Birol Soylu'nun Büyük İzmir TV’de yayınlanan 10. Köy programında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Buca Belediye Başkanı Erhan Kılıç, geçtiğimiz günlerde İzmir 4. İdare Mahkemesi tarafından iptal edilen Buca Metrosu ihalesine ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. Sürecin uluslar arası boyutta işlediğine dikkat çeken Kılıç, “Kredilendirmesinden tut her şeyiyle uluslar arası bir süreç oldu. Bana göre; bizim idare mahkemelerinin yetkisi ne kadar var ya da yok ona bakmak gerekiyor” dedi.
“CİDDİ BİR TECRÜBE KAZANDIK”
Görevde geçirdiği 3 yılı değerlendiren Başkan Kılıç, yaşanılan felaketlerin kriz yönetimi konusunda tecrübe kazanmalarını sağladığını belirtti ve “Göreve geldiğimizden beri başımıza bir tek göktaşı düşmedi. Pandemi, deprem, sel, yangınlar… Zorlu bir süreçti Özellikle pandemi ciddi bir travma yarattı. Diğerleri de üst üste gelince bizim de yapmış olduğumuz faaliyet alanlarımızın dışına çıkmak zorunda kaldık. Kriz durumlarında, nasıl bir mücadeleye girişiriz, nasıl daha iyi bir noktaya geliriz konularında ciddi bir tecrübe kazandık. Bu da kendi belediyecilik faaliyetlerimiz de kasmamızı getirdi. Mesleğiniz ne olursa olsun eğitiminiz ne olursa olsun belediye başkanlığı çok farklı bir olay. Ekibini kurman, bütün yapıyı öğrenmen… Ciddi bir süreç. Biz Buca Belediyesi olarak 3 yılı iyi atlattığımızı düşünüyorum. Özellikle mali disiplin konusunda çok iyi bir yere geldik. Geldiğimizde 230 milyon civarında olan bütçemiz arttı ve 439 milyonla bitirdik 2021 yılını. En sonra gelen zamlar ve dövizdeki artışlar ekstrem durumlar. Ama çok ciddi bir büyüme gerçekleştirdik. Biz yaklaşık 2 yılda yüzde 100’den daha fazla büyüme gerçekleştirdik” dedi.
“400 BİN LİRA OLAN ELEKTRİK FATURASI 1 MİLYONA ÇIKTI”
Ülkedeki mevcut ekonomik krizin belediyeleri de etkilediğinin altını çizen Başkan Kılıç,“Pandemi olmasaydı biz bütçemizi çok daha iyi bir noktaya getirebilirdik. Belki 500 milyona yaklaşan bir bütçe olabilirdi. Zamlar bizi de etkiledi. 400 bin lira olan elektrik faturası 1 milyona çıktı” diye konuştu.
“BELEDİYE BAŞKANI İÇİN 5 YIL AZ. 7 YIL OLMALI”
Görev süresinin sonuna kadar 2 yıl içinde hayata geçirmek istedikleri projeler hakkında da bilgi veren Başkan Kılıç, 5 yılın belediye başkanları için az olduğuna dikkat çekerken 7 yıl olması gerektiğini belirtti ve “Belediye başkanı göreve ilk geldiğinde stratejik planını hazırlamakla geçiyor 1 yıl. Sonrasında projelere geçeceksin bütçe yok, bürokratik engellemeler çıkıyor. 2. Ve 3. Yıldan sonra adaptasyon süreci başlıyor. Belediye başkanına da bürokrasi alışmaya başlıyor ve senkronize oluyorsunuz. Geriye kalıyor 2 yıl. Uygulanacak projeler o dönemde zaman kaybetmeden yapılır. Benim bir fikrim var. Bence belediye başkanı için 5 yıl az, 7 yıl olmalı. Birçok projemiz var son 2 yıl için. Projelendirildiler. Bizim en büyük sorunlarımızdan biri gösteri sanatları merkezimizin olamaması. En büyük siyasi partiler bile kongrelerini düğün salonunda yapıyor. 700 kişilik bir salona başladık. Buca Çarşı’nın olduğu alanda olacak. Bunun yanında asfalt şantiyesi kuruyoruz. 10-15 gün içerisinde hizmete geçecek. Bunun yanında ek hizmet binası… Bizde 7 mahalleye hitap eden bir ek hizmet binası açmıştık Gediz Bölgesi’nde. Orada nikah sarayından sosyal markete kadar birçok şey var. O bölgede 2 tane taziye evi tamamlandı açılışını yapacağız. Bunların yanında yurtlara önem veriyoruz. 120 kişilik kız öğrenci yurdumuzun inşaatı ilerleyen dönemlerde başlayacak. Önümüzdeki döneme yetiştirmek istiyoruz. Belki birkaç ay sarkar ama ekim kasım ayları gibi bitmesini planlıyoruz. Bunun yanında 500 kişilik da erkek öğrenci yurdu yapacağız. Buca’nın en büyük ihtiyaçlarından biri yurt. 1+1 daire 2 bin lira olmuş. Nasıl ödesinler? Ayrıca bir engelli merkezi kuruyoruz. 12 bin metrekare alana yapılması planlanıyor. Bütün engelli vatandaşlarımız kapsayacak bu merkez. Birçok projemiz var. Kalan 2 yılımız çok iyi gelecek” ifadelerini kullandı.
“ASBEST TEHLİKESİ VARSA ONA UYGUN PROSEDÜR VAR"
30 Ekim depreminde zarar gören ve ardından boşaltılan Buca Cezaevi için 4 Mart tarihinde yıkım ihalesi yapılmıştı. İhalenin ardından yıkım işlemlerinin başladığı iddiaları Şehir Plancıları Odası2nı ve ilçedeki dernekleri harekete geçirdi. ŞPO ve dernekler yıkım esnasında asbestin ortaya çıktığını, buna yönelik tedbirler alınmadığını ve halk sağlığının tehlikeye atıldığın iddia ederek tepki göstermişlerdi. İddialara ilişkin konuşan Başkan Kılıç, henüz yıkımın başlamadığının altını çizdi ve şunları söyledi; “Orada şöyle bir algı var. Asbestle ilgili… Yıkım esnasında asbest olacağı söyleniyor. Şu anda burada kimse asbest var ya da yok diyemez. ÇŞB buranın yıkımı için bir ihale yaptı. Firma burayı aldığında bakanlığa ihale bedelinin tamamını yatırmak zorunda. Ardından bakanlık tarafından buranın yer tesliminin yapılması gerekiyor. Yer tesliminden sonra gelip firmanın belediyemizden yıkım ruhsatı alması lazım. Bunun için de bizim istediğimiz pek çok belge var. Bunların içinde asbest raporu da var. Bunlar bize gelecek ve inceleyeceğiz. Asbest tehlikesi varsa ona ilişkin bir prosedürü var. Bunlardan hiçbiri gerçekleşmedi. Daha belediyemize başvuru bile yok. Sadece orada şöyle bir durum oluştu: Boşaltıldıktan sonra orası sahipsiz hale geldi ve geceleri istenmeyen durumlar gerçekleşti. Bu nedenle dışarıdan girişi engelleme amaçlı duvar yıkıldı. Ama yıkım henüz başlamadı. Bugün vekillerimize de bilgi verdim. Burada yıkım olursa kaçak yıkım olur ve biz buna müdahale ederiz. Bir rapor gelsin bakalım. Asbest varsa biz de ona göre prosedür işleteceğiz.”
“MAHKEMEYE GİDİLEMEZ. ÇARE BAKANLIKTA”
Cezaevinin yıkılacağının gündeme gelmesiyle birlikte cezaevi alanının nasıl değerlendirileceği konusunda kentte tartışmalar başlamıştı. Bölgenin AVM imarlı olduğu ve AVM yapılacağı söylentileri tepkileri de beraberinde getirmişti. Alanın AVM olarak değerlendirilmemesi için mücadele ettiklerini belirten Başkan Kılıç, kararın bakanlıkta olduğunu belirtti ve “O bölge yaklaşık 75 bin metrekareli kalan. Bu alan, cezaevinin arka tarafından Adnan Kahveci Caddesi var. Bu caddeyi tam ortadan ikiye ayırıyor cezaevi. Yıkım olunca kesintisiz bir ulaşım olacak. Önceliğimiz bu yol. İmar planında bu var. Burası, 1984 yılında yapılan planla buranın tamamı, kız meslek lisesi olarak planlanmış. Daha sonra 1993-1994 yıllarında burası 5-6 parçaya ayrılmış. Ardından 1997 yılında Cemil Başkan zamanında burası, yani yol açıldıktan sonra aşağıda kalan kışımın tamamı ticaret merkezi yani AVM imarı getirilip 2 emsal verilmiş. Ardından bu da iptal edilmiş. 2003 yılındaysa yeni bir revizasyon yapılmış. Yine AVM konulmuş ama alanı düşürülmüş. Tarım ticaret merkezi ve eğitim merkezi konulmuş. Şu anda buranın kesinleşmiş imar durumu Tanımlı Ticaret Merkezi yani AVM. Yani birisi gelip bana başvuru yaptığında ben al kardeşim demek zorundayım. Ama biz şunu diyoruz: Siz buraya AVM yaparsanız hiçbir anlamı kalmaz. Burada 50-60 bine yakın yoğunluğu düşünemiyorum. Buca bunu kaldıramaz. Kesinleşmiş plan bu. Mahkemeye gidemez. Çare bakanlıkta. Biz bakanlıktan olumlu bir sonuç bekliyoruz. AVM olmayacağı yönünde beyanatlar duyuyoruz. Biz burada AVM istemiyoruz ve bunun mücadelesini veriyoruz” dedi.
DEVRİM ŞEHİTLERİNİN ADI YAŞATILACAK
Başkan Kılıç ayrıca cezaevi alanında ayrıca 1980 darbesinin ardından cezaevine gönderilen, orada işkence gören ve idam edilen devrim şehitlerinin adının yaşatılacağı bir projeleri olduğunu da belirtti ve “Devrimcilerin anısını yaşatacak bir şey olacak. Bu planlardan sonra belediyeye ait bir alan olacak. Muhakkak olmalı. Orada tabii ki de bir şey yapacağız. Hatta bir replika müze düşünüyoruz. Gelecek nesillere orada bir cezaevi olduğunu ve neler yaşandığın göstermek istiyoruz” diye konuştu.
“BÜYÜKŞEHİR GEREKLİ ÇALIŞMALARI YAPIP TEMYİZE GİDECEK”
Son günlerin en tartışmalı konusu olan, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin en büyük yatırımı olan Buca Metrosu’na ilişkin geçtiğimiz günlerde flaş bir gelişme yaşanmıştı. İhale sürecinde en düşük teklif veren ilk firmaya değil ikinci firmaya yapım işinin verilmesiyle tartışmalara neden olan Buca Metrosu ihalesine ilişkin İzmir 4. İdare Mahkemesi iptal kararı vermişti. İhale tartışmalarına da değinen Başkan Kılıç, şunları söyledi; “İhale iptal olmadı. İhale komisyonun verdiği kararla ilgili bir süreç var. İhale komisyonu, verilen tekliflerden bir seçim yaptı. En uygun olanı seçti. Burada illa ki en düşük bedel seçilecek diye bir şey yok. İhale komisyonu şuna bakar: Bu işin yapılabilirliğine. Çok çok düşük para vermiş olman bun yapacağın anlamına gelmiyor. Zararına niye yapsın? Fiyatlar belli. Burada ihale komisyonu en iyi teklifi veren 2. Firmaya verdi.
Mahkeme bu seçimi iptal etti. İhale komisyonunu seçmiş olduğu teklifi değil en düşük teklifi geçerli olması gerektiğine ilişkin bir karar verdi mahkeme. Mahkeme kararına göre birinci firmanın yapması gerekiyor ama prosedür nasıl işleyecek bilemiyorum. Yer teslimi yapıldı, temel atıldı. Bilemiyoruz. Top Büyükşehir’de. Büyükşehir gerekli çalışmayı yapıp temyize gidecek gibi görünüyor. Burada uluslararası bir süreç söz konusu. Kredilendirmesinden tut her şeyiyle uluslar arası bir süreç oldu. Bana göre; bizim idare mahkemelerinin yetkisi ne kadar var ya da yok ona bakmak gerekiyor. Yakın bir süreçte neler olacak göreceğiz. İnşallah en yakın süreçte bu çözümlenir. Bizim için metro çok çok önemli.”
“İTTİFAKLARIN ONLARI ZORLAYACAĞI ALGISI OLUŞTU”
Geçtiğimiz günlerde Cumhur İttifakı’nın TBMM’ye sunduğu seçim kanunu değişikliğini öngören kanun teklifini de değerlendiren Başkan Kılıç, 6 muhalefet partisinin imzaladığı mutabakatın iktidarı zorlayıcı algısını oluşturduğunu belirtti ve “Bir ittifak durumu ortaya çıktı. Sorasında Genel Başkanımızın önderliğinde yapılan bir görüşme oldu. 28 Şubat bildirgesi oldu. Bu bildirgeden sonra ittifak kanadında bir algı oluştu. Bu ittifakların onları zorlayacağı yönünde. Buradaki amaç, ittifakların gücünü engellemek için yapılmış bir değişiklik önerisi. Onun dışında seçim kurulanlarının yapısı değiştiriliyor. Çok aleyhte bir durum yok” dedi.