Mersin'deki orman yangınlarının sabotaj olduğunu düşünen Tugay, "İklim krizi dünyanın en önemli problemi. Böyle bir ortamdayken bu kadar ahmakça tavrı anlayamıyorum. Kendi yaşadığınız doğayı yok ederek kendinizi de yok ediyorsunuz. Kim ağaçları yaktıysa onun birlikte kendi sevdikleriyle hep birlikte mezara doğru gidiyoruz. Topyekün bu ahlaksız güruhla mücadele etmemiz gerekiyor. Ben sabotaj olduğuna eminim. Bunları, bu insanları durdurmak zorundayız.
İklimle ilgili mücadelede kamu kaynakları direkt buraya aktarılarak öncelik bunlar olmalı. Gerekli önlemleri almak konusunda merkezi yönetim, özel sektör, yerel yönetim STK'lar hepsi ortak hareket etmeli. " dedi.
"Pandemiyi yenmek istiyorsak aşı yaptırmamız gerekiyor." diyen Tugay şöyle konuştu:
"İzmir'de aşılama oranı yüksek. Tedirginlik nedeniyle aşı yaptırmayanların da yüksek olduğunu görüyoruz. Aşılama noktalarının arttırılması gerekiyor. Teşvik etmek açısından daha fazla noktaya aşı istasyonu koymak gerekiyor. Sağlık sistemindeki ağır sorunlar, hayatını kaybeden insanlar... Tüm bunları ele aldığımızda bu önyargının yıkılması gerekiyor. Aşı yaptırmaktan korkanlar baktığımız zaman eğitimsiz kesimin oluşturduğunu görüyoruz. Pandeminin durmasını istiyorsak aşı yaptırılmalı.
Aşı yaptırmayanlara çeşitli kısıtlamalar getirilmesini destekliyorum, doğru buluyorum."
Yaşamı sokağa taşıdıklarını söyleyen Tugay, "Sosyal yaşamları biraz daha etkilenen gruplar var. Yaşlılarımız çocuklarımız engellerimiz... Onları belli yerlere çağırmak yerine biz onların yanına gidelim dedik. Kendi yaşam alanımızı daha etkin kullanabiliriz. Yaşamı sokağa taşımak buradaki önemli nokta. Biz sokaklarımızı arabalara terk etmiş durumdayız. Kapalı ortamda yapılacak toplantılar hala sıkıntılı bundan dolayı sokaklarda, parklarda, insanlara yakın alanlarda haftada bir iki etkinlik düzenliyoruz. Üretici kadın kooperatiflerimiz buralarda satış yaparak buralarda küçük bir ekonomi yaratıyorlar. Zaman içinde bunları biraz daha kamusallaştırmak, biraz daha kentin atıl olan alanlarını daha aktif olarak kullanma yönünde geri dönüşler olacağımızı düşünüyoruz." şeklinde konuştu.
Caher Dudabey Bulvarı üzerinde satın alınan alanla ilgili açıklama yapan Tugay," Belediye hizmet alanı olarak plana işlenmiş bir yer. TOKİ'den satın almıştık. Normalde ücretsiz almamız gereken bir yerdi ancak TOKİ ücretsiz vermem dedi. Açık arttırmada bizden başka alacak olmadığı için açılış fiyatından aldık. Aslında orada bir tesis yapılabilir ama Mavişehir ve civarı zaten yoğun yapılaşmış bir yer olduğu için şu an orayı yeşil bir aktivite alanı olarak değerlendirelim dedik. Aklımızdan yaşlı bakım merkezi geçiyor. Şu an bütçesel sıkıntı olduğu için böyle bir projeye başlamıyoruz. Atıl kalmaması için yeşillendirdik, ağaçlar diktik. Eğer bir tesis yapacak olursak o alandaki yeşil alanı korumak önceliğimiz olacak. Bundan sonra yapacağımız her projede doğayla uyumlu bir yapılaşma düşünüyoruz. Bir kentte ağaçlar ne kadar artarsa orada ısı etkisi alanı o kadar azalır. Bundan faydalanmak istiyoruz. Bu yıl yaşadığımız yoğun ısı artışı, kuraklık, bunların yanında zamanımızın kısıtlı olduğunu düşünürsek kentsel ısı adası etkisini azaltacak önlemleri alabilir miyiz diye çalışıyoruz. Özellikle çarşılar, pazar alanları, parklar gibi alanlara yeni diktiğimiz ağaçlar büyüyüp gölge verene kadar neler yapabiliriz diye düşünüyoruz. Binaların çatılarında, binaların dış cephelerinde kullanacağımız malzemelerle, bazı bitkisel ürünlerle kentin genelinde ısı adası etkisini azaltabiliriz. Henüz başarılı uygulamaları çok yaygın olarak görülmediği için biraz romantik davranışlar gibi gelebilir. Öncelikli bir konu yani işin romantizminden uzağız. Bu konuda bilgi, birikim, uygulama pratiğini yapan insanların azlığı konusunda sorun yaşamasak bir hafta iki hafta içinde çözmek istiyoruz. Halkın bilinçlenmesi, yapılan işin önemini kavraması çok önemli. Bunun çalışmalarına başlıyoruz. " diye konuştu.
Geçtiğimiz iki buçuk yılı değerlendiren Tugay,"Stratejik plana uygun olarak tesisler belli. Önümüzdeki iki buçuk yıl dolu dolu geçecek. Geçtiğimiz iki buçuk yıl boyunca pandemiye rağmen, depreme rağmen epeyce iş yaptık. Bazı şeyler çabuk unutuluyor. İlk göreve geldiğimizde çarşıda yaptığımız ufak tefek değişiklerin olumlu etkilerini gördük. Bunları bizim yaptığımız çabuk unutuldu. Yeni uygulamalar başlatıyoruz, alt yapıyı tamir ediyoruz, ağaçlar dikiyoruz, mahallelerin planlamalarıyla ilgili sorunlar çözdük, bisiklet yolları yaptık, sosyal yardım çalışmaları yapıyoruz, tesislerin iyileştirmelerini yaptık, kütüphaneler yaptık, pekçok tesis yaptık, çöp konteynırları yerin altına aldık.
Şu anda çarşıyla ilgili pazartesi başlayacak olan bir proje var. Bir tasarım maratonu çalışması.
90 üniversite öğrencisi, mimarlar odası başta olmak üzere 4 meslek odasıyla ve üniversitelerin işbirliğiyle 12 farklı proje çalışması yapılacak. 9 Eylül Üniversitesi Mimarlık Fakültesinin yapmış olduğu genel analiz ve değerlendirmenin sonucunda yazdıkları olduğu rapor çerçevesinde saptanmış sorunlar ve çözüm önerileri doğrultusunda bir tasarım çalışması yapacaklar. Tasarımlar jüri tarafından seçilecek ve en uygun projeyle uygulama sürecine gireceğiz. Önümüzdeki haftadan itibaren başlayacak. Tasarım maratonu bilimsel yöntemlerin kullanılacağı bir iş olacak. Başarılı olacağına inandığım bir proje. Çarşıyı daha karakterli bir yere dönüştüreceğimize inanıyorum." şeklinde konuştu.
Kent A.Ş. işletmelerinin bazılarının özelleştirileceği iddialarına yanıt veren Tugay," Özelleştirme olmayacak. Yeni açtığımız tesislerden iki tanesini kiralama yoluyla birilerine verdik. Şu anda Kent A.Ş.ye ait olan, bizim işlettiğimiz hiçbir tesisi ne özelleştirdik ne kiraya verdik. Yeni açılan iki yerde bir kiralama oldu ama sorun şuydu: Oralar hazır yerler değildi. Belediyenin oraya harcayacak parası yoktu. Burada iki seçenek vardı ya boş kalacaktı ya da birileriyle anlaşıp o anlaşma üzerinden kente hizmet edecek bir işletmeye dönüşecekti. İnsanlar neden herkese duyuru yapmıyorsunuz diye eleştirebilirler. Birisine bir işletme hakkı verdiğinizde sizin beklediğiniz temizlik, güvenilirlik, asayişi sağlayabilecek, topluma sıkıntı yaratmayacak, sizin hassasiyetlerinize dikkat edecek kişilere kiraya vermeniz gerekiyor. Kamuya ait yerleri herkese kiraya veremezsiniz. Yatırım gerektiren yerlerde işbirlikleri yapabiliyoruz. Ama şartlarımız ağır, çok kolay kiraya vermiyoruz. Hepsi sabit kira bunun yanında cirodan pay veriyor. İşletme kapasitemizi arttırmak için uğraşıyoruz. Satış asla yok. Kiralama ve ortak işletmelerde ise maksimum kamu yararını gözetiyoruz." ifadelerini kullandı.
"Şu anda ilçe kongresi il kongresi yaşanmasının partiye yarar getireceğini düşünmüyorum." diyen Tugay şöyle konuştu: Ben belediye başkanıyım ve bu görevimi yapıyorum. Gerektiği zaman bulunduğumuz yörenin ihtiyaçlarını genel başkana aktarma konusunda önemli görevlerimiz var. İktidarın daha dürüst samimi olması gerektiğine inanıyoruz. Biz CHP olarak böyle yapıyoruz. CHP iktidar olursa ülkemizde pek çok şey değişecek. Böyle olmazsa antidemokratik daha ağır bir yönetim gerçekleşecek. Ülke olarak akıntıda sürüklenen ağaçlar gibiyiz. Herkes bunu biliyor, işler iyi gitmiyor. Sadece insanların gözünü boyamaya çalışan arka planda kendi sorunlarını çözen değil kendi sorunlarını çözen bir iktidar var. CHP olarak il ilçe kongresi gibi parti içi süreçleri değil iktidara gelmeyi amaçlamalıyız. Genel seçimden sonra bir kurultay yaşanabilir.