Şimdi uzaklarda geldiği kadar ses duyulur.
Kentler, dev makinalarla kütük gibi oyulur.
Gökdelenler, plazalar kral mezarları.
Piramitten öte, ruhsuz mezat pazarları.
Sessizlik içinde kılpayı geçilen bir yarış.
Yüzsüzlük içinde iki el açık bir yakarış.
Sıralanmış tüm sokaklar tıkabasa tortu.
Cenaze merasimi gibi acı bir uğultu.
Dönüyor krallar plazalarına çakar bir ışık.
Biraz Roma, biraz liberalizm ortaya karışık.
Köleler, enenmiş bir halde seyr-i sefada.
Plazaya girmek için ruhunu verir bir defada.
Yüksek elektirikli çitlerle çevrilmiş fazilet.
Kimse istemiyor, erdemli olmak bir illet.
Kentler bir çiftlik modern çağın kölelerine.
Biraz su, biraz ekmek yeter sayılır, böylelerine.
Kapital Dünya'da arsızca tüketmeyen hor görülür.
Biraz eşitlik isteyenin kafasına kırk çorap örülür.
İsteyerek yardımcı olur Londra'nın obezine asalaklar.
İnsan onuruna saygı duymaz süzme salaklar.
Acıya gark olmuş ekvator civarı tüm garip çocuklar.
Çığlıkları dayanılmaz, aç bir martı çığlığı kadar.
Wall Street semizlerine adrenalin verirken uzay seyahatleri.
Afrika çocuklarının aşı için kalçasında yok bir dirhem etleri.
Çepeçevre kuşatılmış, felsefe, edebiyat ve sanat.
Kafeslerde müsade edildiği kadar dile gelir hakikat.
Kuzey ormanları bir bir yokedilip girdi sağlanırken Kremlin'e.
Kuraklığın göbeğinde açlıktan akbabalara yem olur, Somali'li Amine.
Durup düşünmek gerekir diye aykırı bir ses duyulur, Paris sokaklarında.
Bir telaş alır, bir ter boşalır Brüksel korkaklarında.
Çağın Bay/Ram/Ses'leri sinsice planlar kurarken İskoç şatolarında.
Rahat olabilir mi bir kalpazan New York gettolarında.
Şanghay sokaklarında bir dolara varlığını koyan işçi bir çocuk.
Yoksul Asya'lıları sömüren küresel şirketler, ellerinde maymuncuk.
Piramitlere taş taşımakla, Amazon'da alışveriş arasında yok bir fark.
Alibaba'da, eBay'da sömürü yolunda express bir çark.
Şimdi kızgınlığın vaktidir, halkları kobay gören bilmem ne Bill'e.
Tüm masum çocuklar için ille eşitlik, adalet ille.
Av.Yusuf AKIN /25.05.2020/ İzmir