Kadınların şiddet gördüklerinde,öldürüldüklerinde hatırlandıkları bir dünyada yaşıyoruz. Adımızı çiçek koyarak bitki benzetmesi yapanlara hatırlatırız... Biz kadınız , bitki değiliz.Sizleri kadınlar doğurdu . Bitkiler insan değildir , çiçekler genelde saksıda toprakta yetişirler.Suyla beslenir fotosentez yaparlar :) Bizleri bitkigillere benzetenlerin şiddet uygulayanlardan farkı yoktur..
Bir kadına ne verirseniz verin bu onu daha da büyük hale getirir,misliyle geri alırsınız... Ona sperm verirseniz size çocuk verir, bir ev verirseniz size sicacik bir yuva verir, sebze verirseniz size yemek verir, bir gülücük verirsiniz size tüm kalbini verir, bir şarkı söyleyin size konser verir , ona kalbinizi verirseniz sizi destanımsı bir aşkın ölümsüz kahramanı yapar. Eger birgün ona çamur atarsanız karşılığında
KOCAMAN BİR BATAKLIKTA BOĞULMAYA HAZIR OLUN...
Kadınları bitkiye benzetenlere binlerce yıl önce taş tabletlere yazılan Gilgamis Destanini okumalarını tavsiye ederim . Orada dunyanin ilk bilim insanı anlatılır.O bir kadındır,ribbon ve bilimin anası olan budnapişnedir. Yine adaleti düzeni sağlayan Themis ' i anlatır .Adaletin ve yargının anasidir Tanrıça Themis . Günümüzde de adliyelerde elinde adaletin terazisini tutan adalet kadındır . Mitolojide adalet Tanrıçası olarak da bilinir.
Antik çağlarda kadın kutsaldır hayat verendir, çünkü annedir. Tanrıçaların çoğu kadındır. Asil ve şevkatlidir . Kadinlarin saç telleri, tartılarda gram olarak kullanılmıştır . Ekmege kadının adı verilmiştir . Nan ve Nun olarak günümüzde farsça ve kürtçede hala kullanılmaktadır . Yönetimlerde kadınlardan oluşan konseyler devlet kararları alırlardı .Ana erkil toplum oldukları için , savaşlar çok az olurdu . Bilim , teknik , tip , sanat , felsefe , eğitim , estetik , aydınlanma, adalet , ticaret ve tarım vb. insanlığın ilerlemesi ve aydınlanması için büyük çaba harcamışlardır . Arkeolojik kazılarda çok ileri medeniyetlerin izlerini görüyoruz.Hep ana tanrıça fügürleri vardır .Dünyanın ilk bilim ünüversitelerinden biri de Urfa - Harran ’ da kazılarda ortaya çıkmıştır. Benim de ziyaret ettigim bu antik üniversite gök ve astroloji bilimleri dallarında eğitim veren muhteşem bir bilim yapısıdır . Binlerce yildir hala o çağların miraslarını yiyoruz . Birakin ilerlemeyi çok geriye gittik.Belki de insanlık tarihinin en karanlık ve gerici dönemlerini yaşıyoruz.
Bilimden, sanattan, estetikten çok uzaklaştık. Birakin uzaklaşmayı günah ve yasak olarak bize empoze edilen erkek egemen dinleri ve bakış açısı son 2000 yıldır dünyanin felaketi oldu . Kadini cinsel obje ve köle olarak gören ,çocukları bile kendi sapıkça dürtülerine meze yapan korkunç bir hal alan erkek egemen topluluklar oluştu . Dünyayı cehenneme dönüştürüp siyah beyaz yaptılar . Siirleri ve aşkı bile yok eden, erkek ırkçılığı ve şovenizmi kendilerinden başka hiç bir canlıya yaşam hakkı tanımaz oldu ...
Büyük savaşlar ve cinayetlere tanık olan krallar, liderler ve komutanlar buna Atatürk de dahil kadınların önemini anladılar . Kadını ön plana çıkarıp , değer verip, topluma öncü yaptılar . Dünyanın ve insanlığın tek kurtuluşunun aydınlanmış kadınlar da olduğunun farkına vardılar...