türkiye'de çalışabilmesine yönelik kurallar, düzensiz göç stratejisi, uyum stratejisi, düzenli göç politika stratejileri bütün bunlarla ilgili Türkiye'nin uyguladığı bir politikalar bütünü vardır” ifadelerini kullandı.
Vatandaşlık tartışmalarına ilişkin soruya Soylu, “Türkiye'de 2021 yılı sonu itibariyle Suriye'de geçici koruma kapsamında Türkiye'de bulunanlardan 192 bindir. Bunun 120 bini reşit karı-koca, geri kalanı çocuk” değerlendirmesini yaptı.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun Hrant Dink açıklamasına ilişkin ise Bakan Soylu şunları dedi:
"Hrant Dink dosyasını açarak FETÖ'yü aklamaya çalışan bir Kılıçdaoğlu'nu atladınız. Bir iki saat sonra onun nasıl FETÖ'yü aklamaya çalıştığını mahkeme kararlarıyla ortaya koyan süreci değerlendirmiş olacağız. FETÖ'yü nasıl aklamaya çalıştığını, FETÖ'de kimleri aklamaya çalıştığını ortaya koyan bir açıklama. Mahkeme kararı var. Diyor ki tetikçi var, işin arkasındakiler belli değil. Türkiye Cumhuriyeti işin arkasındakileri net şekilde ortaya koymuş. Kimlerin bu işi arkasında olduğunu, kimin bu işi yönettiğini, yönlendirdiğini, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin tetikçiler konusunda nasıl fikri takip sahibi olduğunu, cezalandırdığını, işin arkasındakilerin tespit edildiğini, Kılıçdaroğlu'nun çok ilişki kurduğu büyükelçilerin bulunduğu ülkelerin ellerinde bulunduğunu bir vesileyle söylemek gerekir. Türk kamuoyunu yanıltmak amacıyla söyleyeceğine o sabahtan akşama kadar birlikte olduğu büyükelçilerden Hrant Dink'in katilleri ve arkasında olanları bir zahmet istesin” şeklinde konuştu.