Daniş, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) tarafından düzenlenen "Gıda, Tarım ve Hayvancılık Sektörü Türkiye İstişare Toplantısı"nda yaptığı konuşmada, sektörün paydaşlarıyla bir araya gelerek politikalar oluşturmaya dikkat ettiklerini söyledi.
Tarımın artık ülkelerin ulusal güvenliğini ilgilendiren bir sektör haline geldiğini anlatan Daniş, 24 milyon hektar tarım alanına sahip Türkiye'nin 14,6 milyon hektar da mera varlığı bulunduğunu belirterek, meraların kullanımı konusunda ciddi sorunların olduğunu kaydetti.
Daniş, bununla ilgili çalışmalar yaptıklarını dile getirerek "Mera şu anda bizde bir daire başkanlığıyla yönetiliyor. Sayın Bakanımızın bu yönde bir düşüncesi var. Merayı genel müdürlük olarak yönetebiliriz diye düşünüyoruz. Bizim 3 milyona yakın çiftçimiz var. Yaklaşık 120 milyon ton bitkisel üretimimiz, 23 milyon ton hayvansal üretimimiz var. 160 milyar liranın üzerinde de tarımsal hasılamız var. Bu tarımsal hasılayla birlikte 16,3 milyar dolarlık tarımsal ihracat gerçekleştiriyoruz. Bu anlamda bakıldığında Avrupa'da gayri safi hasıla bakımından birinci sıradayız. Dünyada da 7'nci, 8'inci, 9'uncu sıralarda yıllar itibarıyla yerimizi bulabiliyoruz." dedi.
Tarımsal desteklemelere de değinen Daniş, 2002'de 1,8 milyar lira olan tarımsal desteklerin 2018 bütçesinde 14,5 milyar liraya yükseldiğine dikkati çekerek şunları kaydetti:
"Bunun yüzde 30'unu hayvancılık sektörüne verdik. Bugünlerde daha çok destekleri sadeleştirmeyi, desteklerin sonunda üretilen katma değerin ne olduğunu ve tarımdaki üretimin sürdürülebilirliğini konuşuyoruz. Kırsal kalkınma anlamında da ciddi desteklerimiz var. Genç Çiftçi Projesiyle 2016 yılında 30 bin hibe projesi uygulanmaya başlandı ki bu 3 yıl boyunca devam edecek. 2006 yılında başladığımız TARSİM'in çok önemli olduğunu ifade edebiliriz. Ciddi yapısal problemlerimiz var. Çok küçük işletmelerde, parsellerde tarım yapmaya çalışıyoruz. Acilen toplulaştırmalarımızı bitirmemiz lazım. Şu anda Bakanlık olarak bütün çalışma hazırlıklarımızı bitirip uygulamaya koyduğumuz 8 yılda 8 milyon hektar kalan toplulaştıralabilecek alanımız. 8 yılda tamamlayacağız."
Sulama yatırımlarına da işaret eden Daniş, şimdiye kadar 192 ovanın koruma altına aldığını, yapılaşmaya izin verilmeyecek bu ovalardan 9'unun da Gaziantep'te bulunduğunu bildirdi.
Daniş, toprakların vasfının korunabilmesi için nitrat kirliliği önlemek başta olmak üzere çeşitli çalışmalar yaptıklarını, 941 havzada gübre kullanım kılavuzları hazırladıklarını anlattı.
Ürünlerin sağlıklı depolanması anlamında lisanslı depoculuğun önemine dikkati çeken Daniş, "Bu yıl hem TMO marifetiyle hem de Tarım Kredi Kooperatifleri marifetiyle, özel sektörün yapacağı TMO'nun da 10 yıllık kiralama garantisi vermesiyle, depoculuk hamlesini başlatmış olduk. Hedefimiz 2020 yılına kadar Türkiye'deki depolama kapasitesini 3 milyon tonun üzerine çıkarabilmek. Böylece hem tarımsal piyasalara bir derinlik kazandırabilmek hem de üreticimizi ürününü hasat ettiği anda satmak zorunda olmaktan kurtarabilmeyi hedefliyoruz." diye konuştu.
Daniş, 2002'den bu yana hayvancılık desteklemelerinin 36 kat arttığını, bu süreçte yaklaşık 25 milyar liralık desteğin hayvancılık sektörüne aktarıldığını bildirdi.
Gelecek yılın bütçesinde hayvancılık desteklerine 4 milyar liralık kaynak ayrıldığını ifade eden Daniş, yem bitkileri anlamında da 15 yılda 4,5 milyar lira destek verildiğini ayrıca 2010'dan bugüne kadar 423 bin üreticiye 10 milyarın üzerinde sıfır faizli kredi desteği kullandırıldığını vurguladı.
Daniş, bunun sonucunda 14,7 milyon sığır, 45 milyon küçükbaş hayvan varlığına, 18,5 milyon ton süt, 151,2 milyon ton kırmızı et, 2 milyon tona yakın da tavuk eti üretimine ulaşıldığını belirterek, şöyle konuştu:
"Ancak hala bu potansiyelimizi artırmamız lazım. Hayvancılık noktasında, özellikle kırmızı ette ithalatımızı bir an önce sonlandırıp, inşallah ihraç eder hale gelmemiz lazım. Hayvansal üretim değerimiz 16 yılda 20 milyar liradan 152 milyar liraya çıktı. 2002 yılında TÜİK rakamlarıyla kişi başı kırmızı et üretimimiz 6 kilogram. 2016'ya gelindiğinde bu rakamın 14-15 kilogramlara geldiğini ifade ediyoruz. Toplumumuzun gelir seviyesini artmasıyla birlikte protein ihtiyacının büyük kısmını, kırmızı etten karşılama yönüne gidiyor ve kırmızı et tüketimimiz artıyor. Buradaki belki bir dengesizliğimiz de küçükbaş hayvan tüketen ailelerin bireyleriydik. Şimdi artık yüzde 90 oranında büyükbaş etinin tercih edildiğini görüyoruz. Biz önümüzdeki 3 yıl içerisinde kırmızı ette en azından ithalatı durdurmayı hedefliyoruz."
Damızlık hayvan üretiminin artması ve hayvan hastalıklarıyla etkin şekilde mücadele edilmesi gerektiğini anlatan Daniş, hayvan hastalıklarıyla ilgili seferberlik başlatıldığını, Türkiye'yi şap hastalığından arındırmak üzere ciddi çalışmalar yapıldığını söyledi.
Daniş, Milli Tarım Projesi kapsamında 40 ilde damızlık düve, 15 ilde damızlık manda, 40 ilde damızlık koç-teke üretim merkezlerini desteklediklerini belirterek, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerindeki 30 ilde de merada beslenebilecek et ırkı hayvan üretebilecek damızlıkların yüzde 30'unu hibe olarak karşıladıklarını, doğan buzağılara da 750 lira destek verdiklerini bildirdi.
MÜSİAD Genel Başkanı Kaan
MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan da göreve geldikleri ilk günden bu yana faizsiz finans sistemi üzerinde durduklarını, faizden uzak yatırımcı ve yöneticileri zora sokmayan yeni bir sisteme ihtiyaç duyulduğunu kaydetti.
MÜSİAD olarak finans piyasalarındaki opsiyonları çeşitlendirecek yeni bir yaklaşımın temel parametrelerini ortaya koyacaklarını anlatan Kaan, bu çerçevede Küresel Katılım Finans Zirvesi'ni 16-17 Kasım'da İstanbul'da gerçekleştireceklerini bildirdi.
Kaan, tarım ve hayvancılık sektörünün önemine değinerek, "Türkiye dünya kıta varlığının yüzde 40'ının bulunduğu bir coğrafyada. Önümüzdeki 10 yıllık süreçte Türkiye'nin gıda, tarım ve hayvancılıktaki ihracatını 40 milyar dolara yükseltme hedefimiz var. İnşallah bunu gerçekletireceğiz. Yatırımın, üretimin önünde ne engel varsa biz MÜSİAD olarak bunu ortadan kaldırma ve bu amaçla yapılan çalışmaların içerisinde yer alma irademizi ortaya koyacağız." dedi.