Çin’de başlayan, hemen hemen bütün dünyaya yayılan Koronavirüs’ü ile mücadele ederken, Türkiye’de daha tehlikeli bir virüsle mücadele ediliyor.
Virüsün adı BEĞENEVİRÜS!
Sosyal medyada bir çılgınlıktır giden BEĞENEVİRÜSÜ, hemen hemen herkese yayılmış durumda.
Bu virüse bulaşan insanlarda, sosyal motivasyonsuzluk, iş yapmama hissi, can sıkıntısı, kendini fazlalık hissetme, kan şekerinde düşme, oynak bir tansiyon ölçüleri meydana geliyor.
Bu virüsten kurtulmak, sosyal medya hesabını kapatmadığınız sürece tıbben de mümkün değil.
Bilim adamları, BEĞENEVİRÜS’ün yayılmasının ise öyle havadan, sudan değil, direk beyinden beyine geldiği konusunda çok kuvvetli bulgular elde etmişler.
BEĞNEVİRÜS’üne kapılanlar, hastalık döneminde yaşadıklarını ise şöyle anlatılıyor.
Virüs bulaşan, sosyal medyada sürekli bir şeyler paylaşıp, kendini iyi hissetmek için BEĞEN almaya çalışıyorlar.
BEĞENEVİRÜSÜ ‘ne kapılanlar, beğen almadıklarında, sinirli davranışlar göstererek, çevrelerine psikolojik işkence yapabiliyorlar.
BEĞENEVİRÜSÜ’ne kapılanlar, çevresindeki insanlara da bu virüsü bulaştırmak için,
‘Beni Beğenir Misin?’,
‘Bir Şey Paylaştım Beğen Yapar Mısın?’,
‘Engel Alıyorum Lütfen Beğen Yapın’ gibi yardım mesajları atıyorlar.
Bilim adamları, BEĞENEVİRÜSÜ’nü de bu mesajlarla insanlar arasındaki sosyal iletişim yoluyla bulaştırdıklarını da düşünüyorlar.
BEĞENEVİRÜS’ün bir süre sonra taşıyıcılarına, daha çok paylaşım hastalığı yarattığı sonucunu paylaşan uzmanlar, virüsün daha ileri ki safhasında ise virüs taşıyıcılarının yalan paylaşımlar, şişirme haber paylaşımlarla hayal dünyasında yaşamalarına neden olduğunu belirtiyorlar.
BEĞENEVİRÜS’üne kapılanların, en son safhada ise insanlara hakaret içeren mesajlar paylaşmaktan da çekinmediklerin ve cezaevlerine düşme tehlikesiyle karşı karşıya kayabiliyorlar.
Uzmanlar, bu virüsün Çin’den değil, düşük seviyeli karakter yapısından geldiği konusunda ise hemfikir!