Nefes Restoran’da düzenlenen buluşmada Çiğli’deki mahalle muhtarlarıyla bir araya gelerek, taleplerini dinleyen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Mahallenizle ilgili getirdiğiniz bütün sorunları, talepleri çözmek için çalışıyoruz, çalışacağız” dedi. Körfez’in temizlenme süreci ile ilgili de muhtarlara bilgi veren Başkan Soyer, “Bizim göreve geldiğimiz andan itibaren Körfez’in kokması sorunun kentin en temel meselesi olduğunu düşündük. Bu çağda bu kabul edilebilir bir şey değil. Araştırdık, kafa yorduk, gördüğümüz şey şu; yağmur suyu kanallarını ayrıştırabilirsek, Körfez’e akan kirliliğin önünü keseriz. Körfez’e akan kirliliğin önünü kesersek doğa kendi kendini temizlemeye muktedir. Burası yüz yıldır kirletiliyor. Körfez İzmir’in yüzyıllar boyunca foseptiği olarak kullanılmış. Şimdi biz temizlemeye kafayı taktık ve temizleyeceğiz. Sadece çok ihmal edilen ve çok eski bir sorun olduğu için sıkıntı var. Fakat çözümü de var. Biz 374 kilometrelik yağmur suyu, pis su kanalı ayrıştırması yapmaya karar verdik. Şu ana kadar 196 kilometresini tamamladık. Görev süremiz içinde kalanı da bitireceğiz. Ben üç yıl içinde Körfez’de yüzebileceğimizi söylemiştim. Bu biraz sarkacak ama görev sürem içerisinde bunu bitireceğiz” dedi.
“İrademiz de gücümüz de var”
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, ülkedeki ekonomik krizin belediyeleri de etkilediğine değinerek, “Ancak ekonomik köklerimiz sağlam. Uluslararası finans kuruluşları nezdinde hala gücümüz çok yerinde. Bir gün bile maaşları geciktirmedik. Biz bunlarla başa çıkmayı öğrendik. Söylediğiniz şeyleri yapmak için irademiz de gücümüz de var. Merak etmeyin” dedi.
Birleştirici olalım
Ekonomik krize, siyasetteki gelişmelere de değinen Başkan Soyer, “Çok büyük bir nüfus hayatını asgari ücret ile sürdürmeye çalışıyor ve büyük sıkıntı var. Giderek daha zorlaşan hayat koşulları, giderek daha sıkışan bir iktidar ve giderek yaklaşan bir seçim var. Daha gergin, öfkeli, ayrıştıran, dili daha sert, keskin bir dönem yaşayacağız. Öncelikle yerel yönetimler olarak biz daha sonra siz bu süreçte öfke dilinden uzak, mümkün olduğu kadar yatıştırıcı, teskin edici bir rol üstlenmemiz gerekiyor. Aksi takdirde bu kadar ekonomik sıkıntı, bu kadar gerilim varken, zapt edilemeyecek öfke patlamaları, kızgınlıklar, bu topluma büyük zarar verir. Türkiye seçime giderken bu toplumun seçilmiş insanları olarak bizler, çok daha dikkatli ve titiz olmak zorundayız. Bunu bizden başkası da yapamaz. Tuzaklara düşmeyeceğiz. Mümkün olduğu kadar öfke dilinden uzak, yatıştırıcı olmalıyız ” dedi.
“Biz bu hikayeye inanıyoruz”
Pandemide yaşanan sorunların yanı sıra 30 Ekim İzmir depreminde de birçok sıkıntının yaşandığını anımsatan Soyer, “sakin sulardan iyi kaptan çıkmaz” sözünü hatırlatarak, “Biz hepimiz bu sıkıntılı dönemde bunlarla mücadele etmeyi, başa çıkmayı öğrendik. Çok şey öğrendik. Bundan sonrası çok daha parlak, aydınlık olacak. Çünkü bu dönemde seçilmişlerin ne kadar kıymetli olduğunu gördük. Demokrasinin ne kadar önemli olduğunu gördük. Biz başından beri muhtarlara değer veriyormuş gibi yapmıyoruz. En önemli farkımız bu. Biz bu hikayeye inanıyoruz. Demokrasinin, tek adam sistemine göre daha iyi olduğunu bildiğimiz için muhtarlara inanıyoruz. Bir kişinin 84 milyon ile ilgili her şeye karar vermesi doğru değil” dedi.
Muhtarlardan kampanyaya destek
Çiğli mahalle muhtarları programın sonunda Başkan Soyer’e sürpriz de yaptı. Soyer, 63. Yaş günü nedeniyle muhtarlar tarafından getirilen pastayı kesti. Muhtarlar ayrıca “Her Mahalleye Bir Kütüphane” projesine de getirdikleri kitaplarla destek verdi.