CHP İzmir Milletvekili Mustafa Ali Balbay Türkiye’ye ait 18 ada ve 1 kayalığın Yunanistan tarafından işgal edilmesi ile ilgili konuyu 06.06.2017 tarihinde Milli Savunma Bakanlığı’na sormuş Bakanlık, Ege adaları sorununun görev ve faaliyet alanına girmediğini belirterek önergeyi iade etmişti. Balbay aynı soru önergesini 18.10.2017 tarihinde bu sefer Dışişleri Bakanlığına yöneltmiş Türkiye ile Yunanistan arasında gerilime neden olan adalar konusunun çözüme kavuşmasını istemişti.
Balbay’ın soru önergesini yanıtlayan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Ege’de bazı adacık ve kayalıkların aidiyeti ve bununla bağlantılı olarak Ege’deki deniz sınırlarının Türkiye ile Yunanistan arasında geçerli bir uluslararası anlaşmayla tespit edilmemiş olmasından dolayı bir dizi sorun bulunduğu bir gerçektir” dedi.
“LOZAN VE PARİS ANTLAŞMALARININ İLGİLİ MADDELERİNİN YORUMUYLA İLGİLİ BİR SORUN VAR”
Çavuşoğlu, Ege adaları ile ilgili Lozan ve Paris Antlaşmalarının ilgili maddelerinin yorumuyla alakalı bir sorun bulunduğunu belirterek, Ege Adalarının aidiyetine ilişkin temel uluslararası antlaşmaların Lozan ve Paris Antlaşmaları olduğunu, bu antlaşmaların adaların egemenliği ve silahsızlandırılmasıyla ilgili ayrıntılı hükümler ihtiva ettiğini ancak asıl sorunun bu antlaşmaların yorumuyla alakalı olduğunu belirtti.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Ege’de yaşanan sorunların Yunanistan ile aramızda mevcut diyalog kanalları çerçevesinde tüm yönleriyle ele alındığını belirterek önerge yanıtında şu görüşleri dile getirdi:
"Bilindiği gibi, Ege meseleleri Yunanistan ile aramızda mevcut diyalog kanalları çerçevesinde tüm yönleriyle ele alınmaktadır. Ülkemiz bu sorunların tümüne uluslararası hukuk çerçevesinde hakkaniyete uygun ve ülkemizin temel hak ve menfaatleri gözetilerek diyalog yoluyla çözüm getirilmesini arzu etmektedir. Bakanlığımız Ege sorunlarına ve bunların çözümüne ilişkin görüşleri, 1996 yılından bu yana yaptığı muhtelif açıklamalarla kamuoyumuzla paylaşmış bu çerçevede Yunanistan'ın statüsü tartışmalı coğrafi formasyonlar üzerinden yaratması muhtemel fiili durumları kabul etmeyeceğimizi ve teşebbüs edilmesi halinde bunların hukuki açıdan bir sonuç doğurmayacağı duyurulmuştur”
“KARDAK’A SIĞINMAK ÇÖZÜM DEĞİL”
Balbay, Dışişlerinin açıklamasının kabul edilemez olduğunu belirterek, “1996 yılında Kardak sorunu yaşanmıştı. Yunanistan’ın Ege’deki Kardak kayalıklarına bayrak dikmesi ciddi bir kriz yaratmış, savaşın eşiğinden dönülmüştü. Türkiye’nin kararlılığı sonucu bayrak indirilmişti. Biz de Ege’de gerilim istemiyoruz ama, adalarımızda sadece Yunan bayrağı değil, Yunan karargahları dikildi, belediyeler kuruldu. Bunlar AKP iktidarı döneminde oldu” diye konuştu.
Balbay şöyle devam etti:
“Ege’de yer alan adalarımız halen Yunanistan’ın işgali altında. Lozan ve Paris Antlaşmaları ile güvence altına alınan adalarımızın yorum farkıyla işgal edilmesine göz yunmak ve bunu kabul etmek tam anlamıyla bir aymazlıktır. Bakanlık tarihi anlaşmaların yorumu hakkında farklılık var diyor. Ne yani; 18 adamız yorum farkıyla mı işgal altında. Hükümet’in bu adalara ilişkin kayıtsızlığı ve konuyu uluslararası anlaşmalarla tespit edilmemiş olarak yorumlaması Türkiye’nin tapu senedi olan Lozan antlaşmasını delmektir. Uluslararası antlaşmalarla güvence altına alınan adalarımızın işgal edilmesi kabul edilemez. Hükümeti bu konuda adım atmaya ve uluslararası antlaşmalarla güvence altına alınan adalarımıza sahip çıkmaya çağırıyorum.”