Doğru ve güvenilir ortamda uygulanan cerrahi müdahale yaşam boyu devam edebilecek bir hastalığın iyileşmesinde önemli rol oynadığını dile getiren Memorial Dicle Hastanesi Çocuk Cerrahisi Bölümü’nden Op. Dr. Taner Kamacı, "Fiziksel, sosyal ve ruhsal açıdan olumsuz etkilenmemek için hipospadias tedavisinin sağlanması gerekiyor. İdrarın aşağı veya ayaklara doğru yapılması, ön tarafta sünnet derisi bulunmaması, penis baş kısmının koni şeklinde olmaması ve normal bir penis görüntüsüne sahip olunmaması özgüven kaybına yol açabiliyor. Hipospadias hastalığının ağır tiplerinde ise daha fazla kısırlık riskinin ortaya çıktığı biliniyor." dedi.
BU NEDENLERE DİKKAT EDİN
Hipospadias hastalığının doğuştan gelen ve penis ucunda olması gereken idrar deliğinin penisin alt tarafında olması ile karakterize bir hastalık olarak tanımlandığına vurgu yapan Op. Dr. Kamacı, açıklamalarına şöyle devam etti: "Ortalama her 300 erkek çocuğundan birinde görülmektedir. Gerçek idrar deliğinin uca yakın olduğu hastalarda çift delik görünümü şeklinde de görülebilmektedir. Bu hastaların çoğunda peniste öne doğru eğrilik görülmektedir. Sünnet derisi arka tarafta gelişip, alt tarafta gelişmediğinden sıklıkla yarım sünnet veya peygamber sünneti olarak da adlandırılmaktadır. Nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte hipoaspadias nedenleri şunları içerir; İleri anne yaşı, Hamilelikte düşük tehditleri sırasında anneye verilen bazı hormonlar ve ilaçlar, Tek yumurta ikizi olması, Prematürite gibi durumlar."
DOĞUM SONRASI ÇOCUK CERRAHİSİ MUAYENESİ YAPTIRIN
Hipospadias'ın ailevi yatkınlığı yüksek olan bir hastalık türü olduğunu da belirten Op. Dr. Kamacı, "Hipospadias hastalığı eski çağlardan beri bilinen ve birçok farklı tipi, sınıflaması bulunan bir hastalıktır. Doğum sonrası ilk muayeneleri sırasında çocuk doktorları hastalığı fark eder veya anneler bebeğin altını değiştirirken penis alt tarafında sünnet derisinin olmaması, idrar deliğin penisin alt tarafında olması ve peniste öne doğru eğrilik olması ile hastalığı fark etmektedir. Ancak çocuk cerrahisi muayenesi ile de hipospadias tanısı kesinleştirilir." dedi.
ERKEN DÖNEMDE ÖNLEM ALIN
Hipospadiası olan çocuklarda mevcut hastalığa ek olarak; kasık fıtığı, inmemiş testis, mesane reflüsü, böbreklerde şişme, bir böbreğin doğuştan olmaması veya cinsiyet gelişim anomalileri gibi bazı hastalıklar eşlik edebildiğine de vurgu yapan Op. Dr. Kamacı, "Hipospadias hastalığının tipi ne kadar ağırsa, ek anomali riski o kadar artmaktadır. Ağır tip hipospadiası olan çocuklarda beraberinde tek taraflı inmemiş testis varsa böbrek anomalileri, iki taraflı inmemiş testis varsa cinsiyet gelişim anomalileri mutlaka araştırılmalıdır. Erken dönem tanı alınması ve tedavi sürecinin başlatılması gerekir." şeklinde konuştu.
CERRAHİDEN KORKMAYIN
Yenidoğan döneminde bebeklerde ameliyat gerektiren sağlık sorunları ebeveynler tarafından paniğe ve korkuya neden olabilmektedir. Tanı sonrası sakin kalarak tedavi sürecinin nasıl işleyeceği konusunda bir çocuk cerrahi uzmanına danışılmalıdır diyen Op. Dr. Kamacı, sözlerini şöyle tamamladı: "Hipospadias ameliyatı için ideal zaman 6 ay ile 1 yaş arasında kabul edilmektedir. Hafif olan distal hipospadias hastalarında ameliyat genellikle 1-1,5 saat sürmektedir. Daha ağır tiplerde ise sıklıkla daha uzun sürebilmektedir. Hipospadias ameliyatı genel anestezi altında, penil blok veya spinal blok ile desteklenerek yapılır. Ameliyat sırasında sünnet derisi kullanıldığından dolayı bu hastalar ameliyattan önce kesinlikle sünnet edilmemelidir. Ameliyatın ertesi sabahı hasta taburcu edilir. Hipospadias ameliyatı geciktirilirse, yaş büyüdükçe; yara iyileşmesi ve hastanın normal aktif yaşantısına dönme süresi gecikir, enfeksiyon riski artar, hastanın yaşayacağı travma ve psikolojik etkilenme daha fazla olur. Bu nedenle tedavide geç kalınmaması çok önemlidir."