Kalp kırıldığı an, onarmaya çalışması kıranın; düzeltmez daha da parçalar o kalbi bilemedik...
Susup sakinleşince, durulunca iyileşir bir kalp, yıllardır bir bunu çözemedik.
İzin versek, sadece kırılanın iyileştirebileceği bir yara açtığımızı anlayabilsek, belki böyle tökezlemezdik...
Nedir insanların bu acelesi, bu bir an önce her şeye kavuşma isteği neden?
Zamanını beklemek, zamana bırakmak ve üstüne düşmemek varken.
Kaybedeceğine inanan kaybeder emin ol.
Ama kazanacağına inanan çoktan kazanmıştır, sevinsin oda, demesin daha erken.
İnsanoğlu bilmeli artık, bazı şeyleri oluruna bırakmayı.
Katlanmalı, dayanmalı; yaşaması gereken neşeyse neşe, acıysa acı.
Eğer o her şey bu kadar ömür içinde yaşanmasaydı, karşında yeniden açılan başka bir kapının ne anlamı kaldı?
Düşün ki; tartıştın, kalbini kırdın en değer verdiğinin. Neden üstüne gider, senden daha çok soğutursun ki, biraz beklesen, sabretsen, korkma başına gelmez, gelmesinden çekindiğin.
Sen sadece kendine ve size inan, onunla yarattığın olguya.
Eğer sen sana inanmazsan, kim inanır sana senden başka?