İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Kızılaykart ile verilen yardımları 'Suriyeliler devletten maaş alıyor.' diye yaydılar. Oysa bu da tamamen AB fonlarıyla yapılan bir projeydi ve kimseye maaş bağlanması gibi bir durum asla söz konusu değildi." dedi.
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi'nce "Göç, Mültecilik ve İnsanlık" temasıyla düzenlenen Kartepe Zirvesi'nin açılışında konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Türkiye'ye yönelik göç baskısının, özellikle Afganistan tarafının da etkisiyle ciddi şekilde arttığını belirtti.
Yakalanan düzensiz göçmen sayısında geçen yıla oranla yüzde 69 artış olduğunu vurgulayan Soylu, "Oysa Frontex verilerine göre, geçen yılın ilk 10 ayına oranla bu yılın ilk 10 ayında Ege adalarına geçen düzensiz göçmen sayısındaki artış yüzde 4 olmuştur. Burada Türkiye'nin geçişleri önleme noktasındaki ciddi çabasına ve 18 Mart mutabakatına olan bağlılığına dikkatinizi çekmek isterim." diye konuştu.
Binlerce dramatik hikayenin yaşandığına işaret Soylu, şunları kaydetti:
"Yüzyılın bu en korkunç trajedilerinden biriyle ilgili, vicdan ve merhamet yoksunu yorumlarla toplumu bölmeye çalışan bir anlayışla karşı karşıyayız. Farklı düşünenler elbette ki olabilir, bu çok doğaldır ancak bir muhalefet milletvekilinin, bir siyasi sorumsuzun yalanlarla göçten siyasi rant elde etmeye çalışması utanç vericidir. Yazıklar olsun, üzüldüğüm için söylüyorum, vicdanım olduğu için söylüyorum. Bakın Türkiye'de suça karışma oranı yüzde 2,5'tur. Ülkemizdeki Suriyelilerin, suça karışma oranları ise binde 8'dir ve bu oran 2015'te yüzde 1,4'tü. Yani giderek azalıyor. Sürekli aşağıya iniyor. Yine bir rakam daha vereceğim. Bu adam sürekli olarak her Suriyeliyi tacizci, tecavüzcü olarak gösteriyor."
''YÜZLERİ KIZARMADI, UTANMADILAR, RAHATSIZ OLMADILAR''
Soylu, bu yıl 29 bin 743 cinsel içerikli olayın yaşandığına işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunlar içinde Suriyelilerin karıştığı olay sayısı 749'dur. Üstelik bu rakama taciz mağduru Suriyeliler ve kendi aralarındaki olaylar da dahildir. Şimdi, rakamlar bu şekildeyken acaba yalanlarla bu iki toplumu birbirine düşürme gayretinin asıl amacı nedir, buradan nasıl bir siyasi pozisyon umulmaktadır? Bunu anlamak, vicdanlarımıza izah etmek gerçekten mümkün değildir. Sadece bunlar değil, daha öyle iftiralar duyduk ki... Mesela, işlemlerini yapmak üzere ülkelerinden ve konsolosluklardan belge isteyebilmeleri için sadece ankesörlü telefonlarda geçerli telefon kartları dağıtılması projesi gerçekleştirildi. AB fonlarıyla finanse edilen bir projeydi. Bunu 'Suriyelilerin telefon faturalarını devlet ödüyor.' yalanıyla gazetelerinde manşetten verdiler. Keza, Kızılaykart ile verilen yardımları 'Suriyeliler devletten maaş alıyor.' diye yaydılar. Oysa bu da tamamen AB fonlarıyla yapılan bir projeydi ve kimseye maaş bağlanması gibi bir durum asla söz konusu değildi. Bunun gibi daha birçok iftira ve yalanı piyasaya sürdüler ve maalesef yüzleri kızarmadı, utanmadılar, rahatsız olmadılar."
"Suriye, bugün bu şekilde. Peki 2030 senesinde bizim bir iş adamımız, Şam'da iş yapmak istemeyecek mi? Bu iki ülke ticaret yapmayacak mı, ortak projeler yapmayacak mı?" diyen Bakan Soylu, "Oysa biz bu coğrafyada yaşıyoruz. Yarın da bizim çocuklarımız bu coğrafyada yaşayacaklar. Dolayısıyla yaşanan her şeyi geniş açıdan ele almak zorundayız." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin göç meselesinde tecrübesini, vicdanını ve rasyonel bir aklı ortaya koyduğunu vurgulayan Soylu, gelişmiş dünyadan bekledikleri desteğin para değil anlayış desteği olduğunu, aynı anlayışta buluştukları ölçüde 21. yüzyılı daha mutlu bir yüzyıl yapma şanslarının olacağını kaydetti.
Törenin ardından, Bakan Soylu ve Yunanistan Göç Politikaları Bakanı Dimitios Vitsas ile beraberlerindeki heyet, ikili görüşme gerçekleştirdi.