Kurtuluş Savaşı'nın zaferle sonuçlanması ve ardından Cumhuriyet'in kurulması tarihin yazdığı ender bir başarıdır. Şanlı bayrağımızın göklerde dalgalanmaya başlaması Türk Milleti’nin her ne koşul altında olursa olsun bağımsızlığından ödün vermeyeceğini belgelemiş, böylece Cumhuriyetimiz, aklın ve bilimin üstünlüğünü benimseyen, özgürce düşünebilen, kararlarını bağımsız ve sorumluluk bilinci içinde verebilen yetkin bireyler yetiştirmiştir. Kurtuluş Savaşı, Milletimizin var olma savaşı, Cumhuriyet ise yeniden dirilişin simgesi olmuştur.
Unutulmamalıdır ki; Cumhuriyet her şeyden önce barışın, huzurun ve kardeşliğin gölgesinde büyüyen demokrasi ağacıdır. Büyük Türk Milleti sahip olduğu değerlere her ne koşul altında olursa olsun sahip çıkan, kardeşliği din, dil, ırk, mezhep gibi bölücü unsurlara feda etmemeye yeminli bir millettir.
93 yıl önce yaşananlar, bizlere bugünümüzü armağan edenlerin zaferiydi. Bu zafer çok az Millete nasip olacak kadar büyük ve onurlu bir sorumluluğu temsil etmekteydi. Hem bizden öncekilere hem de bizden sonrakilere karşı taşıdığımız sorumluluk ağır ancak, bir o kadar da gurur vericidir. Bu bilinçle her gün bir basamak daha yükselmek için neler yapabileceğimizin hesabını yapmalı, emanetçisi olduğumuz mirası bizden sonrakilere çok daha iyi koşullar altında teslim etmeliyiz.
Bu vesile ile Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere silah arkadaşlarını ve aziz şehitlerimizi rahmetle, kahraman gazilerimizi minnet ve şükranla anıyor; İzmirli hemşerilerimizin ve tüm milletimizin Cumhuriyet Bayramı’nı kutluyorum.