İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer alışık olmadığımız siyasetçi tarzını her zaman olduğu gibi yine gösterdi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi binasından çıktı, yanında milletvekilleri, daire başkanları, genel müdürler ve proje bürokratlarıyla, İzmir’in çevresindeki ilçeleri, dağ, tepe, ova demeden dolaşmaya başladı.
Gittiği her yerde, muhtarları öncelikle toplantılara davet etti sonra da onlarla gelmek isteyen bütün vatandaşlara toplantının kapılarını açtı.
İzmir’e, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne gelmelere gerek yok düşüncesiyle vatandaşın ayağına kadar gitti.
Sıkıntı ne, sorun ne, neler isteniyor ve neler bekleniyor.
Mahalle mahalle, sokak sokak vatandaşın beklentilerin dinledi.
Beklentileri dinlediği yerlerden birisi olan Beydağ’daki toplantını ana konusu ise Kestane oldu.
Diyeceksiniz ki koskoca İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı’nın kestane ile işi ne?
İşte küçük düşünme, vatandaşı düşünmeme, üreticiye, tarıma ve çiftçiye destek olmama düşüncesinin altında yatan tam da bu soru.
Bu soruyu sorabilenden zaten değil büyükşehir belediye başkanı, küçük şehir belediye başkanı, siyasetçi dahi olmaz.
Vatandaşın sorunu sadece kaldırım, yol, çöp vs diye düşünen zihniyet, birlikte yaşanan, birlikte güçlenen ve birlikte mutluluk nedir bilmiyor demektir.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Beydağ’ın kestanesinin kestanesiyle ünlü yerlerden daha güzel ve daha verimli olduğunu bilecek kadar İzmirli ve İzmir’in tarımını çok iyi bilen başkan.
Bu yüzden İzmir’in kışları da Başkan Soyer’le çok iyi bir imkân kazanmış durumda.
Başkan Soyer hemen orada üreticinin 100 ton kestanesine İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak alıyor.
Amaç üreticiye kazandırmak gibi görünse de Başkan Soyer’in düşüncesinde daha büyük şeyler var.
Amacı, İzmir’in, Beydağ’ın kestanesini, o ünü sanı olan kestanelerden daha güzel ve verimli olduğunu önce İzmir’e, sonra Türkiye’ye ve en sonunda Dünya’ya göstermek.
İleriyi düşünmek ve ileriye doğur hamle yapmak düşünemeyen değil düşünebilen Başkan Soyer gibi başkanların işi.
Klasik seçim işi değil!