DİSK Genel Başkanı Kani Beko'nun 2018 yılı asgari ücretine dair yaptığı açıklama:
Asgari Ücret Tespit Komisyonu 2018 yılı için net asgari ücreti 199 TL artışla Asgari Geçim İndirimi (AGİ) dahil 1603 TL olarak belirledi. Karar hükümet ve işveren ittifakı ile alındı. İşçilerin ve sendikaların görüşü her zaman olduğu gibi yine dikkate alınmadı. Hükümet işverenlerle kol kola girdi, işçiye 199 TL zammı reva gördü.
Hükümetin "asgari ücrette yüzde 14,2'lik artış sağladık, böylece işçiyi enflasyona ezdirmedik” iddiası gerçeği yansıtmıyor. İşçinin ve ailesinin geçimi sağlaması mümkün olmayan bir ücrete yüzde 14,2 zam yapmakla övünmek abesle iştigaldir. Asgari ücretin geçim ücreti düzeyinde belirlenmesi gerekmektedir.
Hükümet, devlet kurumlarının verilerini dahi dikkate almadı. Saptanan asgari ücret TÜİK tarafından hesaplanan ve komisyona sunulan bir işçinin asgari geçim tutarının çok altındadır. TÜİK Asgari Ücret Tespit Komisyonuna sunduğu raporda bir işçinin asgari geçim tutarını 2017 Kasım ayı için 1893 TL olarak saptamıştı. Hükümet 2018'in tümü için 1603 TL dedi. Asgari ücret devletin kendi kurumunun hesapladığı tutarın en az 290 TL altındadır.
Hükümet ve işveren bloku sadece işçilerin ve sendikaların taleplerini değil devletin istatistik kurumunun saptadığı verileri de dikkate almadı.
Öte yandan asgari ücretin 1603 TL olduğu iddiası yanıltıcıdır. AGİ hariç asgari ücret 1451 TL'dir ve işverenlerin ödeyeceği miktar budur. Asgari ücretlinin eline geçecek 1603 TL'nin 152 TL'si devlet tarafından ödenmektedir.
Saptanan asgari ücret işçilerin ekonomik büyümeden pay alamaması anlamına geliyor. Ülke ekonomisinin yüzde 11 büyüdüğünün iddia edildiği koşullarda bu fark neden asgari ücrete yansımıyor? Eğer asgari ücrete enflasyon + büyüme kadar zam yapılsaydı, asgari ücretin en az 2 bin 300 TL olması gerekiyordu. Konfederasyonumuzun talebi buydu.
İşçiye büyümeden pay vermeyen ve asgari ücretin geçim ücreti olmasını engelleyen hükümet, işverenlere teşvikte ise yine cömert davrandı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı işverenlere dönük asgari ücret desteğinin devam edeceğini söyledi. İşverenlerin asgari ücrete evet demek için bu şartı ileri sürdüğü ve hükümetin de işverenlerin bu isteğini kabul ettiği sır değil.
Bunun anlamı asgari ücret artışının maliyetini işverenlerin sırtından alıp halkın, emekçinin sırtına yıkmak demektir. Devam eden işverenlere dönük 100 TL asgari ücret desteği ve 5 puan SGK prim indirimi ile asgari ücretin işverenlere maliyeti iyice düşürülmüş olacak.
Hükümet işverenler için cömert teşviklere devam ederken, işçilere büyümeden, millî gelir artışından pay vermeye yanaşmadı, dahası brüt asgari ücretten 426 TL kesinti yapılmasına karar verdi.
Bu asgari ücret, milyonlarca asgari ücretlinin ve ailelerinin bir yıl daha açlık sınırının altında yaşamaları anlamına gelmektedir! Asgari ücretliye ve ailesine ayda 1603 TL, günde 53 TL ücreti reva görenlere, sıkıysa siz bu ücretle bir ay veya bir gün geçirin diyoruz!
DİSK olarak tekrar ediyoruz:
Asgari ücret geçim ücreti olmalıdır!
Asgari ücret büyümeden pay almalıdır!
Asgari ücret saptanırken işçi ve ailesi birlikte dikkate alınmalıdır!