CHP Genel Başkan Yardımcısı Yasemin Öney Cankurtaran, Güney Afrika merkezli araştırma şirketi New World Wealth’in geçen yıl 6 bin Türk milyonerin Türkiye’yi terkettiği iddiasını hatırlatarak, “Aynı yıl Türkiye’ye gelen yabancı sermaye bir önceki yıla göre yüzde 44 geriledi. Çünkü 2016 her açıdan baskıların arttığı bir yıl oldu. Bunun üstüne bir de başkanlık gelirse Türkiye’den çok büyük bir sermaye kaçışı olur ve işsizlik patlar. Çünkü ne olacağı belli olmayan sistemde sermaye durmaz” diye konuştu.
Referandum çalışmaları kapsamında Denizli’de olan CHP Genel Başkan Yardımcısı Yasemin Öney Cankurtaran, gündemdeki gelişmelere dair CHP Denizli İl Başkanlığı’nda bir basın açıklaması yaptı.
Cankurtaran geçtiğimiz günlerde medyada yer alan bir haberde Güney Afrika merkezli araştırma şirketi New World Wealth’in yaptığı bir çalışmaya göre sadece geçen yıl Türkiye’den 6 bin milyonerin başka ülkelere gittiğinin iddia edildiğini hatırlatarak, “Kesin olan bir şey var ki 2016 yılının ilk 10 ayında Türkiye’ye gelen dış yatırım, 2015’in aynı dönemine göre yüzde 44 geriledi. Çünkü 2016 baskıların arttığı bir yıl oldu. Bunun üstüne bir de başkanlık adı altında tek kişiye dayalı, ne olduğu belirsiz ucube bir sisteme geçilirse sermaye Türkiye’den kaçar, işsizlik patlar. Çünkü sermaye ne olacağı belli olmayan bir sistemde durmaz” diye konuştu.
“GENCİNİ İŞSİZ, YAŞLISINI İŞ ARAMAK ZORUNDA BIRAKANLAR ŞİMDİ ÜLKENİN TAPUSUNU İSTİYOR”
Cankurtaran, ülkemizde 8.7 milyon emekliden 1.2 milyonunun çalışmak zorunda olduğunu, 3.3 milyonunun da maaşı yetmediğinden iş aramak zorunda kaldığını hatırlatarak, “Gençler arasında işsizlik yüzde 20’leri buldu. İktidara geldiğinde yüzde 8 olan işsizliği yüzde 12.1’e çıkardılar. Gencini işsiz, yaşlısını iş aramak zorunda bırakanlar şimdi ülkenin tapusunu istiyorlar” dedi.
“İSTİHDAM SEFERBERLİĞİ REFERANDUM ÖNCESİ Mİ AKLINIZA GELDİ?”
Çalışma Bakanlığı’nın son birkaç gündür astırdığı afişler ve reklamlarla sözde istihdam seferberliği başlattığını hatırlatan Cankurtaran, “Türkiye’de aylardan beri işsizlik konuşuluyor. Ancak Çalışma Bakanlığı’nın durmuş durmuş aklına referanduma günler kala mı bu kampanyayı başlatmak gelmiş. Bakanlığın yaptığına Anadolu’da ‘Yatsından sonra atar nara, hoş geldin Bayram Ağa’ derler. Devletin bütün imkanlarını eveti çıkarmak için seferber etmişler ama ne yapsalar olmuyor. Çünkü bunların sözüne de güven olmaz. İstihdam diye 6 aylığına geçici olarak işe aldırdıkları insanları evet çıkarsa işten çıkarırlar. Niye kalıcı almıyorsun da geçici alıyorsun? Sandıktan çıkacak bir hayır hükümete ‘Bırak rejimle uğraşmayı ülke sorunlarıyla uğraş’ demek noktasında kuvvetli bir mesaj olacaktır” diye konuştu.
“O ÇUKURLAR SİZLER PKK’YLA PAZARLIK EDİLİRKEN KAZILIYORDU”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Hayır’a verilen oyların bölücü örgüt tarafından Güneydoğu’da yapılan hendeklere çukurlara gideceği yönündeki sözlerine de tepki gösteren Cankurtaran, “O çukurlar ve hendekler sizlerin talimatınızla MİT, İmralı’da Apo’yla, Norveç Oslo’da bölücü örgüt elebaşlarıyla pazarlık edilirken kazılıyordu. Güvenlik güçleri, örgütün bölgede ciddi hazırlıklar içinde olduğunu, silah ve cephane depoladığını, hendek kazdığını söyleyip uyarılar yaparken valiler aracılığıyla askere polise ‘Operasyon yapmayın’ diyenler siz değil miydiniz? Şimdi hangi hakla hayır verenleri terörle ilişkilendiriyorsun. Erdoğan, kendi döneminde kazılan çukurların içinden evet çıkarmaya çalışıyor ancak o çukurlar onu da yutmasın. Daha düne kadar PKK’yla pazarlık edenlerin ülke yönetimini tek başına eline geçirdiğinde PKK’yla yeniden masaya oturmayacağının hatta özerklik vermeyeceklerinin garantisi nedir? Malum sürekli birilerinin kendilerini kandırdığını iddia ediyorlar. 10 kere kandırılanın bir kere daha kandırılmayacağının garantisi nedir?” diye konuştu.
“ALMANYA’YI UTANDIRMAK İSTİYORSANIZ HAYIRCILARIN İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNE SAYGI DUYUN”
Bakanlar Bekir Bozdağ ve Nihat Zeybekçi’nin referandum kapsamında Almanya’da konuşmasına izin verilmemesini de kınayan Cankurtaran, “Ancak ne demişler çuvaldızı önce kendine batır. Hem Almanya’da konuşmamıza izin verilmediği için şikayet ediyoruz ama Türkiye’de de muhalif görüşteki insanların konuşmasına ve kendisini ifade etmesine izin verilmiyor. Pek çok yerde hayırcıların çalışmaları engelleniyor. İzmir’de 5 Mart günü yapılmak istenen 8 Mart Kadınlar Günü etkinliğine valilikçe izin verilmedi. Almanya’yı utandırmak istiyorsanız hayırcıların ifade özgürlüğüne saygı duyun. Hükümet seçmenin duygularını sömürmek için içeride bulamadığı mağduriyeti kalkıp yurtdışında aramasın” dedi.
“MİLLETVEKİLLERİNİZ DENİZLİLİNİN HAKKINI SAVUNAMAYACAK”
Denizli’nin de sorunlarına değinen Cankurtaran, şehrin en önemli sorununun işsizlik olduğunu ve esnafın, işletmecilerin ve çiftçilerin zor durumda olduğunu belirterek, “Parlamenter sistemde seçtiğiniz milletvekilleri taleplerinizi Meclis’e iletebiliyordu. Yada Denizli’den bir heyet Ankara’ya gelince ilgili bakan onları kabul ediyordu çünkü o da seçimle geliyordu, oyunuzu almaya ihtiyacı olduğundan sizi hoş tutmaya çalışıyordu. Önerilen Başkanlık sisteminde artık bütün bakan ve başkan yardımcılarını bir kişi belirleyecek. Kimlerin seçileceği de belli değil. Seçilenlerin tek derdi de Başkan’a yaranmak olacak. Halkın ne dediğini, kendileriyle ilgili ne düşündüğünü bir süre sonra düşünmeyecekler, ulaşılamaz hale gelecekler. Seçtiğiniz milletvekillerinin hiçbir gücü kalmayacak. Meclis içinde 600 kişinin olduğu bir binadan ibaret olacak. Bütün bunlara dur demenin yolu sandıkta hayır demekten geçiyor” diyerek sözlerini bitirdi.