İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer İzmirliler, meslek odaları, sivil toplum kurumları ve çevre örgütlerinin üyeleriyle tek yürek halinde verdikleri mücadelenin ardından zehir gemisi Nae Sao Paulo’nun Aliağa’ya gelmesinin engellenmesi sürecini Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) üyelerine anlattı. Bergama Vapuru'nda düzenlenen bilgilendirme toplantısı kapsamındaki panelde ise TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Aykut Akdemir, İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel, İzmir Tabip Odası Yüksek Kurulu Üyesi Fahri Yüce Ayhan konuşmacı olarak katıldı. Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Sosyal İşler Sağlık ve Sürdürülebilir Kalkınma Komisyonu Başkanı ve CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke de verdikleri mücadeleden dolayı kent savunucularını kutladı.
DİRENİŞİMİZ DÜNYAYA ÖRNEK OLDU
Başkan Tunç Soyer, “Zehirli geminin geri gönderilmesi önemli bir başarıdır. Birlikte başardığımız bu mücadele Türkiye’de tektir. Bu direnişimiz birçok başlıkta dünyaya ve Türkiye’ye ilham olmuştur. İlk olarak işçilerimiz kazandı. Mücadelemiz sayesinde bu geminin sökümünden doğrudan etkilenecek ve sağlığı tehlikeye düşecek gemi söküm işçilerinin haklarını korumuş olduk. İkinci olarak doğamız kazandı, örnek bir doğa direnişi oldu. Akdeniz’e girecek tonlarca tehlikeli atığın kıtalararası taşınmasını engelledik. Doğanın haklarını savunmak için tarihe geçen bir mücadele sergiledik. Ve son olarak dayanışma kazandı. Merkezi yönetimlerin baskılarının yaşamın her alanında hissedildiği bu zor bir dönemde, yerelden evrensele uzanan örnek bir dayanışma sergiledik. Bir yerel yönetim olarak, Aliağalılar, İzmirliler, meslek örgütleri, sendikalar ve sivil toplum ile tam uyum içinde hareket ettik. Halkın gücünün ve katılımcı demokrasinin önünde hiçbir gücün duramayacağını ispat ettik” dedi.
"TÜRKİYE'NİN KİRLENMESİ DÜNYANIN KİRLENMESİDİR"
Türkiye'deki sökümlerin dünya standartlarında olması gerektiğini söyleyen TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Aykut Akdemir, “Bu çöplük kelebek etkisi yaratacak. Aliağa'yı kirlettiğimizde Avrupa temiz kalmıyor ya da dünyanın diğer toprakları temiz kalmıyor. Denize bıraktığımız her türlü tehlikeli atık, dünyanın bütün okyanuslarında dolaşarak dünyanın tümünün kirlenmesine neden oluyor. Aliağa'daki mücadelemiz sadece Aliağa'yı korumak üzerine değil. Türkiye'nin kirlenmesi Avrupa'nın kirlenmesidir, bütün dünyanın kirlenmesidir” şeklinde konuştu.
"GELDİĞİMİZ NOKTA BİR BAŞARI ÖYKÜSÜDÜR"
İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel ise mahkeme süreçlerinin Türkiye'de sağlıklı işlemediğini söyleyerek şöyle konuştu: “İzmir'de ortaya çıkan büyük mücadeleyi vazgeçirmek için alınmış bir karar belki de. Biz vazgeçmemeyi öğrendik. Biz birlikte mücadele etmenin tadını gördük, mücadele edersek kazanabileceğimizin farkındayız. Bugünden yarına neyi değiştirmek isterlerse, başka yöntemlerle o zehir kütlesini İzmir'e getirmeye kalkarlarsa aynı gücü, aynı kararlılığı karşılarında bulacaklarını herkes biliyor. Geldiğimiz nokta bir başarı öyküsü. Mücadele devam ediyor. İzmir'deki örnek bütün Türkiye'ye yayılacaktır.”
"BU MÜCADELE HEPİMİZE İYİ GELDİ"
2010'dan sonraki asbest sorunlarının 2030 yılında karşımıza çıkabileceğini söyleyen İzmir Tabip Odası Yüksek Kurulu Üyesi Fahri Yüce Ayhan ise “Bu bize vahim bir gelecek oluşturuyor. Başarılı bir mücadele yaptık, bu mücadele hepimize iyi geldi. Mutlu olduk, kendimize güvendik. Bir arada olmaktan güç aldık ama 2030 yılında hedeflenen sağlık politikasına erişebilecek miyiz kuşkuluyuz” diye konuştu.
"YEREL OTORİTELER ÇOK ÖNEMLİ"
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Sosyal İşler Sağlık ve Sürdürülebilir Kalkınma Komisyonu Başkanı ve CHP Genel Sekreteri, İzmir Milletvekili Selin Sayek Böke ise “Burada yaşayan 4,5 milyon insan var. Toksik gemiler sağlıksız ortamlar yaratmak için gelmesinler. İnsanlara ölüm getirmesinler. Bunun altında ekonomi var ama bu, sürdürülebilir ve sağlıklı olmalı. Yerel otoriterler bu anlamda çok önemli bir yer tutuyor. Buradayız, yerel güçleri kutlamalıyız. Toksit geminin gelmemesini sağladılar. Yarın da gelmemesini sağlamak için bunu yapmalıyız. Bu bizim için bir fırsat” dedi ve parlamenterler olarak desteklerinin devam edeceğini ifade etti.