Konak Belediyesi ve İzmir Kadın Kuruluşları işbirliğinde, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında, Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) Başkanı Canan Güllü’nün konuşmacı olduğu “Eşitlikten ve Laiklikten Vazgeçmiyoruz” başlığı altında bir söyleşi gerçekleştirildi. Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde gerçekleşen söyleşiye ev sahibi Konak Belediye Başkanı Abdül Batur’la birlikte Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Konak İlçe Başkanı Ozan Ali İlgazi, CHP İzmir eski Milletvekili Türkan Miçooğulları, İzmir Kadın Kuruluşları Birliği Başkanı Gülsen Özkan ve birliğe bağlı kadın sivil toplum kuruluşunun temsilcileri, İzmir Gazeteciler Cemiyeti temsilcileri, Konak Belediyesi Meclis Üyeleri ve muhtarlar katıldı.
"ŞİDDETE KARŞI SUSMAYACAĞIZ"
Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Konak Belediye Başkanı Abdül Batur, kadına yönelik şiddetin insanlığa ve ülkeye ihanet demek olduğuna dikkat çekti. Şiddete karşı susmayacaklarını dile getiren Başkan Batur, şöyle konuştu:
“Her yıl 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde toplumumuzun her kesiminde sesimizi duyurmak adına etkinlikler yapıyoruz.Bugün de sivil toplum kuruluşlarımız ile birlikte sessiz çığlıklara karşı buradayız.Kadına yönelik şiddet, insanlığa, ülkeye ihanettir. Bu ihanetin karşısında durmak, bence en yüce vatandaşlık görevlerimizden biridir. Biliyoruz ki şiddete karşı susanlar en az şiddet uygulayanlar kadar suçludur.”
“KADINA YÖNELİK ŞİDDET İSTATİSTİKLERİ KARA BİR TABLO ÇİZİYOR”
Kadına yönelik şiddete dair yapılan istatistikleri aktaran Başkan Batur, yılın ilk on ayında 348, son on yılda ise 4 bine yakın kadının katledildiğini söyledi. Tüm bu istatistiklerin kara bir tablo oluşturduğunu ifade eden Başkan Batur “Ülkemiz adına maalesef istatistikler kapkara bir tablo çiziyor.31 Ekim 2023 sonuna kadar 348, on 10 yılda 4 bine yakın kadın kardeşimiz katledildi. Utanç verici bir tablo. Oysa onlar bugün bir yerlerde nefes alabiliyor, gülümsüyor, çocuklarına sarılıyor, onların büyüdüklerini görüyor olabilirlerdi. Ne yazık ki hepsinin yaşam hakkı elinden alındı” dedi.
"DURUM VAHİMDEN DE AĞIR"
Kadına yönelik şiddetle keskin ve kararlı bir şekilde mücadele etmek gerektiğini ifade eden Başkan Batur, konuşmasına “Kadına şiddet, sözcüğün tam anlamıyla ülkemizde tam bir kanayan yara.Sistemin çarpıklıkları, adaletsiz ve haksız uygulamaları kuşkusuz hiçbirimize insanca yaşama hakkı tanımıyor. Dilimize silmiş bir şiddet, ağzımızdan küfür ve hakaret olarak çıkarken sakat akıllara önce kadınları aşağılamayı getiriyorsa bir an önce harekete geçmemiz, mücadeleye daha keskin olarak devam etmemiz lazım. Çocuk gelinlerden berdellere, kuma getirmekten taciz ve tecavüzlere, şiddetin bu hali doğallaştırmaya çalışılıyor, gizli ya da açık destek bulabiliyorsa; ekonomik şiddet, gelir dağılımından sosyal güvenliğe kadınları eziyor ve korkunç uçurumlara yol açıyorsa durum vahimden de ağır demektir” diyerek devam etti.
"KADINA ŞİDDET İNSAN HAKLARI İHLALİ"
Konak Belediye Başkanı Abdül Batur, kadınların mücadelesinde yanlarında olmaya devam edeceklerinin altını çizerek konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:
“Kadına şiddet insan hakları ihlalidir ve aslında yıkıcı etkileriyle bireye değil, topluma da bir şiddettir. Bir ülkede kadın ve çocuklar şiddet görüyor, öldürülüyorsa o ülkenin geleceği de ölüyor demektir. Kadına yönelik şiddet insanlara, insanlığa ihanettir. Çoğu kadın cinayeti genellikle herkesin gözü önünde yaşanıyor. Bu cinayetlerin kurbanları da daha önce suç duyurusunda bulunmuş, yardım talep etmiş kadınlardan oluşuyor genellikle. Ne yazık ki cezaların yeterince caydırıcı olmaması, katillerin işini kolaylaştırıyor. Bu ülkede adalet gerçek anlamda uygulanana kadar her gün bir ses olmak durumundayız. Öldürülen bir kadının sesi, istismar edilen bir çocuğun sesi… Biliyoruz ki şiddete karşı susanlar en az şiddeti uygunlarından kadar suçludur. O yüzden hiç susmayacağız, konuşmaya devam edeceğiz, mücadele etmeye devam edeceğiz. Kadına yönelik her türlü şiddetin karşısında, kadınların mücadelesinin yanında olmaya devam edeceğiz. Susmamaya, mücadeleye devam edeceğiz. Aynı zamanda inadına Cumhuriyet, inadına Mustafa Kemal Atatürk geleceğiz.”
“KONAK’TA KADININ ADINI ÖNE ÇIKARMAYA GAYRET EDİYORUZ”
Başkan Batur, Konak Belediyesi olarak kadın sivil toplum kuruluşlarıyla ve kadın muhtarlarla dayanışma içinde çalışarak, kadının adını öne çıkarmaya gayret ettiklerini belirtti ve şunları söyledi:
“Kadına yönelik şiddetle mücadelede somut adımlar atmak çok önemli. Toplumsal farkındalık oluşturmak, kurumsal politikalar geliştirmek, mağdurlara destek sağlamak ve şiddetin önlenmesi için çalışma yapmak ve üretmek gerekiyor. Kadın örgütleri tarafından eşitlik elçisi ilan edilen bir Belediye Başkanı olarak kadın ve çocuklarımızın her zaman yanında olmaya devam edeceğiz. Konak’ta kadın dostu bir belediye olarak hedefimize adım adım ilerliyoruz. Konak’ta kadının adını öne çıkarmaya gayret ediyoruz. Gerek kadın muhtarlarımızla, gerek kadın sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliğine giderek kadınların toplumdaki ve iş hayatındaki yerlerini güçlendirmeye yönelik projeler geliştiriyoruz ve bunları da hayata geçiriyoruz. İzmir’deki kadın kuruluşları derneğimizin birliğimize ve birlikte yer alan tüm derneklerine buradan kadın kuruluşları derneklerine teşekkürü bir borç biliyorum. Konak Belediyesi olarak, Kadın ve Aile Müdürlüğümüz ve Ar-ge Müdürlüğümüzle kadınlara yönelik önemli çalışmalar yapıyoruz.”
"EŞİTLİKTEN VE LAİKLİKTEN ASLA VAZGEÇMEYECEĞİZ"
Konak Belediyesi’nin İzmir Kadın Kuruluşları Birliği ile birlikte düzenlediği söyleşide konuşan Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü laikliğin temelinin eşit bireyler olmak olduğunu vurguladı. Güllü, 2009-2022 yılları arasında hayata geçirilen yasal düzenlemelerin getirdiği ve getireceği olumsuz sonuçlar hakkında istatistik açıklayarak bilgi verdiği konuşmasında şunları söyledi:
“Demokratik, laik, çağdaş hukuk devletinin temellerinin sağlamlaştırılmasını talep ediyoruz. İkinci yüzyıla başlarken mücadele gücümüzü daha geniş kitlelere yaymak borcumuzun borcudur. Siyasetin eril dilini değiştirip temsilde, eşitlikte büyük yol alarak kadınların listelerde seçilebilecek yerlerden aday olma kararlılığımızı herkes biliyor. Eşitlikten ve laiklikten asla vazgeçmeyeceğiz.”
“GECE GÜNDÜZ DEMEDEN ÇALIŞTIK”
TKDF Başkanı Canan Güllü, mücadelenin her zaman kazandıracağını ifade ederek eşitliğin yerelden başladığını söyledi. Deprem bölgesinde gerçekleştirdikleri çalışmaları anlatan Güllü sözlerine şöyle devam etti:
“Eşitlik yerelden başlar. Yerelden başlayarak bu politika belgesi ve sözleşmeyi imzalamaya yöneltiyoruz. Sadece ses çıkarmadık, sahada da çalışma yaparak geldik. Gece demedik, gündüz demedik, pes etmeden, havlu atmadan çalıştık. Deprem bölgesindeki Mor Yerleşkeler için yurtdışından 4 milyon dolar destek aldık. Yaptığımız proje uluslararası ödül kazandı. Bu, emin adımlarla yürümenin sonucudur. Eşitlik bizim için yapılan eylemler, kadını güçlendirmek, kadının sesini yükseltebilmek, o depremde yalnız kalan kadınlara 12 ay 10-15 bin lira kira desteği bulduk. Deprem bölgesi hukuksuzluğun can bulamadığı bir yer. Bu bölgeye hukuk götürelim dedik. O bölgede kadınları şiddete uğradıklarında yanlarında olmuş olalım diye Mor Hukuk Atölyeleri kuruyoruz.”
“DİK DURUYORUZ VE VAZGEÇMİYORUZ”
Eşitlikten ve laiklikten asla vazgeçmeyeceklerinin altını çizerek vurgulayan Güllü, İstanbul Sözleşmesi’ne de değindi. Bağımsızlık şemsiyesi altında, Atatürk ilkelerini uygulayanlarla yaşamak istediklerini dile getiren Güllü konuşmasına şöyle devam etti:
“Türkiye, 2021 yılında İstanbul Sözleşmesi’nden çekildi. 21 Mart gecesinde sözleşmeden çıktık. Ne kaybettik? Bugüne kadar bin 500 kadını kaybettik. Şiddet nedeniyle bir o kadar kadının kolluk güçlerine gidememesini kaybettik. Oysa biz eşitlik ve laiklik diyoruz. Konuşuyorum ama hedef gösterilerek. Ama dik duruyoruz ve vazgeçmiyoruz. Laiklikten vazgeçmiyoruz dedim. Ölümüne taraftarlık değil bizimki, bağımsızlık şemsiyesi altında, Atatürk ilkelerini uygulayanlarla yaşamak.”
“KADINLARI AKTİF SİYASETİN İÇİNDE TUTACAĞIZ”
TKDF Başkanı Canan Güllü kadınların siyasette olması gerektiğini de sözlerine ekleyerek, “Eşitliği sağlamak lafta değil eylemde. Kadınları güçlendireceğiz. Merkezler açarak yapacağız. Kadınları aktif siyasetin içinde tutacağız. Hayatın içinde kadınları göreceğiz. Demokratik, laik, çağdaş hukuk devletinin temellerinin sağlamlaştırılmasını talep ediyoruz. Mücadele gücümüzü ikinci yüzyıla başlarken daha geniş kitlelere yaymak borcumuzun borcudur. Siyasetin eril dilini değiştirip temsilde eşitlikte büyük yol alarak, kadınların listelerde seçilebilecek yerlerden aday olma kararlılığımızı herkes biliyor” diye konuştu