Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir’in kurtuluşunun 101’inci yıldönümü nedeniyle kaleme aldığı mesajda, 9 Eylül’ün sadece askeri bir milat değil, demokrasi ve barış için de bir milat olduğunu vurguladı.
Başkan Soyer, “İzmir’in Zafer Yürüyüşü” başlıklı yazısında “Bugün yaşadığımız zorluklara rağmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve yol arkadaşlarından aldığımız ilhamla koşullar ne kadar ‘namüsait’ olursa olsun tüm engelleri aşacağız” dedi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, 9 Eylül anısına kaleme aldığı “İzmir’in zafer yürüyüşü” başlıklı yazıda şu ifadelere yer verdi: "İzmir, her yılın 9 Eylül’ünde aziz vatanımızın en tarihi anlarından birini anar. Bu, Büyük Taarruz’la birlikte Anadolu’nun düşman işgalinden kurtulduğu gündür. 9 Eylül dünyayı ele geçirme gayretinde olan emperyalist güçlere karşı ayağa kalkan cesur bir milletin zafer günüdür. Tarihe nakşedilen bu büyük zafer sadece askeri bir milat değil, demokrasi ve barış için de bir milat olmuştur. 10 yıl boyunca savaş, yıkım ve sonrasında işgallerle boğuşan bir millet, ayağa kalkarak giriştiği mücadelenin sonunda, o akşamüzeri, İzmir Körfezi’nden yüzünü batıya döndüğünde, haklı bir gurur ve kendine güvenle barışın tatlı güneşini ufukta gördü. Kurtuluştan, kuruluşa giden yolda, siyasi bağımsızlıkla birlikte ekonomik bağımsızlığın da temellerinin atıldığı İzmir, milletin irade ve azminin karşısında hiçbir gücün duramayacağını insanlık tarihine yazdı. Hasan Tahsin’in ilk kurşununun sıkıldığı gün başlayan ve 3 yıl, 3 ay, 22 gün süren esaretin ardından 5 buçuk ay sonra İktisat Kongresi’ne ev sahipliği yapan şehrimiz, hem siyasi hem de ekonomik bağımsızlığımızın sembolü oldu. Bundan bir yıl önce 9 Eylül’ün yüzüncü yıldönümünü, ülkemizde görülmüş en görkemli kutlamayla tarihe nakşettik. Gündoğdu Meydanında yüzbinler, milyonlardık. Yüzüncü yıl kutlamaları her ülkenin tarihinde büyük önem taşır. Ne mutlu ki İzmir’in kurtuluşunun yüzüncü yıl kutlamaları İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olarak görev yaptığım süreyle aynı döneme geldi. Bu görevi tüm İzmirlilerle birlikte tek yürek olup; atalarımızdan aldığımız mirasa layık olacak şekilde yerine getirdiğimiz için mutlu ve gururluyum. Şimdi bizler, bu büyük mirasa sahip çıkmanın haklı gururuyla, İzmir’in işgalden kurtuluşunun 101. yılını kutluyor, Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılına ise adım adım yaklaşıyoruz. 101 yıl sonra bugün, Kurtuluş Savaşı şehit ve gazilerinin, cepheye kağnılarıyla mermi taşıyan kadınların hangi koşullarda bu mücadeleyi zaferle taçlandırdığını iyi hatırlamamız gerekiyor. 9 Eylül zaferi “çok namüsait bir mahiyette” gerçekleşmişti. Bugün, o dönemki ağır savaş koşulları kadar olmasa da adalete ve barışa inanarak yaşamanın zorlu bir sınavdan geçtiği namüsait koşullara sahibiz. Geleceğe dair umutların kaybolduğu, hayal kırıklıklarının yaşandığı, sorumluları kendi içimizde aradığımız ve çok kızgın, çok öfkeli olduğumuz bir dönemden geçiyoruz. Ekonomik koşulların çok zorlaştığı ve buna bağlı sosyal koşulların çok sertleştiği, kutuplaşma cephelerinin perçinlendiği bir toplumsal iklim içinde yaşıyoruz. Bu zor koşullar bizim için bir engel değil, olsa olsa bir cesaret kaynağı olabilir. Geçmişten aldığımız ilham ve içimizdeki asla tükenmeyecek umutla bu hayaletler düzenini delip geçeceğiz. İşte bunu başarmak için İzmir’deki temel önceliklerimizden biri refahı büyütmek. Fakat biz refahın büyümesi derken bir avuç zenginin daha da zengin olmasını değil toplumun her kesiminin adil bir şekilde o refahtan pay almasını kastediyoruz. Biz İzmir’de vatandaşlarımızın yaşamını korumak için güvenli yaşam alanları oluşturuyoruz. Çünkü sağlıklı bir yaşam, hepimizin en temel hakkı. Bu yaşam alanlarını kurarken düşünce, inanç ve ifade özgürlüğüne ekmek ve su kadar muhtacız. Çünkü toplumsal mutabakat, adalet ve barış olmadan bugüne ve yarına güvenle bakamayız. Bu yüzden birbirimizle, doğayla, geçmişimiz ve değişimle uyumlu bir İzmir için var gücümüzle çalışıyoruz. Bu adanmışlık ve sevgiyle, daima Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve tüm yol arkadaşlarının izindeyiz. Anıları yolumuzu aydınlatmaya devam edecek ve koşullar ne kadar “namüsait” olursa olsun onlardan aldığımız ilhamla tüm engelleri aşacağız. Biliyoruz ki hiç bir engel bizi durduramaz, yolumuzdan alıkoyamaz. Tüm moral bozukluklarını, hayal kırıklıklarını elimizin tersiyle itip umudu büyüteceğiz ve atalarımızın şanlı mirasına sahip çıkacağız, çocuklarımıza pırıl pırıl bir memleket bırakacağız. Biz var oldukça, gençlerimiz, yaşlılarımız ve çocuklarımızla Dereçine’den İzmir’e, Edirne’den Ardahan’a zafer yürüyüşümüz sürecek. Ve her yılın 9 Eylül’ü, bu yürüyüşün yepyeni bir miladı olacak. 9 Eylül’ün 101. yaşı kutlu olsun!”