MEDYA EGE - İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Medyascope'ta gazeteci Ruşen Çakır'ın sorularını yanıtladı.
Başkan Soyer, Konak'ta Arapça tabelaların kaldırılmasına ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulunarak hükümetin göçmen politikasına da dikkat çekti.
Başkan Soyer, sözlerine Avrupa'dan ve Türkiye'den örnekler vererek başlayarak "Almanya’da Kreuzberg’te de her tarafta Türkçe tabela var, orada kimse Türkçe tabelaları indirmiyor veya Van’da Farsça çok tabela var, çünkü İranlılar geliyor ya da Antalya’da Rusça tabela var meselâ, ama kimse Rusça tabelaları indirmiyor. Bu verdiğim örneklerde, tabelalar teşvik için yapılır. Niye Farsça tabela asarsınız? Daha çok İranlı gelsin, turizm daha çok büyüsün diye. Antalya’da bir restoran niye Rusça tabela asar? Rus turistler daha fazla memnun olsun, daha fazla gelsin diye. Ama İzmir’deki durum öyle değil. İzmir’de Arapça tabelalar teşvik için asıldığı takdirde, yanlış sonuçlar doğurabilir" dedi.
AK Parti'nin 2011 yılında başlattığı ve ülkeye yoğun göçün başladığı açık kapı politikasının Türkiye'de bir göçmen sorunu ortaya çıkardığına işaret eden Başkan Soyer, şunları aktardı; "Ülkeye gelen ve hiçbir biçimde bir doğru politika ile gelecekleri tasarlanmamış yüz binlerden bahsediyoruz. Ne eğitimleri ne barınmaları ne sağlıkları… Hiçbir konuda çözüm üretilmesi düşünülmemiş bir politikasızlık hâkim. Sâdece rakamları biliyoruz, adet biliyoruz yani. Ne yazık ki bu politika, aslında politikasızlık gibi gözüken şey, sadece Avrupa ile, Batı ile ilişkilerde bir koz olarak kullanılacak bir enstrüman hâline getirilmiş; insânî açıdan hiçbir şekilde değerlendirilmemiş. O nedenle de tamâmen boş bırakılmış bir alandan bahsediyoruz. Benim iki sene önce söylediğim, “Bu insanlar buradaysa, biz bunlarla birlikte yaşamayı hazmetmeliyiz ve bunların bir biçimde topluma entegrasyonunu sağlamalıyız” diye bir cümlem vardı. Çünkü eğer böyle bir politikasızlık iklimi varsa, eğer bunların hiçbir şekilde nerede nasıl yaşayacakları düşünülmemişse, o zaman, bu insanların toplum hayâtında ciddî bir tehdit hâline gelmesi gündeme geliyor. O zaman bunların önünü kesecek, bir tehdit veya tehlike hâline gelmesini engelleyecek yerel politikaları uygulamak zorundayız. İki sene öncesinde böyle bakmıştık. Ama bu iki sene boyunca, politikasızlığın uğrattığı sonuçların giderek arttığını ve daha rahatsız edici, toplum düzenini bozucu bir hal almaya başladığını gördük."
Soyer, konuya ilişkin sözlerini "Geriye dönüşleriyle ilgili, toplumda ve devlet mekanizmaları içinde birtakım çözümler konuşulmaya başlandı. Muhâlefet partileri de, iktidar partisi de, geri dönüşle ilgili birtakım çözümler ortaya koymaya başladı. O zaman, tabela meselesine dönersek, bizim burada kalışı teşvik edecek adımlar yerine, o teşviki ortadan kaldıracak çözümler üzerine gitmemiz gerektiğini düşündük. Özetle; 'Eğer tabela bir teşvik aracıysa, biz teşvik etmemeliyiz' dedik. Bu kadar basit" cümleleri ile sonlandırdı.